Ahmet SERT
İslam’ın olduğu yerde kayıtsızlık yoktur
Hayatı, kâinatı, insanı, Kuran-ı Kerim’i okumak sorumlulukları kuşanmak gerekir. Münevverlerimiz alimlerimiz, aydınlarımız, entelektüellerimiz, siyasilerimiz, STK kurumlarımız, cemiyet ve cemaatlerimiz herkesi içine alan bir konsensüs ile mümkün mü acaba?
Bilgemiz Aliya: “Elimde imkan olsaydı, Doğunun bütün okullarına eleştirel düşünce dersleri koyardım çünkü; Batının aksine Doğu bu acımasız tecrübeden geçmemiştir. Biz okullarımızda Müslüman değil tebaa yetiştiriyoruz.” diyordu.
Her zaman ve her neslin önünde yeni şekiller ve vasıtalarla İslam’ın mesajlarını gerçekleştirme görevi durmaktadır.
İnsanlar arası ilişkileri düzenleyen değişmez İslami prensipler vardır ancak değişmeyen hiçbir İslami üretimsel toplumsal ve siyasal terkip bulunmamaktadır. Bu kuşatıcı düzen olarak İslam’a yaklaşımın sadece ilk ve önemli sonuçları yine çok önemli ancak alternatifsiz olmayan diğer üç sonuç şunlardır:
Birincisi: Bu dünya taraftarı olarak İslam en iyi düzenlenmiş dünyadan yanadır. Dünyanın daha iyi olmasını sağlayan hiçbir şey peşin olarak gayri İslami olarak reddedilemez.
İkincisi: Doğaya açık olmak aslında bilime açık olmak demektir. İslami olması için her çözümün iki şarta sahip olması gerekir, azami insani ve de azami derecede iyi olmak zorundadır. Yani çözüm dini ve bilimsel prensiplere uyumun en üst sureti olmak zorundadır.
Üçüncüsü: Bugünkü dünyanın ayrılık içinde olduğu meseleler olarak, din ve bilim ahlak ve siyaset, bireysel ve toplumsal maddi ve manevi arasındaki bağlantılara işaret ederek İslam yeniden arabulucu düşünceleriyle İslam dünyası ise dünya içinde arabulucu millet rolüne kavuşmaktadır. Mistisizmiz inanç ve ateizm bilim taahhüdünü ortaya koyarak İslam hiçbir fark gözetmeksizin bütün insanları aynı derecede ilgi odağı olabilir. Olmalıdır ve buradan başlanmalıdır.
Ülkemizde bu nasıl mümkün olur; farklı ve tahammülsüz topluluklar varken, itiraz eden samimiyetsiz kişiler arasında bir toplum oluşmuşken, başka düşünce ve milletlere hizmet eden, ülkeyi köle yapmaya çalışan bunca düşman arasında eğitim sorununu kritik analitik yaparak somut adımlarla hayata plan
Program dahilin de tedricen taşımak nasıl mümkün olacak? Esir durumda tam bağımsız değilken?..
Esir Durumdayız, bağımsız değiliz:
Evvela manevi bağımsızlığı için mücadele edip kazanmayan halkın bağımsızlığı kısa bir süre sonra sadece milli marş ve bayrağa indirgenir ki bu iki şey hakiki bağımsızlık için yeterli değildir.
Ne olduğunu ve köklerin nereden geldiğini bilmeyen bir ülke nereye gideceğini ve yüzünü neye doğru çevirmesi gerektiğini nasıl bilebilir?
Dolayısıyla Müslüman halklar İslam’a aykırı olan bir şeyi hiçbir zaman kabul etmezler çünkü İslam burada sadece kanun ve ülkü değildir artık sevgi ve duygu olmuştur. İslam’a karşı kalkışan kimse direniş ve nefretten başka bir şeyi biçemez.
I.Dünya Savaşı sonrası yaşananlardan sonra Türkiye’nin, ülkemizin bağımsızlık mücadelesi, Libya’nın İtalyan işgaline karşı kahramanca direnişi,
Süveyş civarında İngiltere’ye karşı mücadele örnekleri, Cezayir’in kurtuluşu, Endonezya’nın korunması için de Pakistan’daki İslami tesirin sağlanması için verilen mücadeleden görülür. Kitleleri harekete geçirmek gerektiğinde geçici olarak ve samimi olmaksızın da olsa her zaman İslami parola kullanılmıştır.
İslam’ın olduğu yerde kayıtsızlık yoktur.
Müslüman kitlelerin sahip oldukları açık duygularını harekete geçirecek ve yönlendirecek fikir lazımdır. Ancak bu herhangi bir fikir olamaz. Fikir bu derin duygulara uygun olmak zorundadır. Demektir ki bu ancak İslami fikir olabilir.
Bu durumun tespiti yapıldıktan sonra reçete olarak İslam manifestosu nasıl yol göstermektedir diye sorarsak, İslami düşüncede bu şekilde hissedenlerin entelijansiyanın meydana getirilmesi ve toplanmasındadır.
O zaman bu aydınlar kesimi daha sonra İslami düzenin bayrağını öne çıkarıp Müslüman kitlelerle beraber onun gerçekleşmesi için harekete geçebileceklerdir.
Duamız olsun; eğitim, terbiyemiz Hakça, hoşça, sevgi ile olsun.
Bu yazı dizisinde, Aliya İzzetbegoviç’ in İslam Deklarasyonu
Kitap Kritiğinde konuşulan bölümlerden faydalanılmıştır.
Ahmet Sert
Uluslararası Aliya Düşünce Derneği Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.