xxx23
YÖK ve Burjuvazi
Eski bir üniversite hocası olarak, oldum bittim, öğrencilerin üniversiteye başlama yaşında bir sakatlık olduğunu düşünürüm...
Henüz on sekiz yaşındaki gencecik ve deneyimsiz insanları, yaşamlarının geri kalan kısmının tümünü etkileyen bir karar vermeye zorluyoruz ve üniversitelere girerken ‘mesleklerini’ seçmelerini istiyoruz...
Sonunda bu garipliği ABD çözdü ve üniversitelere giren öğrencilerin hemen ‘meslek’ seçme zorunluluğunu erteledi.
Amerikan üniversitelerinde öğrencilere ilk iki yıl temel dersleri görme, iki yıl sonunda da hem kendilerini, hem de üniversite kavramını daha iyi tanımış olarak ‘dal’ ya da ‘meslek’ seçme imkánı getirildi...
Bu son derece önemli ve yararlı yaklaşımı bizde bir tek Sabancı Üniversitesi uyguluyordu... Sabancı Üniversitesi’nde bu sisteme ‘bölümsüz üniversite’ denmekte... Sisteme göre ‘Temel Geliştirme Programı’ndan geçen öğrenci, birinci sınıfın sonunda üniversiteye girdiği puan türü farklı da olsa başka bir bölüme geçebiliyor...
Sabancı Üniversitesi Rektörü Tozun Terzioğlu bir sohbetimizde bana, üniversiteye ‘mühendis’ olma arzusuyla giren bir öğrencinin ‘heykeltıraş’ olarak mezun olduğunu anlatmıştı. Öğrenci kendini tanıdıkça tercihini de değiştirebiliyordu...
YÖK’ün bu sistemi tüm üniversitelere yaymasını beklerken, Sabancı Üniversitesi’ndeki sistemi kaldırmaya kalkmasına şaşırdım...
* * *
Mamafih...
Dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun devreye girdiği, YÖK’ün de yumuşamaya başladığı söyleniyordu...
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu önceki gün Çankaya Köşkü’nde Gül ile görüşerek dertlerini anlatmaya çalışmışlardı...
Yüksek Öğretim Kurumu ise...
Sabancı Üniversitesi’nin öğrencilerin kurum içinde başka puan türlerinden öğrenci kabul eden bölümlere geçişine olanak sağlayan uygulamasının yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu...
Ve fırsat eşitliğini ortadan kaldırdığını iddia ediyordu...
Doğrusu, YÖK’ün savunmasını ve ısrarını da anlamadım...
* * *
Bu tartışmada en eğlenerek izlediğim gelişme ise TÜSİAD’ın açıklaması oldu.
TÜSİAD son günlerde yükseköğretimde tartışılan iki konuyla ilgili açıklama yaparak, yükseköğretimde reform yapılması gerektiğini vurguladı.
Sabancı Üniversitesi’nde bölümler arasındaki geçişle ilgili uygulamanın YÖK tarafından engellenmesi konusunda da TÜSİAD’ın görüşü şöyle:
‘Yaşanan tartışmalar, yükseköğretimde ‘özerklik ve hesap verilebilirlik’ odaklı bir reform ihtiyacının aciliyetini bir kez daha gündeme getirmiştir.
Yükseköğretim Kanunumuz merkeziyetçi bir anlayışa sahiptir ve dünyada yükseköğretimin gelişme çizgisine uyum sağlamakta zorlanmaktadır.
İdari ve mali özerkliği sağlayan, ádemi merkeziyetçi, kurumların yaratıcılığını ve kimliklerini ön plana çıkaran ve üniversitelerin birbirleri ile rekabet edebilmelerine fırsat tanıyan bir sistemin tasarlanması son derece önemlidir.
Böyle bir sisteme ulaşmak için, üniversiteler, kurum içi konularda kendi kararlarını verebilmek için gerçek anlamda özerk olmalıdır.
Yeniden yapılanacak sistemde YÖK, yükseköğretimin ve sistemin geleceğine ilişkin konular üzerine hükümete politika önerileri yapacak bir eşgüdüm organı rolünü yerine getirmelidir.’
TÜSİAD’ın açıklamasına ve önerisine sonuna kadar katılıyorum, eğlendiğim yan ise burjuvazinin anti demokratik gelişmelere de, her türlü vesayete de, anında ve ihtiyaç duyulan bir sertlikle tavır koymaması...
YÖK, 12 Eylül rejiminin, üniversiteleri kışlalaştırma hareketiydi...
AK Parti de bu kurumu yok etmek yerine, sahiplenmeyi yeğledi...
* * *
Şimdi YÖK’ün çağın gelişimine karşı kararları söz konusu olunca...
Bu ‘vakıf üniversiteleri’ni de kapsayınca...
TÜSİAD ‘üniversite özerkliğini’ anımsatıyor...
Hálbuki gerçek bir burjuvazi söz konusu olsa, ‘üniversite özerkliğini’ değil, hayatı cehenneme çeviren 12 Eylül Anayasası’nı hedef alır ve peşini bir anlığına bile bırakmaz...
Çünkü YÖK bir anayasal kuruluş ve o 12 Eylül Anayasası’nın hedefi hiçbirimizi ‘özerk’ ve ‘bağımsız’ yapmayacak bir ‘askeri toptancılığı’ içeriyor...
* * *
Cumhurbaşkanı Gül ile Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’nun girişimlerinin sonuç almasını, Sabancı’daki uygulamanın kaldırılması değil, tüm üniversitelerin Sabancı sistemini uygulamasını dilerim...