Seçkin İSLAMOĞLU

Seçkin İSLAMOĞLU

Kürtçülük, Terörcülük, Ergenekonculuk, Laikçilik

SÖZÜN ÖZÜ (KISA KISA) - 26

 

Kürt(çü) Siyaseti Terör ile Bağlarını Koparmalıdır

 

Belçika’da pkk terör örgütüne karşı operasyonlar yapılmış ve birçok mensubu gözaltına alınmış. Bunun üzerine BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) başkanı Demirtaş da Belçika Büyükelçisi ile görüşecekmiş. İşte Kürtler için asıl tehlike ve tuzak, bu terör ve terör destekçiliğidir; pkk ve diğer uzantılarıdır. Artık Kürtlerin bu gerçeğin farkına varması ve pkk’nın onlara hiçbir hak kazandırmadığını, tam tersine en doğal haklarını elde etme süreçlerini bile geciktirdiğini görmesi lazımdır.

Öte yandan Kürtçülerin de Kürt İmparatorluğu (Büyük Kürdistan) hayalinden vazgeçmesi gerekiyor; tarihte böyle birşey gerçekleşmediği gibi, günümüzde de gerçekleşemez. Boşuna kendine ve başkalarına zarar vermekle, bölücülük yapmakla, teröre bulaşmakla hiçbir şey elde edemediniz, edemiyorsunuz, edemezsiniz. Tutuşturduğunuz terör ateşi öncelikle sizi yakıyor.

“Siyaset”, “Barış”, “Silah Bırakmak”, “Operasyonları Sonlandırmak”, “Haklar” gibi kelime ve kavramlarla göz boyamaya çalışırken, öte yandan pkk terör örgütüne olan desteğinizi bu millet görmüyor mu sanıyorsunuz? Boş hayaller uğruna canlara kıyıyorsunuz, mülklere zarar veriyorsunuz; artık vazgeçin, terör bir hak arama veya hak alma yöntemi değildir.

Sizin bu haksızlıklarınıza, sizin bu zalimliklerinize, sizin bu teröristliklerinize karşı taraf da terörle karşılık verse, sırf Kürt diye insanları hedef alsa kabul etmezsiniz. İşte vicdanen de biliyorsunuz ki haksızsınız. Boşuna dış güçlerin maşalığını yapmayın, kardeşliği parçalamayın.

Tamam kemalist sistem zalimdi, tamam toplumun diğer birçok kesimi gibi Kürt kardeşlerimize de haksızlıklar yapıldı, tamam askeri cunta(lar) sizi de ezdi, fakat bunun bedelini tüm topluma ödetmeye veya işi kandavasına döndürmeye hakkınız yoktur. Son yıllarda Kürt kardeşlerimize birçok hak tanınırken ve birçok açılım yapılırken hâlâ daha işi yokuşa sürmek, hâlâ daha terörden medet ummak sadece cahillik değil aynı zamanda da hainliktir.

pkk ve destekçileri asıl ihaneti önce Kürtlere yapmaktadır. Günümüzde devlet Kürt gençlerini ölüme göndermiyor fakat pkk gönderiyor. Günümüzde devlet Kürtlerden haraç almıyor fakat pkk Kürtlerden haraç alıyor. Günümüzde devlet Kürtleri itham etmiyor fakat pkk (araba kundaklamak, belediye otobüsü yakmak, güvenlik güçlerini taşlamak gibi) şehir eylemleriyle Kürtlere karşı tepki oluşturuyor. Günümüzde devlet (Ak Parti Hükümeti) Kürtlerin haklarını kısmak için uğraşmıyor (tam tersine çoğaltmak için uğraşıyor) fakat pkk ve uzantıları bu süreci baltalayarak Kürtlere zarar veriyor. Kurtulun artık bu ayakbağından; zalimlik kadar zalimlere destek olmak da zulümdür.

İşte bir Ergenekon Terör Örgütü soruşturması yaşanıyor, planlar, komplolar, gizli konuşmalar, senaryolar, belgeler, imzalar, faili meçhuller, sansasyonel cinayetler, işbirlikçi medya mensupları, kullanılan naylon terör örgütleri, derin uzantılar bir bir ortaya çıkıyor. Şimdi, cami avlusunda bomba patlatmak terör ise, şehir meydanlarında bomba patlatmak nedir? Elbette terördür. Sırf müslüman diye insanlara iftira atmak veya komplo kurmak yanlışsa, sırf Türk diye insanlara saldırmak nedir? Elbette yanlıştır...

