Dünya kurulalıdan beri nice savaşlar oldu nice zulümler yapıldı, nice haksızlıklar gerçekleşti, nice cinayetler işlendi. Elan da bu gibi yanlışlıklar yapılmakta, zulümler işlenmeye devam edilmekte. 1. Dünya savaşında 10 milyon, 2.Dünya Savaşında 40 milyona yakın insan heder edildi. Rusya da Bolşevizm, Çin de Maoizm, Polpotun ülkesinde Kominizm milyonlarca cana kıydı. Günümüzde Emperyalist ABD,AB,Çin, Rusya kendi çıkarları için Irakta, Suriye’de, Sincan’da, Çeçenistan’ da, Ortadoğu’ da, Afrikada kan dökmeye devam ediyorlar. Bunların hepsi dünyanın acı bir gerçeği.

                Bizler,  yani 2013 yılında Türkiye’de yaşayan Müslüman, Türk, Kürt, Çerkez, Boşnak, Laz,  Gayri Müslim, Alevi, Sünni, falan partiden filan partiden, bilmem hangi bölgeden, bilmem hangi sosyal, siyasal, ekonomik sınıftan… Fark etmez, kim olursak olalım çok büyük bir vebalin, çok büyük bir günahın şahitleriyiz.  Öyle veya böyle ülkemizde işlenen bu cinayetlerden sorumluyuz. Neden mi bahsediyorum: Ülkemizdeki  kadın ölümlerinden.  Gün geçmiyor ki utanç verici bu günahla ilgili, bu cürümle alakalı bir haber duymamış olalım.

                Baştaki ölçüleri gerçekleri  bir daha hatırlayalım: Biz insanız, biz Müslüman’ız, biz Muhammed ümmetiyiz.İnsanız o zaman aklımız fikrimiz irademiz var.Bunlar bize kıtali hele de günahsız birini, hele de bir kadını, hele de eşimiz olan bir kadını öldürmeyi insanlık dışı sayar. Biz Müslüman’ız: İslam’ın kitabı Kuran (ki Onu yüce yaratan göndermiştir)   der ki;” "Kim, haksız yere bir cana kıymamış ve yeryüzünde bozgunculuk yapmamış birini öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de biri öldürmeyip hayatta bırakırsa, bütün insanları ihya etmiş gibidir." (Maide suresi) “ “  “Her kim ki, bir mümini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedi kalmak üzere Cehennem'dir. Allah, ona gazab etmiş, lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa:9)      

              Biz Muhammed (sav) ümmetiyiz. O yüce Resül buyurur ki: “ “Dünyanın yıkılması, Allah nazarında Müslüman bir adamın öldürülmesinden daha hafiftir.”(Müslim)

     “Birisinin, şirk üzere ölmesi veya kasten bir mümini öldürmesi dışındaki bütün günahların affedilmesi ümit edilebilir.” (Ebu Davud) peygamberimiz savaşa giden sahabelerine öğütler verirken ;”  kadınların, çocukların, mabede kendini vermiş din adamlarının ve savaşacak durumda olmayan yaşlıların öldürülmesini yasaklamıştır."

                                      Bu Günahın Altından Kalkamayız

            Nerden nereye değil mi? Kitabımız, Peygamberimiz, kültürümüz bırakın bir mümine hanımı, bırakın eşimiz olan bir hanımı, düşmanların kadınlarını bile, hatta savaş esnasında bile öldürmeyi yasaklarken;  günümüz Türkiye’sinde bu aşağılık, bu akla izana sığmaz, bu dinde yeri olmayan eylem bir Müslüman erkek! Tarafından bir Müslüman Hanıma  uygulanıyor.

              Boşanmak , Allahın sevmediği bir helal. Allah sevmiyor ama yine de helal. Ya haksız yere adam/kadın öldürmek, ya haksız yere bir Müslüman Hanımı öldürmek: Ebedi cehennem. Ebed kelimesine, Cehennem kelimesine dikkat edelim. Sonu olmayan bir zamanda, acısı tarife sığmayan büyüklükte ızdırabı yaşamak.  Kafamızı kuma gömmenin hiç kimseye bir faydası yok. Ölene değil öldürene acımak gerek.Bu nedenle toplumumuzda kim ki bu günahın işlenmesinde rolü var Allah ona da acısın. Anneler, babalar, çocuklar, komşular ve tabi ki eşler… Her kim ki bu fena sonucun doğmasında rol aldı ise rolünün ağırlığı kadar bu günaha ortak olacaktır:  Fıtrata aykırı kanun çıkaranlar, fıtrata aykırı hayat ve aile düzeni kurmak isteyenler, fıtrata aykırı rol kapma çabasında olanlar, kızını gelinliğe dolayısı ile anneliğe, oğlunu damatlığa dolayısı ile babalığa hazırlayamayan ebeveynler, yavrularına, öğrencilerine imani, islami, ahlaki, insani gerçekleri öğretmeyen ebeveynler, tüm eğitimciler, akrabalar, eşler, dostlar...Bu büyük günaha, bu büyük vebale ortak olmayalım.