S. CEYLAN
Yanmazdı yürekleriniz...
http://tr-tr.facebook.com/video/video.php?v=1670817962681
Öfkeden yutkunup duruyor ve yüzü simsiyah kesilip kalıyordu. Kendisine verilen bu acı müjdeden, bu beşaretten ötürü halkın içerisine çıkamıyor, bir deliğe girip saklanmak istiyordu, kötü buluyordu bunu. Ve iki yol ortasında... Artık gayrı ondan öte, onu toprağa mı gömmeliydi, yoksa bağışlayıp, hayatta mı tutmalıydı?! Tereddütten tereddüte, şüpheden şüpheye girip çıkıyordu. Kadın böylesine istihkâr ediliyordu.. Roma’da, Sasâniler arasında, cahiliye Arapları’nın arasında olandan farkı yoktu. Kuranı kerim bir yerde “Ahirette bunların hesabını verecekler" hakikatini “ve ize’l-mev’ûdetu’s-suilet (*)” ifâdesiyle buyurur. “Diri diri gömdükleri çocukların hesapları kendilerinden sorulacak”. “ve eyyi zenbin kutilet (*)” hangi günahla onlar öldürüldü. O masumların ne günahı vardı.
Bir gün bir cahiliye insanı, bir şefkat kahramanı, şefkat insanı Efendimiz’in (s.a.v) huzuna geldi ve cahiliyeye ait bu şeylerden duymaya başladığı ürperti ile kız evladını bir çukurun içine nasıl ittiğini anlatamaya başladı…
“Ya Resulallah, kuyunun kenarına kadar götürdüm, kendisine bir iyilik yapacağımı zannediyordu masum çocuk. Şefkat dilenir gibi yüzüme bakıyordu. Kalbim öylesine kaskatı olmuştu ki, onu kuyunun kenarına iyice getirdim. Sonra tekme ile sırtına vurdum. ‘Babacığım, babacığım’ diye kuyuya doğru giderken feryad ediyordu. Birden kuyunun kenarına tutundu ve paçalarımı da silkeleyerek, ‘babacığım pantolonun kirlenmiş’ dedi ve ben elini pantolonumdan çekerek, onu ittim…”
O böyle anlatırken Efendimiz derin bir hicranla, en yakınını kaybetmiş gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu, defalarca anlattırdı aynı olayı ve defalarca ağladı Allah Resûlü. “İşte” dedi, “İşte siz böyle idiniz…”
Her gün çölün bir karanlığında, böyle derin bir çukur kazılıyor ve her gün birisine bir masum gömülüyordu. Gömülüyordu, çünkü “beşer sırtlanları geçmişti yırtıcılıkta” Akif’in sözlerinden mülhem… Vahşiydi, canavardı…
Ya Resûllah sen gelmeden önce masumların çığlıkları yürekleri yakmazdı…
***************************************************************************************
* Cahiliye devrinde, belli yörelerde ve toplumun belli kesimlerinde dünyaya gelen kız çocukları büyük çoğunluğu itibariyle diri diri toprağa gömülürdü. Bu vahşice âdeti, kimileri tuhaf bir cahiliye gayretiyle, kimileri geçim sıkıntısı sevkiyle, kimileri de servet ve sâmânlarının, kızları vasıtasıyla başkalarının eline geçeceği endişesi ve kabile hırsıyla yapıyorlardı. Hangi sebebe istinâd ettirilirse ettirilsin, hangi sâikle yapılırsa yapılsın, bu bir vahşetti ve mutlaka önlenmeliydi, önlendi de.. ve önlenme istikâmetinde Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet-i Sahîhada bir hayli emir, saadet nüzûl ve şeref südûr oldu... (M. Fethullah Gülen)
****************************************************************************************
(*) و اذا المؤدة سؤلت بأى ذنب قتلت K. K. Takvîr Sûresi, 9.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.