Türkler kendi Ergenekon’unu temizlemeye çalışırken Kürtler de kendi Ergenekon’larını temizlemeli; yoksa Türk Ergenekonu ile Kürt Ergenekonu iki kardeş halka zarar vermeye devam edecek. Kemalist chp’nin Ergenekon avukatlığı yapması neyse, Kürtçü BDP’nin pkk avukatlığı yapması da odur. Allah sizi insan olarak yaratmış, insan kalın; özünüze dönün, vahşileşmeyin ve vahşileşenlere destek olmayın. “Müslüman Kardeşliği” çizgisinde buluşun, “Zulüm Kardeşliği” çizgisinde değil.

 

Sözde Laik Türkiye ve Çarşaf Yırtan chp’liler

 

Türkiye hiçbir zaman laik olmamıştır, kemalist bir Türkiye’nin laik olması da mümkün değildir; ortada kaybedilecek bir laiklik yoktur. Tersi her iddia tipik kemalist efsanelerden biridir. Yine tipik devşirilmiş zihniyet olan kemalizm uzantısı chp’nin bazı kadın mensupları Hilafet’in kaldırılmasının yıldönümünde çarşaf yırtarak hem asıl yüzlerini ortaya çıkarmış, hem de müslümanları kandırmak için daha önce ortaya attıkları “çarşaf açılımı”ndaki samimiyetsizliklerini ispatlamışlardır. Yazık ki şu memlekette chp gibi zulümlerin müsebbibi ve destekçisi bir parti hâlâ %20 oy alabilmektedir.

Türkiye’de laiklik yoktur demiştim; evet Hilafet kaldırılırken Diyanet İşleri Başkanlığı da kurulmuştur; yani devlet doğrudan dine müdahale etmiş, müftüleri ve cami imamlarını birer devlet memuru haline getirmiştir. Ayrıca müslümanların halifesini sürgün edip hilafeti kaldırmak laik devletin işi midir? Mesela Papa’lığın kaldırılmasına hıristiyanlar mı karar vermelidir İtalya devleti mi? Öte yandan Mustafa Kemal’in halifeyi ve hilafeti kurtarmak için propaganda yaptığını ve diğer müslüman halklardan da destek aldığını unutmamak gerekiyor.

Kemalist tek parti diktatörlüğünde müslümanların camilerine ve vakıflarına el konduğunu da, Ezan’a müdahale edildiğini de, Kuran eğitiminin yasaklandığını da, şapka dayatmasına karşı çıkanların idam edildiğini de unutmamak gerekiyor. Yine kemalist zihniyet uzantılarının günümüzde de başörtüsü yasağı, Kuran yasağı, ibadet yasağı, eğitim yasağı gibi birçok yasakla müslümanlara zulmettiğini, müslümanları kendi vatanlarında birçok gayrimüslim ülkedeki haklarından mahrum bıraktığını da unutmamak gerekiyor.

Demek ki laikçiler olmayan bir laikliği savunuyorlar, kendi elleriyle yaptıkları ve gerektiğinde yedikleri laiklik putuyla menfaat çarklarını döndürürken başkalarını da tehdit ediyorlar. “Siz gelirseniz bize baskı yaparsınız, o yüzden biz size baskı yapıyoruz!” ikiyüzlülüğü sergiliyorlar. İslam’da din ve ibadet özgürlüğü vardır fakat laikçi kemalizmde yoktur. Müslümanlar aslında Milli Mücadele değil Milli Mücahede (Milli Cihad) olan İstiklal Harbini kazansa da devşirilmiş zihniyete karşı gafil avlanmıştır. Bakalım bu gaflet daha ne kadar sürecek?..

 

* * *

 

Kuran Meali

 

« Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir.

O, göklerin ve yeryüzünün mülkü (hükümranlığı) kendisine ait olandır. Çocuk edinmemiştir. Mülkünde hiçbir ortağı da yoktur. O her şeyi yaratmış ve yarattığı O şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir.

(İnkar edenler,) Allah’ı bırakıp hiçbir şey yaratmayan ve zaten kendileri yaratılmış olan, üstelik kendilerine fayda ve zararları dokunmayan, öldürmeye, yaşatmaya ve ölüleri diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen ilahlar edindiler. » (Furkân, 25/1-3)

 

Hâdis-i Şerif

 

“Resûlullah (s.a.v.) ayakları kabarıncaya kadar geceleri kalkıp namaz kılardı. Kendisine: “Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetti (niye kendini bu kadar hırpalıyorsun)?” denildi.

“Şükredici bir kul olmayayım mı?” cevabını verdi.”

 

(Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Muvattâ, Nesâî, İbnu Mâce)

 

Seçkin'ce

 

“Kuran varlığın, Fatiha ise Kuran’ın özetidir.”

 

www.dunyaislamgunu.org - www.worldislamday.org - www.seckinislamicebooks.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.