Derler ki “Müzik ruhun gıdasıdır.” Bana kalırsa hele de türkü ise ruha candır, şifadır.

Bir insan hangi türküyü her dinlediğinde ağlar? Ben…  Artvin Şavşatlı bir sanatçımız, Sevgili Metin Temiz hocama sazını sözünü, kendisini, tanımak için söyleşi teklif ettim, kimseyi kıramayan mütevazı kişiliğiyle kabul etti, sağ olsun. Özü sözü bir, cana yakın ve güler yüzlü Metin hocamızla bakalım neler konuşmuşuz?

-Metin Hocam, hoş geldiniz. Nasılsınız?

“Hoş buldum. Teşekkür ederim. Gayet iyiyim.”

-Öncelikle kıymetli vaktinizden ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Metin Temiz, kimdir? Sizden dinleyelim.

“1968 doğumluyum. Artvin Şavşat'lıyım. İstanbul'da yaşıyorum. Yazın kalabildiğim kadar memlekette kalıyorum bu iki, iki buçuk ayı buluyor. İşletme fakültesi mezunuyum, emekliyim. Evli ve iki çocuk babasıyım.”

-Açıkçası ben sizi Şavşat’ta yaşıyor sanıyordum. İnsan her gün yeni bir şey öğreniyor işte… Çok klasik bir soru olacak ama müziğe ilginiz nasıl başladı? Ailenizde müzikle uğraşan var mıydı?

“Müziğe ilgim çocuk yaştan beri vardı. Babam cümbüş çalardı aynı zamanda beden eğitimi öğretmeni idi. Ondan etkilenmiş olabilirim. Ben kendimi bildim bileli müzikle ilgileniyorum, müziği gerçekten çok seviyorum.”

-O halde müzik sizin hayatınız diyebilir miyiz? Sazınızı elinize ne sıklıkla alırsınız?

“Müzik benim hayatımın büyük bir kısmı. Aslında sadece müzikle sınırla tutmak da yanlış. Mutlu olmak, mutlu olduğum şeyleri yapmak benim yaşam felsefem.

10-15 sene elime hiç saz almadığım zamanlarım oldu. Bunun da sebebi vardı ama o bana özel kalsın müsaade ederseniz. Ondan sonra çalmayı unutmuşum ve yıllar sonra tekrar elime aldım. Yavaş yavaş kendimi geliştirmeye çalıştım. Aklıma bir türkü, bir eser, ilham geldiği zaman ulaşabileceğim bir yerlere sazlarımı dağıtıyorum ve gidip çalmaya çalışıyorum. Bazen dışarıda saza bakma bahanesiyle saz dükkânlarına girip saz çaldığım oluyor.

-Çok zekice. Biz de hep yanımızda kalem defter taşıyoruz, olur da bir ilham geliverir kaçırmayalım diye ama pek umut yok. Konuyu dağıtmayayım;  sözlerini yazdığınız kaç eseriniz var? Beste yapmak mı zor söylemek mi dersem ne dersiniz?

“MESAM'a kayıtlı sözü müziği bana ait olan 76 eserim var.  MESAM Üyesiyim. Beste yapmak, söz yazmak ve okumak, hepsi farklı farklı meziyet. Hepsinin zorluk derecesi zaman zaman değişiyor ama hiç yapmamaktansa, üretmemektense kötü bir şeyler yapmak bile bana iyi geliyor.”

-Size katılıyorum. Zaten insan kendini öyle geliştiriyor değil mi? Hatta geçen yıl yazdığımız bir şiiri, bir metni beğenmediğimiz de oluyor. Metin Hocam, 2017’de bir CD’niz piyasaya çıktı. Öncelikle hayırlı olsun diyelim. Hangi parçalar var içinde? Nasıl seçtiniz?

“Evet, 2017'nin ilk aylarında albümüm çıktı. İçerisinde 15 eser var hepsinin sözü müziği bana ait. Tabii biraz seçici olduk ama yine de ilk akla gelenlerden yapabileceğimizin en fazlasını 15 tane eseri koyabildik Güzel bir çalışma oldu diye düşünüyorum.”

-Yakın çevrenizden sanat yaşamınızla ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz, bir ortamda otururken “Haydi al sazını da az dertlenelim, neşelenelim,” diyen oluyor mu? Neler yaşıyorsunuz?

“Yakın çevremde zaten insanlar beni bilirler hep neşeliyimdir. İnsanları eğlendirmek için yaratılmışım sanki ve yıllardır onları zaten eğlendiriyordum. Şimdi kendi eserlerimle eğlendirmeye çalışıyorum. Sonuçta eğleniyoruz.”

-Her şiire elbette beste yapılamıyor, beste olacak şiirlerde ne özellik ararsınız?

“Başkalarının şiirlerine çok az beste yapıyorum, çünkü o ruhu yakalamak şairin istediğini vermek lazım. Kendi eserlerimi yaparken bazen söz önce gelir bazen müzik. Birini bulunca diğerini ona uyumlu hale getiriyorum.”

-Biraz da aile hayatınızı irdeleyelim. Eşiniz ve çocuklarınız hakkında da biraz bilgi alalım mı biraz?

“Evliyim.İki çocuğumuz var. Büyüğü oğlum yüksek makine mekatronik mühendisi, çalışıyor. Kızım İngiliz Dili ve Edebiyatı son sınıf öğrencisi. Çanakkale 18 Mart üniversitesinde eğitim alıyor.”

-Çok güzel… Metin Hocam, yakın geleceğe dair planlarınız nelerdir?

“Benim hemen hemen bütün planlarım memlekete yerleşmek üzerine. Çok fazla planlı biri değilim, hele hele sinsi planlarım hiç yoktur ama 2. albümü ve bir kaç klip yapma planlarım var, olursa.”

(Fotoğraf: Sanatçı Metin TEMİZ, Eğitimci-Yazar Fatma ÇETİN KABADAYI)

-“Ben de gelecem,” isimli türkünüzü belki sadece Şavşatlılar üstüne almış sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Siz bu türkünüzle gurbetteki herkese tercüman olmuşsunuz.  Her dinlediğimde gözlerim doluyor, ağlıyorum. O şiiri nasıl yazdınız, besteyi hangi ruh halinde yaptınız? Bizi niye bu kadar yaktınız?

“Ben da galacam adlı eserimin yazılması şöyle oldu. 15 sene memlekete gidemeyen biri olarak memleket özlemiyle yanıp tutuşan Metin Temiz nezdinde benimle aynı kaderi paylaşan birçok insan olduğunu da biliyorum. Özlemlerim ve o insanların özlemlerini de dile getirerek olumsuzlukları olacakmış gibi yorumlayarak yapılmış olan bir eserdir.  Telefonla konuştuğum kişiler ‘Metin ne zaman geliyorsun?’ diye sorduklarında ben de ‘bu yaza inşallah geleceğim,’ diyorum olmuyor, güze geleceğim, sonbahara geleceğim, o da olmuyor baktım gideceğim yok. En son dedim “herhalde mezarım kazıldığı zaman ben de geleceğim”. Şiirini yazdıktan sonra bir iki sene beklettim. Aile ortamında bir toplantımızda bunu okuduğum zaman sosyal medyada paylaşıldı ve çok büyük rağbet gördü. Bunun üzerine albüm çıkartmak şart oldu. Biz de zaten hazır olan eserlerimden 15 parçalık bir albüm yaptık.

-Çok güzel olmuş. Zaten gerçek duygularla yazılan eserler her zaman öne çıkıyor. Siz şimdi bunu anlatırken bile ben yine duygusallaştım. Peki hocam, en sevilen eserleriniz hangileri oldu?

“En sevilen eserlerim ‘ben de geleceğim’ ‘Ses ver ses’ ve albümde bulunmayan ‘köye davet’ oldu. Duygusal parçalar da tamamen duygusala bağladım. “Çırpınıp duruyorum” eserlerim de bunların yanında çok rağbet gören eser oldu.”

-Metin Temiz’in bir günü nasıl geçer, neler yapar?

“Emekliyim fakat yine çalışıyorum. Çalışmayı seviyorum. Boş durmak bana göre değil. Kendi işimi yapıyorum. O günlerde sabah erken kalkıyorum işim bittiği zaman eve gelip  boşta kalan zamanlarımda sazımla, müzikle uğraşmaya çalışıyorum. Şundan emin olabilirsiniz ki bazen zaman bana yetmiyor.”

-Günlük ve sanat yaşamınızda yüzlerce kişiyle tanışıyorsunuz. Kimi gönlünüzde yer ediyor, kimini de bundan sonra görmesem de olur diyorsunuz. Bir insana “Adam gibi adam” demeniz için o kişide hangi özellikleri ararsınız?

“İş ve sanat hayatında birçok insanla karşılaşıyoruz, doğrudur. Birçoğuyla da tanışıyoruz. Tabii bunları burada değerlendirmem yanlış olur. Fakat kendimize göre zamanla belirlediğimiz bazı özellikleri ile seçici oluyoruz. Her şeyden önce kendimizi tanıyor ve ne istediğimizi biliyoruz.  Ona göre içlerinden dostlarımız oluyor, çok samimi dostlarımız oluyor hatta çok çok samimi dostlarımız da oluyor. Uzun süreli birlikteliklerimiz devam ediyor ve bazı kişileri de haliyle uzak tutmak ihtiyacını duyuyoruz. Adam Gibi Adam derken insan öncelikle dürüst, samimi, içten olmalı. Bir art niyet hissettiğim zaman o kişiden kesinlikle uzak duruyorum. İnsanlar hata yapabilir fakat art niyetli hataları da kabul etmiyorum.”

-Metin Temiz’in o anki mutluluğumu unutamam dediği bir anısını bizimle paylaşmasını rica edeceğim. Mümkün mü?

“Hani mutluluktan ağlamak diye bir şey var ya… Ömründe bir kez mutluluktan ağladım; o da “bir oğlun oldu” müjdesini verdikleri zamandı. Galiba en mutlu günüm o gündü.”

-Şiirlerinizden birini okurlarımızla paylaşmak istiyoruz. Hangisine müsaade edersiniz?

Elbette, o halde sözü müziği bana ait olan Haberim Olsun şiirimi paylaşalım.

***

Sevdiceğim bir gün darda

Olursan haberim olsun

Şimdi iysin ama zorda

Kalırsan haberim olsun

Bilsin senin değerini

Uğruna versin serini

Benden çok seven birini

Bulursan haberin olsun

Bıçaklar attın ipime

Dinamit koydun yapıma

Pişman olup da kapıma

Gelirsen haberim olsun

Çürüttün döktün etimi

Güldürmedin bu yetimi

En sonunda kıymetimi

Bilirsen haberim olsun

Merhamet senin neyine

Acıyorum sana yine

Numaramı koy cebine

Ölürsen haberim olsun.

-Çok acıklıymış bu da Metin Hocam. Çok beğendim. Hocam, okurlarımız türkülerinizi kanalınıza abone olup dinleyebilirler. Peki CD’nizi nerden alabilirler?

-Çok hoş bir söyleşi oldu. Samimiyetiniz için, vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

-Benim için de gerçekten güzeldi. Bana böyle bir imkânı verdiğiniz için asıl ben size teşekkür ediyorum. Hoşça kalın. Sevgiyle kalın.