Bir hakikat kalmasin alemde Allah’ım nihan

 

 

Kanguru Günlüğü

 

 

Bir hakikat kalmasin alemde Allah’ım nihan

 

Hiç bir şey gizli kalmazmış hayatta. Er veya geç bir gün ortaya çıkar sahibini utandırırmış. Son günlerin en gözde konularından biri  WikiLeaks. “Wiki” tabiri                                                            internette herkesin yazıp yayınlayabilecegı siteleri tanımlamak icin kullanılıyor; genellikle kullanıcılar ekleme veya çıkarma yapabiliyorlar bu tür sitelerde. “Leak’ sızıntı demek, sonundakı “s” eki coğul eki. Yani WikiLeaks, İnternet yoluyla sizintilar anlamına geliyor ve son günlerde çokça duydugumuz bu kelime sadece Türkiye Amerika ilişkilerini değil tüm dünyayı ilgilendiriyor.

 

Site, Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın  gizli, daha dogrusu gizli kalmasi hedeflenen yazışmalarını yayınlıyor. Neler yok ki sitede; dünya çapında işlerin nasıl döndüğünü gösteren anlaşma ve görüşmelerin belgeleri, ülkeler ve yöneticileri hakkında çoğu düzeysiz yorumlar ve istihbarat. Hepsini kuşatan tipik Amerikan çokbilmişliği, insanları küçümseyen pervasız tavrı, istediklerini elde etmek için her şeyi ve herkesi kullanma rahatlığı.

 

Sitenin kurucusu bir Avustralya’lı olan Julian  Assange. Ancak ülkesi Avustralya bile Assange’e dava açmaya hazırlanıyor. Neredeyse bütün dünya ülkeleri kendisine karşı tavır alınca Julian Assange ortadan kayboldu. Nerede olduğu ve sonunun ne olacağı belirsiz. Yalnızca Latin Amerika ülkesi Ekvador Dışişleri bakan yardımcısı Kintto Lucas "Assange'e problem çıkarmadan ya da herhangi bir ön koşul sunmadan Ekvador'a sığınma hakkı vermeye hazırız" dedi. Kimbilir belki Ekvador’a sığınır Assange veya pek cok kişinin ayağina bastığı için şüpheli bir ölüm veya ani birk kalp kriziyle ortadan kalkana kadar mücadele eder.

 

Bütün bunları zaman gösterecek ama görünen o ki artık bu çağda hiç bir şey ama hiç bir şey gizli kalmıyor. Er veya geç bir sekilde, bir yerden çıkıveriyor. Hiç bir hakikat nihan (gizli, saklı) kalmıyor tıpkı Muallim Naci’nin şiirinde yakardığı gibi. Eskiler derler ya hani: “Gündüz etrafına bakına bakına, gece lafını sakına sakına” diye. İnsan her hareketini, her sözünü bir gün ortaya çıkacağını bilerek ve o gün onu utandırmayacak şekilde yapmalı.

 

Bizim inancımızda kıyamette kişinin bütün amellerinin ortaya döküleceği ve yaptıklarından sual olunacağına tam bir iman var. Küçükken hep merak ederdim bütün yaptıklarımız nasıl kayda alınıp bize gösterilecek, uzuvlar nasıl şahitlik edecek diye. Bir hocam şöyle açıklamıştı Imam Hatip Lisesi’nde okurken: “Nasıl ki filmler kaydediliyor, sonra onları sinemada seyrediyoruz elbette Allah omzumuzdaki melekler vasıtasıyla veya başka bir usulle bütün yaptıklarımızı kayda geçirtmeye ve mahşer günü bize tekrar göstermeye kadirdir.”

 

Özellikle İnternetle birlikte bu her şeyin kayda gecmesi ve geniş kitlelere ulaşması durumu kolaylaştı. Kaydedilen bir şeyi silmek de mümkün değil artık. Uzayda bir yerlerde depolanıyor her şey. İngiliz Kraliyet Akademisi on yıl kadar önce bir açıklama yapmıştı: Her şey, her kelam, her görüntü uzayda bir yerlerde depolanıyormuş. Bu uzaya sızan ve depolanan şeyleri çözmek önümüzdeki 50 yıl içinde mümkün olabilecekmiş. Düşünsenize Kanuni’nin  Yavuz’un seslerinin dalga boyuna ulaşıldığını ve tarihi yeniden dinleyebildiğimizi, ya da kendi çocukluğumuzu tekrar seyredebildigimizı. Kimbilir belki gerçekten olacak bunlar gelecekte.

 

Atalar “Yerin kulağı var.” derler. İngilizler de biraz benzer bir şekilde: “Duvarların kulağı var.” atasözüne sahip. Üniversite’de edebiyat hocamız Nimet Leyla Başak: “Bizim kültürümüzde çadır vardı eskiden insanlar yerde oturur, sohbetlerini yerde, minder üstünde yapardı İngilizler’de ise iklimden ve geleneklerinden dolayı taş binalar mevcuttu ve insanlar masalarda oturur, orada sohbet ederdi. O yüzden onlar duvara daha aşina bizse yere daha yakın olduğumuz için bu atasözlerine bile yansımış.” diye açıklamıştı. Demek ki eskiler de bir şekilde biliyorlarmış ki etrafımızdaki eşya bile bizim yaptıklarımıza şahittir. Sezen Aksu şarkısındaki gibi eve kokumuz siner, duvarlara sesimiz. Kainatta kalır bir izimiz.

 

 

 

 

Utanmak, yaptıklarımız ortaya çıktığında üzülmek ve küçük düşmek istemiyorsak yaşadıklarımıza, sözlerimize, fiillerimize dikkat edecek; onları başkaları duyar ve görürse utanmayacagımız şekilde kayda geçirteceğiz omzumuzdaki meleklere.Yoksa kıyamet gününe bile kalmadan bir gün hakikat ortaya dökülüverir de mahcup oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum