xxx52
Yoğun ibadetli zamanlar
Müminlerin hayatı, kulluk bilinci ve bu bilince uygun davranış bakımından bölünemez. Müminin biri "dini çerçeve içinde, Allah kulu olarak", diğeri "din dışı, nefsinin veya başka birinin kulu olarak" iki hayatı olamaz. Mümin belli zamanlarda, belli şekillerde Allah'a ibadet eder; bu özel manada ibadettir (tapma, tapınma). Bu zamanlar ve şekiller dışında dünyadaki hayatının gerekli kıldığı faaliyetlerde bulunurken de Allah'ı, dini unutmamak, davranışlarını Allah'ın izin ve rızası çerçevesi içinde tutmak yükümlülüğü vardır. Böyle bir şuur, sınır ve hassasiyet içinde olduğu sürece mümin yine kulluk vazifesini yapmaktadır ki, buna da "genel manada ibadet" diyebiliriz.
Bir namazdan diğerine, bir cumadan diğerine, bir Ramazan'dan diğerine, bir umreden, bir tavaftan diğerine kadar geçen sürede mümin, "genel manada ibadet"in şartlarına riayet ettiği sürece hep bu adı geçen "özel ibadetleri" yapıyor gibi değerlendirilir; bu ibadetlerin sevap, feyiz ve etkisine nail olur.
Müminin -uykusu dahil- bütün hayatının bir tek Allah'a kulluk olarak geçmesi ve böylece "yaratılış amacını gerçekleştirmesi" yukarıda açıklanan özel ve genel ibadetlerine bağlıdır. Genel ibadet (kulluk) halinin elde edilmesi, namaz, oruç, hac, umre, itikaf, tasadduk, kurban gibi özel ibadetlerin yapılması ile sıkı bir ilişki içindedir.
Günümüzde insanların özel ibadetlere ayırdıkları zaman ve şuur ile dünya işlerine ayırdıkları zaman ve şuur arasındaki denge iyice bozulmuş, "dünya için azami", "ibadet için asgari" zaman ve çaba hali oluşmuştur. Bırakın özel ibadet dışında iken de Allah ile olmayı, özel ibadet -mesela namaz- içinde dahi Allah ile olma hali nadirleşmiş, en kısa zamanda kılınan namazlar içinde bile dünya işleri, alım-satım, maddi menfaat ilişkileri şuuru işgal eder hale gelmiştir.
Bu beladan kurtulmanın, kısacık ömür içinde kulluk devletini hakim kılmanın önemli bir aracı, gün, ay, yıl içinden zaman çalarak "yoğun ibadetli zamanlar" geçirmektir.
En uygun zamanda namaz, nafile oruçlar, camide bir süre kalarak itikaf yapmak, teheccüd namazı, seherin feyizli dakikalarında tefekkür ve zikir, hac ve umre... herkesin haline göre seçip kullanabileceği "yoğun ibadetli zamanlar"dır.