xxx43
İsrail’in Meşruiyeti Var mı?
İngiliz gazeteci AlanHart'ın İsrail ile, Siyonizm ile ilgili bir makalesini okudum (mounadil.blogspot.com). Bu zatın son kitabı "Siyonizm: Yahudilerin gerçek düşmanı" ismini taşıyor ve üç ciltten oluşuyor.
Hart'ın iddiaları şunlar:
1. İsrail devletinin meşruiyeti İngiltere'nin 1917 tarihli Balfur deklarasyonu ile Birleşmiş Milletler'in 1947'deki, Filistin topraklarını iki devlete bölme kararına dayanır.
2. 1917'de Filistin Osmanlı devletinin bir parçası idi. Ona ait toprakları, iki devlet arasında veya uluslararası bir anlaşma olmadan peşkeş çekmeye İngiltere'nin hukuken hakkı yoktu.
3. Yahudilerin bundan iki üç bin yıl önce bu topraklarda bizim atalarımız yaşıyordu iddiaları da temelsizdir. Çünkü eski İbranîler ile çağdaş Yahudiler arasında biyolojik bir bağ yoktur. Olsa bile başka bir halkın uzun zamandan beri üzerinde yaşadığı toprakları gasp etmek, yerli ahaliyi kovmak, kaçırmak, katl etmek için haklı bir sebep olamaz.
4. Birleşmiş Milletlerin Filistini bölmeye, bir Yahudi, bir Arap devleti oluşturmaya hakkı yoktu.
5. Birleşmiş Milletlerin bu haksız kararının uygulamaya konması için Güvenlik Konseyinin bu kararı tasdik etmesi gerekirdi. Karar tasdik edilmemiştir.
6. İsrail, varlığını ve kuruluşunu tek taraflı ve devletler hukukuna aykırı olarak ilan etmiştir.
7. Siyonistler, İsrailin kuruluşundan önce de sonra da terörizm yapmışlar, Filistin'in yerli Arap halkını öldürmüşler, yurtlarından sürmüşler; kaçırmışlardır.
8. İsrail devletini meşrulaştırmak hakkı sadece ve sadece Filistin halkına aittir. Başka hiçbir kişide ve halkta böyle bir yetki ve hak yoktur.
Bu konuda bazı ilaveler yapıyorum:
Çok koyu dindar Neturei Karta hahamlarının dediği gibi:
a. Filistin Filistinlilerindir.
b. Beklenen Mesih çıkmadan önce Yahudilerin Filistin'e göç etmeleri Musevî dinine aykırıdır, büyük günahtır.
c. Siyonizm Musevî dinine göre büyük küfürdür.
ç. İsrail devleti meşru bir devlet değildir.
d. İsrail devletine dindar Yahudiler vergi vermemelidir, onun ordusunda askerlik yapmamalıdır, onun kanunlarına itaat etmemelidir.
e. Filistinlilerin, vatanlarını geri alınca, istedikleri kadar Yahudiyi yerinde bırakmaya, istediklerini de kovmaya hakları vardır. Bu konuda pazarlık yapılamaz.
Yanlış anlaşılmasın, bunlar benim şahsî fikir ve görüşlerim değildir, bir kısım dindar Yahudi hahamlarının düşünce ve kanaatleridir.
Lozan anlaşmasıyla Türkiye eski toprakları üzerindeki haklarından vaz geçmiştir ama Filistin ile mânevî, tarihî, kültürel bağları vardır. Filistin'de 400 yıl boyunca Osmanlı bayrağı dalgalanmıştır. Hiçbir emperyalist emel olmamak şartıyla Türkiye'nin Filistin halkını desteklemesi gerekir. Filistin halkı razı olursa ileride Filistin ile Türkiye arasında bir federasyon kurulabilir. (Diğer bölge devletleriyle birlikte).
Evet, İngiliz gazetecinin dediği gibi Yahudilerin en büyük düşmanı Siyonizmdir.
Siyonizm nedir:
1. Bir ideolojidir.
2. Bu ideoloji ırkçıdır.
3. Bu ideoloji Musevî dininin öğretilerine aykırıdır.
4. Nice Yahudi bilgesi haham Siyonizmin küfür olduğunu açıkça beyan ve ilan etmiştir.
Bu gidişle üçüncü dünya savaşı İsrail ve Siyonizm yüzünden çıkacaktır. Bu savaşta nükleer silâhlar kullanılacak ve insanlık yeni bir taş devrine dönecektir.
