Teslime Gülsen NURDOĞAN
Biz Bu Ramazan Ne Yaptık
Her şeyden önce oruçlarımızı tuttuk, iftarlarımızı açtık. Kur'an-i Kerim'lerimizi okuduk. Teravih namazlarımızı kıldık.
Mukabele okumak çok tatlıydı. Kur'an'ın tınısı ruhlarımıza işliyordu. Arada manası üzerinde konuşuyorduk. Konu komşu, mahalle camimizde toplandık. Böylece sosyalleşme imkanı bulduk, adeta komşularla hasret giderdik. Bu birinci mukabelemizdi.
Ayrıca camimizde beş vakit namaz cemaatle kılındı. Bazen kadınlar bölümünde 4-5 kişi olurken bazen tek başına idim. Bizim ev camiyle bitişik olduğu için eşimle kolayca gidip geliyorduk. Komşumuz Hafız Yakup hoca; sabah, öğle ve ikindi namazlarının arkasından mukabele sünnetini devam ettirdi. Ben de takip ederek bir mukabele de burada gerçekleştirdim.
Üçüncü mukabelemizi Türkiye'nin çeşitli yerlerinden hanım kardeşlerimizle zoom uygulaması üzerinden yaptık. Bazen gündüz bazen teravih namazı sonrası Kur'an okuduk. Arada Kur'an'ın manasına dokunmadan edemedik. Dua ve hasbihalle de dolu dolu vakit geçirdik. Böylece üç ayrı yerde mukabele yaptık, Rabbimiz kabul etsin.
Kadir gecesini camimizde konu komşu ve akrabalarla ihya ettik. Hanımlara Tesbih namazı kıldırdım, herkes çok mutlu oldu. Tabi ki yanlış anlaşılmasın kadından imam olmaz; sadece örnek amaçlı kıldırdım. Tesbih namazı tek başına kılınan bir namaz ama herkes kendi başına kılamıyor diye hocaefendiler kıldırıyor. Peygamber Efendimiz İbni Abbas'a (radıyallahu anh); hiç olmazsa ömründe bir defa kıl demiş.
İmam Nevevi'nin "Büyük Dua Kitabı'nda" kayıtlı bulunan Ramazan Duasından da yaptık. Kur'an-i Kerim'deki esma i hüsna ile ilgili ayetleri ihtiva eden bu duayı Cebrail aleyhisselam Peygamber Efendimize ilka eylemiş. Her esmada bir tesbih tanesi artırarak yapılıyor. Tesbih boncuklarının şıkırtısı bulunduğumuz mekana ayrı bir hava veriyordu. Hep birlikte Rabbimizi zikrediyorduk. Hani Allah'ın gezici melekleri varmış. Tesbih eden toplulukları arar dururlarmış. Bulunca da o mekanı gökten yere kadar kuşatırlarmış. Allah-u Teala her şeyi bildiği halde bu meleklerine sorarmış:
-Kullarım ne yapıyorlar?
-Rabbimiz! Seni zikrediyorlar.
-Peki onlar beni gördüler mi?
-Hayır görmediler.
-Peki görselerdi ne yaparlardı?
Seni daha çok zikrederlerdi.
Öyleyse ben onları mağfiret eyledim.
-Yarabbi, onların içindekilerden birisi seni zikretmek için gelmedi. Bir işi vardı, o yüzden geldi.
-Onu da mağfiret ettim çünkü beni zikredenlerin arasında bulunanlar asla mahrum olmazlar. İşte böyle biz de bu Ramazan Duası ile dileklerimizi Cenab ı Hakk'a arzeyledik.
Kur'an okurken de sürekli dua ettik. Kendime, çocuklarıma, eş dost muhibbanımıza, hoca ve üstadlarımıza, üzerimizde emeği olan herkese dua ettim. Dualarımın özü bundan sonraki hayatımın Allah indinde daha iyi olması içindi. Çok çabuk dünyaya dalıyoruz yani ahiret hayatını, Rabbın hoşnutluğunu unutuveriyoruz. Gaflet en büyuk tehlike. Kur'an ve Hz. Peygamber aleyhisselam "Allah'ı çok anın" buyuruyor. Nasılsa dalıp gidiyoruz, namazlarımız bile gafil. Allah'im sen bize yardım eyle. Seni anmayı bize ilka eyle!
Şimdi Şevval ayındayız. Bayramdı seyrandı derken zaman hızlıca akıp gidiyor. Ömür sermayemiz azalıyor. Rabbe kavuşmalar yaklaşıyor. Yüzümüzü ak etsin Mevla. Ağlanacak halimize gülüp duruyoruz. Bir dahaki Ramazan'a yetişir miyiz onu da bilmiyoruz. Temennimiz daha nice Ramazanlar geçirmek. Ama dünyanın da tadı yok çünkü gaflet bir bulut halinde herkesin üzerini örtmüş görünüyor. Uykuya yenik düşen hasta bir adam gibiyiz. Uyku gözkapaklarına binince nasıl gözler kapanıyorsa gaflette alemi sarhoş etmiş durumda. Halbuki ömür kısa, vakit sınırlı, dünya fani…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.