Gorbaçov'la iki saat

“Tarihte hiçbir şey kaçınılmaz değildir, her soruna alternatif çözüm yolları bulunabilir. Akıllı yönetici çözümsüz gibi görünen ortamlarda diğer seçeneklere başvurarak çıkış yolu bulabilendir. Sorunlara tek bir çıkış yolu olduğunu ileri süren her zaman yanılır. Gerçeği bulmak için sağduyu şart.”

Sıradan gibi duran bu sözleri söyleyen, 1985-1991 arasında Sovyetler Birliği'ni yöneten, uyguladığı 'glasnost' ve 'prestroyka' politikalarıyla geçen yüzyıla damgasını vuran Mikhail Gorbaçov olunca durum değişiyor. Dünya bugünlerde aldığı biçimi -doğru veya yanlışlığını tartışmıyorum- onun kararlı tavrına borçlu. Aradan geçen 17 yıl içerisinde dünya ekonomisi 12 misli büyüdüyse, bunu, Gorbaçov'un da önemli figürlerinden biri olduğu bir dönemin liderlerine borçluyuz.

Gorbaçov, “O dönemin neredeyse bütün liderleri 'değişim' yanlısıydı” deme ihtiyacı duydu.

Şimdilerde bir 'bilge kişi' olarak dünya barışına katkıda bulunmaya çalışıyor Gorbaçov ve dünyanın dört bir köşesine gidip bilgi ve deneyimlerini paylaşıyor. Kendisiyle 'ana konuşmacı' olarak davet edildiği bir toplantı vesilesiyle, İstanbul'da, bir kahvaltı sofrasında buluştuk.

Dünyada Soğuk Savaşı bitirecek değişimi başlatan Sovyetler adına Gorbaçov ile ABD adına Ronald Reagan'ın yürüttüğü temaslardı. Cenevre'deki ilk buluşmalarından sonra, Amerikalı muhatabı için, “Gerçek bir dinozor” düşüncesi geçmiş Gorbaçov'un aklından. Sonradan Reagan'ın anılarından öğrenmiş; Amerikalı muhatabının kendisiyle ilgili ilk izlenimi de hayli olumsuzmuş. Reagan, Gorbaçov için, “Kalın kafalı bir Bolşevik” notunu düşmüş o ilk buluşmadan sonra.

Bugün ABD'ye egemen olan düşünceyi tasvip etmiyor Gorbaçov; 'Yeni Amerikan İmparatorluğu' özentisini rahatsız edici ve tehlikeli buluyor. ABD'nin Irak'tan behemahal çıkması gerektiği kanaatinde. “Herkes yardım etmeli ve Irak yabancı güçlerden arınmalı” diyor. Kendilerinin Afganistan macerasını da hatırlayarak söylediği şu: “Bir yeri işgal etmek kolay, işgal edilen yerden çıkmak ise zordur; bu sebeple ABD'ye yardımcı olmak gerekiyor...” ABD'nin ciddi bir özeleştiri yapması gerektiğine inanıyor.

“Biz dünyaya komünizmi dayatmakla yanlış yaptık. Tek bir doğru vardır dememiz de yanlıştı. Bütün yanlışlarımızı saymak için parmaklarım yetmez. Fakat ABD'nin yanlışları bizden de fazla. Dürüst olmak ve dünyaya güven vermek gerekiyor.” Bu tespit de Gorbaçov'un...

Nicedir zihnimde taşıdığım soruyu yöneltme fırsatını nihayet buldum: “Acaba politikalarını uygulamaya başladığında, bugün ortaya çıkan tabloyu öngörebilmiş miydi Gorbaçov?” Ve ekledim: “Bundan sonraki 10-15 yılda dünyanın nasıl bir biçim alacağıyla ilgili bir öngörüsü var mı?”

Hiçbir öngörüsü yokmuş, olamazmış da... Değişim dinamiklerinin fazlalığı ve çeşitliliği yüzünden ileriye dönük tahminlerde bulunmak imkânsızmış... “1989 yılı haziran ayında Alman Şansölye Helmut Kohl ile bir araya gelip 'Alman sorunu' üzerinde fikir alışverişinde bulunduk. Almanya'nın ikiye bölünmüşlüğü ne zaman ortadan kalkar, bu nasıl gerçekleşir? Kohl, 'Bu sorun ancak 21. yüzyılda çözülür' dedi. Onun bunu demesinden yalnızca üç ay sonra Berlin Duvarı yıkıldı ve birkaç ay sonra da iki Almanya birleşiverdi.”

“Geçmişte de durum farklı değildi” dedi Gorbaçov. 1916'da İsviçre'de yaşarken, kendisine “Devrim ne zaman?” diye soran gazetecilere, Lenin'in, “Bu en azından on yıllık bir mesele” dediğini hatırlattı. Lenin'in bu sözleri üzerinden 1,5 ay sonra Moskova'da ayaklanmalar başlamış ve bir yıl içerisinde de devrim gerçekleşmiş...

Türkiye'nin Rusya gibi önemli bir ülke olduğuna ve dünya barışında rol oynayabileceğine inanıyor Gorbaçov. “Bugünkü Türkiye gayet iyi görünüyor. Rusya ile Türkiye arasında anlayışta ve ekonomi alanında işbirliği artarsa, bundan Asya ve Akdeniz havzası da olumlu etkilenir” dedi.

Rus liderin mesajlarını ilginç buldum.

Önceki ve Sonraki Yazılar