Mihman Kelimeler
GENÇ VİZYON -1-
Gelişen ve değişen dünyada nitelikli bireyler yetiştirmek ilmi, sosyal ve teknolojik unsurların koordinasyonu ile mümkün olmaktadır. Farklı eğitim anlayışlarının tornasında yetişen bireyler, çevreden başlayarak mevcut durumları iyiye götüren, evrensel duyguları ihtiva eder iken, kendi karakterine özgünlük katan kültürel kodlara, milli ve manevi değerleri koruyan bir tavra sahip olmalıdır.
İnsanın dünya nizamında fiziksel, düşünsel ve sanatsal olarak tekamülünü sürdürmesi farklılık arz etmektedir. Tarih öncesi çağlardan bu yana fiziksel üstünlüğün yerini düşünce mefhumunun ortaya koymuş olduğu etkilenme süreci almıştır. Bu sebeple başta düşünen, tefekkür eden, sorgulayan ve çatışmalar üzerinde yeni oluşumlara olanak sağlayan fikirlere sahip bireylerin yetiştirilmesi gerekmektedir. “Barika-i hakîka müsademe-i efkârdan doğar” Yani hakikat kıvılcımı, fikirlerin çatışmasından doğar fikri ile müstakillerin muhtevaya katılması için çalışılmalıdır.
Zihin denilen platformdaki farklı duyuş ve düşünüş sistemlerine sahip olan unsurların müştereklerinin değerlendirilmesi ve farklılıkları üzerinde yorumlar yaparak “mazi, hal ve istikbal” sorgulamalarının yapılması lazım gelir.
İnsan yaratıldığı günden bu yana yeme, içme, uyuma gibi faaliyetlerinin yanında sanatı yapan ve yaşayan insan olma özelliğini her daim diri tutmaktadır. Bu sebeple yetiştirilen bireyler sosyal ve akademik hayatta kavramların ne olduğu kadar nasıl olduğu hususunda da düşünmelidir. Toplumu tektipleştiren pragmatist anlayışlar neticesinde kazanılan birçok unsurun Türk toplumunda tabiri caiz ise “Üzümünü ye bağını sorma “ anlayışının ürünü olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Bu durum neticesinde sosyal muhit, ahlaki ve sosyal kodları öteleyen, yalnız bireyler yetiştiren, yukarıda saydığımız özelliklerden sadece “fiziksel” kaygı güden bir hal almıştır.
Oysa el an yaşayacak olan ruhi dünyamıza , bedeni ve masivaya ait unsurlardan çok önem vermek gerekir. Burada ifade olunan yalnızlık, tecrit ile karıştırılmamalıdır. Tecrit veya çile adını verdiğimiz tekamül yani insan-ı kamili arama yolunda seyr-i süluku gerçekleştiren kişiler fiziksel faaliyetlerden düşünce mükemmeliyetine ulaşma amacıyla, dünyadan el-etek çekmenin doğruluğunu benimsemişlerdir. Burada muteber olan bireysel manada yalnızlaşmanın neticesidir. Hz. Peygamber ve tasavvuf konusunda vahdeti arayan dervişler kamil insana ulaşmanın ardından bu cevherin halk faydasına sunulması gerektiği fikrinde hemfikir olmuşlardır.
Bu kav ‘i anlayış pragmatizm olarak nitelendiren günümüz kapitalist sisteminin neticesi olmaktan çıkmış, zemini doldurularak oluşturulan, kendine yetebilen, çevresine yol gösterebilen, işi resmiyete dökmeden çözebilen yani “merkezden muhîte” yol alan bir oluşum sergilemektedir.
Kapitalizm kendi içinde birbirine yeten , borcunu kendi iç dinamiklerinde karşılayan, ahde vefanın var olduğu, bireylerin iletişim kanallarının açık olduğu bir anlayıştan borcunu bankadan alan, katlı fildişi kuleler halindeki apartmanlara insanları hapseden bir hal almıştır. Dikkatinizi çekerim buradaki yalnızlaştırmanın amacı gelişim ve tekamül değil “ÖTELEME” dir.