Keşke Yahudilerin çoğunluğu Neturei Karta hahamlarını dinleseler ve insanlığı korkunç bir felâketten kurtaracak girişimlere hemen başlasalar.
Yahudilerin içinde çok okumuş, çok kültürlü, her konuda çok uzman kimseler vardır. Filozoflar, büyük düşünürler vardır. Keşke onlar bir araya gelseler ve hem Yahudilerin, hem de insanlığın felâketine yol açacak büyük savaşı önleseler.
Allah birdir, hepimizin İlahı ve Rabbidir.Allah zulümden hoşlanmaz, kötülüğe razı olmaz. Siyonistlerin içinde gerçekten Yahudi olmayan bir yığın ateist ve dinsiz bulunmaktadır. Dindar Yahudilerin en büyük düşmanı mazlum Filistinliler değil, bu dinsiz azgın Yahudilerdir.
Siyonizm, İsrail devleti Tevrata aykırıdır. Hz. Musa'nın öğretilerine, emir ve yasaklarına, öğütlerine aykırıdır.
Aklı başında bilge hahamların öğretilerine aykırıdır.
İsrail ve Siyonizm yüzünden çıkacak üçüncü dünya savaşında çok insan, bu meyanda çok Yahudi can verecek, yaralanacak, perişan olacaktır.Keşke akıllarını başlarına toplasalar.
* (İkinci yazı)
Tek Taraflı Protesto
Boğaziçi Üniversitesi'ne mensup 61 öğretim üyesi bir bildiri yayınlayarak, Silivri Cezaevinde bazı Ergenekon sanıklarının uzun müddet tutulmalarını protesto etmiş.
Yerden göğe kadar hakları vardır. Lakin onlara soruyoruz:
Tutukluluk konusundaki aksaklıkları, Ergenekon sanıklarının başına gelenlerden sonra mı gördünüz? Daha önce gözünüz yok muydu, aklınız yok muydu?
Seksen senedir Müslümanlar inim inim inletildi, o zaman niçin sizin veya ağabeylerinizin sesleri çıkmadı?
Ceza hukukunun bir kuralı vardır: Kesin hükme bağlanmış bir meselede ikinci defa dâvâ açılmaz. Bu memlekette Nurcular aleyhinde, risale-i Nurları okumanın, bulundurmanın suç olmadığına dair binlerce kaziye-i muhkeme (kesinleşmiş kararlar) bulunmasına rağmen zavallı Müslümanların aleyhinde binlerce yeni dava açılırken sizler nerede idiniz?
Evet üzerinden uzun zaman geçti ama İskilipli Âtıf efendinin, Şapka Kanunundan önce yazmış olduğu Şapka Risalesinden dolayı asılmış olmasına niçin itiraz etmiyorsunuz? Hani ceza kanunları mâkabline şâmil olmazdı...
Bir Ergenekoncunun, bir Dönmenin, bir Marksistin burnu kanasa kıyamet kopartıyorsunuz da, bir Müslümanın kafası kırılınca sizden niçin bir inilti bile çıkmıyor?
Baylar bayanlar!.. Eşitlik prensibine uyun. Gerçek aydınlar iseniz, vaktiyle Müslümanlara yapılmış zulüm ve adaletsizlikleri de protesto edin.
İnançlarını paylaşmadığınız mazlum Müslüman vatandaşları da koruyun gözetin.
Laik rejimin yaptığı bütün haksızlıkları, adaletsizlikleri, hukuksuzlukları tenkit ve protesto edin.
Adalet, eşitlik, insan hakları ve hukuk konusunda ayrımcılık yapmayın.
Dönmeleri, Ergenekoncuları, resmî ideoloji bağlılarını "daha eşit" görmek çarpıklığını bırakın artık.
Halkı "Bizden olanlar ve bizden olmayanlar" diye ikiye ayırmayın.
Çoğunluğu oluşturan Müslüman halkı en büyük tehdit ve tehlike olarak görmeyin. Siz görmüyorsanız görenleri tenkit edin, uyarın.
Müslümanları "iç düşman" olarak görenlerle yasal yollardan mücadele edin.
Gerçek aydın iseniz vesayet demokrasisine karşı çıkın.
Dar açılı, tek taraflı tenkit ve protestolarla bir yere varamazsınız.
Men dakka dukka diye bir söz vardır. Etme bulma yahut eden bulur mânâsına.