Günler günleri, aylar ayları kovaladı ve devran bir kez daha döndü. Kirletilmiş, insani değerlerini kaybetmiş bu fani dünyada ömrümüzde kaçıncı defadır fırsatlar mevsimi tekrar bizi kuşattı.

Güneş bir başka doğdu sanki Recep ayıyla beraber, bulutlar rahmetini farklı saldı muhtaç toprağa, rüzgârın ağaç dallarına çarpan sesi her zamankinden başka huu'lara karıştı.

Evlerde bir neşe oluştu, rahmet mevsimi geldi diye. Seccadelerde şükür secdelerine varıldı tekrar bu kutlu mevsime ulaşıldı diye. Haneler temizlendi köşe bucak, kutlu mevsimi kirden pastan uzak karşılamak için.

Sahur ışıkları yandı, bereket sofrasında buluşmak üzere. Çaydanlıklarda fokurdayan çayın kokusu kapladı mutfakları, bardaklara aheste döküldü, huzurla dudaklarla buluştu mis kokusuyla, akşama buluşmak üzere vedalaşarak.

Neneler çoktan binlik tesbihlerini hazırladı. Artık işaret parmakları tesbih tanelerini bir bir kendine doğru çekerken, dudaklar ise kıpır kıpır, gönüller zikr ü tesbihle meşgul. Kalbin üzerine eğilmiş başlar, aşk ve şevk ile gönülden Ona yöneldi.

Anlatıldı meraklı çocuklara, müjde verildi rahmet mevsimi geldi diye. Hep beraber planlar yapıldı ailecek üç aylar boyunca yaşam kılavuzumuz Kuranı Kerimin mealini bitirmek, hatimler indirmek üzere.

Fırsatlar mevsiminin müjdecisi Regaip Kandili için çocukların odalarına balonlar asıldı, evin hanımı özenle yazıp duvarlarına astı “kandiliniz mübarek olsun” yazısını. Ta sabahtan hazırlıklar başladı çocuklarla akşam kandil programına camiye gitmek üzere.

Üç aylardaki mübarek gecelere kandil denildi. Bütün minareler aydınlandı bu gece, tıpkı bu mübarek gecenin gönülleri, meskenleri aydınlattığı gibi. Camiler bir kere daha doldu taştı, müminler canı gönülden tebrikleşti mütebessim bir çehreyle. Herkes kucaklaştı kandiliniz mübarek olsun diyerek.

Fırsatlar mevsiminde Miraç kandili beklendi yükselen peygamberinin izinde yükselmek için, Berat Kandili gözlendi beraata ulaşmak için, Kadir Gecesine hasret duyuldu bin aydan hayırlı geceye ulaşmak için.

Eskiler “fırsatı ganimet bil” demişler. Bu manevi mevsimde o kadar çok fırsat var ki saymakla bitmez. Üç ayların en başındayız ama Ramazanı hasretle bekleniyor bir ömürlük affa mazhar olmak için. Zira Efendimiz şöyle buyurmuş Ramazan ayının fırsatıyla ilgili; ''Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün…''( Tirmizi, Davet.)

Her insanın günlük fırsatları vardır, mesela beş vakit namaz o gün işlenmiş günahların affına vesiledir. Ramazan orucu da bir önceki ramazan ile aradaki günahların bağışlanmasına vesile olan yıllık fırsatlardandır.

Allah’tan istemenin bir zorluğu yok, bir meşakkati yok, bir ücrette ödemiyorsun, bir bilet alman gerekmiyor, birinin refakatine, aracılığına da de ihtiyaç yok. Ayakta ya da oturarak, hatta yan üstü bile sığınabilirsin. Evinin bir köşesinde, mescitte gönlüne eğilip O’na yönelebilirsin. Kalabalıklar arasında, tenhalarda, kırda bayırda da yönelebilirsin. O sevinçli, hüzünlü an ayırmaz, kendinden istememizi ister. Âşık Derviş ne güzel ifade etmiş;

Sen rıza kapısında,

Aman Allah’ım desen,

O âlemler sultanı,

Lebbeyk kulum demez mi?

Fırsatlar mevsimi iç arınmanın, paylaşmanın, kaynaşmanın, konuklaşmanın, ibadetlerde zirvenin mevsimidir aynı zamanda. Hele sonu bayramdır ki neşesi, huzuru, mutluluğu hiçbir şölenle ölçülemez.

Kulluk görevlerini ertelemek büyük pişmanlıkları getirir. Anı, günü atlamak, ertelemek, helak sebebidir. Bu konuda ayeti kerime bize yol gösteriyor.

“Onlar cehennemde, “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim” diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir); “Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.” Fatır:37

“Allahım! Bize Receb’i ve Şa’ban’ı Mübarek Kıl ve Bizi Ramazan’a Ulaştır.”

Üç aylarınız ve Regaip Kandiliniz mübarek olsun.

Sebahattin BİLGİÇ