Ahmedinejad'ın ezici bir farkla ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesi, "İran'da karşı devrim" hayali kuran Batı medyasının moralini bozdu.

Seçimleri müteakip "İran'da düzen değişikliği" bekleyenler arasında, bizdeki 'bir kısım medya' da vardı; doğrusu onların şaşkınlığı ve yaşadıkları üzüntü de Batı basınından pek farklı değil…

Mesela, Amiral Gemisi Hürriyet, Ahmedinejad'ın seçimi yüzde 63'lük oy oranıyla kazanmasına fena halde bozuk çaldı:

"İran'da 'diktatöre ölüm' sesleri" başlığı okunuyordu, Hürriyet'in birinci sayfasında…

İran'daki muhaliflerin sloganı üzerinden Hürriyet'in Türkiye kamuoyu için itina ile yaptığı 'ince ayar' böyleydi.

Cumhuriyet ise "İran'da değişim yok" manşetini atmıştı.

İlhan Selçuk'un gazetesi, Beyaz Saray'ın "Seçimde usulsüzlük haberleri dahil olmak üzere durumu yakından izliyoruz" şeklindeki açıklamasını öne çıkarmıştı.

Eyvahlar olsun; İran'daki seçim sonuçları, Türkiye'deki statükocu medyanın temennilerinden çok farklı bir biçimde neticelendi.

Doğan Grubu gazetelerinin veya Cumhuriyet'in yıllardır kamuoyunda oluşturduğu İran algısı, vaktiyle Statüko mutfağında pişirilmiş olduğu için sürekli olumsuz bir resim vermeye ayarlıdır ve mütemadiyen "tehlike" sinyalleri yayar.

Türkiye-İran ilişkilerinin son dönemde hiçbir zaman olmadığı kadar iyileşmesinin Hürriyet veya Cumhuriyet'i rahatsız ettiğini söylemeye gerek var mı?

ABD'nin Dabılyu Bush döneminde İran'ı bir türlü vuramamış olması…

Hürriyet'in "eşik bekçileri"ni nasıl da hayal kırıklığına uğratmıştı, örneğin…


* * *
İran'da Ahmedinejad'ın kazanmasına üzülenler arasında ABD-İsrail ikilisi başı çekiyor.

İsrail Başbakan Yardımcısı, Ahmedinejad'ın zaferinin "İran'ın özgür dünya ile gerçek bir diyalog kurmaya hazır olduğuna ve nükleer programını durduracağına inananların yüzünde patlayan bir tokat olduğunu" söylüyor…

Bu açıklama; İran'daki seçim sonuçlarının İsrail-ABD tandemine atılan 'diplomatik bir tokat' olduğunu göstermeye yetiyor!

Yıllardır İsrail'in nükleer silahlarının gölgesinde ve tehdidinde yaşayan bir Ortadoğu'da, İran nükleer programından vazgeçecek ha!


* * *
Bu arada…

Ahmedinejad'a ilk kutlamanın Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez'den geldiğini; Chavez'in İran Cumhurbaşkanı'na "Sizin seçim başarınız kibirli küresel güçlere karşı özgür halkların zaferidir" dediğini bir kenara not edelim!


* * *
Batı basınının veya Hürriyet-Cumhuriyet ikilisinin İran'da temenni ettikleri "değişim"in; İran'da son seçimde etkili bir biçimde ortaya çıkan muhalefetin/ seçimi kaybeden Musavi'nin arzu ettiği "değişim"le alakası bulunmadığını da vurgulayalım.

Ahmedinejad'a sıkı bir muhalefet sergileyen Musavi, İran'da sisteme dahil bir isim; eski başbakan…

Mevcut yönetimin İran'ın dünyadaki itibarını sarstığına dikkat çekerek muhalefet yapıyor; "ılımlı" bir üsluba sahip…

Musavi'nin etkili kampanyası, -her ne kadar Batı'da çok farklı bir beklentiyle karşılanmış olsa da- İran açısından olumlu bir aşamaydı.

Musavi, İran'ın temel yaklaşımları açısından bambaşka bir noktada duran bir siyasi sima değil; örneğin, o da İran'ın nükleer silaha sahip olmasını savunuyor.