23 Nisan’ı geride bıraktık. Çocuk bayramı çeşitli etkinliklerle kutlanırken, uluslararası raporlara göre, Dünya Coğrafyası üzerinde 20 milyona yakın çocuk çatışmalar yüzünden evlerinden ayrı yaşıyor. Her 100 çocuktan 6’sı 5 yaşına varmadan ölüyor...

Geçen 10 yıl içerisinde 2.5 milyona yakın çocuk çatışma ortamlarında öldürüldü. 6 milyondan fazla çocuk yetim kaldı. 7 milyona yakın çocuk ciddi olarak sakat kaldı. 12 milyona yakın çocuk psikolojik travma geçirdi.  Dünyada en az bir milyon çocuk hapishanelerde. Mahkûm çocukların yarısı mahkemeye çıkarılmadığı halde hapiste tutuluyor. 15 yaşından küçük yaklaşık 150 milyon çocuk da çalışmak zorunda olduklarından okula gidemiyor. Milyonlarca kız ve erkek çocuk şiddet, sömürü ve insan ticaretinin kurbanı oluyorlar. BM tahminlerine göre dünyada asker, casus ya da cinsel açıdan kullanılan çocuk sayısı 250 bin. İHH, raporuna göre Irak’ta işgalle 5 milyon çocuk yetim kaldı. Okul çağındaki her 5 çocuktan sadece 1'inin okula gidebildiği ülkede işgal sonrası yaşanan şiddet sebebiyle 800 bin çocuk okulunu terk etti. Çocukların yüzde 15'i ailesinin geçimi için çalışmak zorunda. 10 bin kişiye 6 doktorun düştüğü Irak'ta canlı doğan her 1000 çocuktan 107'si doktor ve hastane sayısının yetersizliği sebebiyle ölüyor. Doktor sayısının yetersiz olması nedeniyle silahlı ve bombalı saldırı sonucu yaralananların yüzde 50'sinin öldüğü ülkede 10 bin kişiye 6 doktorun düştüğü vurgulanıyor.  Çocuk ölümlerinin yüzde 70'nin ishal ve solunum hastalıkları sebebiyle yaşandığı Irak'ta, 1989'da çocuk ölüm oranı her 1000 canlı doğumda 60 iken, bugün bu rakamın 107'e yükseldiği belirtiliyor. Ülkede her 1000 çocuktan 130'unun çeşitli sebeplerle 5 yaşını göremeden hayatını kaybettiği de vurgulanıyor.

Afgan insan hakları kuruluşunun raporunda ise, çocukların çatışmaların kurbanı oldukları belirtiliyor. NATO ve ABD'nin hava bombardımanları yüzünden ölen Afgan çocukların sayısı on binleri geçmiş iken ülkede milyonlarca çocuk, açlık ve bulaşıcı hastalıkların pençesinde yaşam mücadelesi veriyor. 1 milyon Afganlı çocuk mülteci bulunduğu belirtilen raporlarda, ülkedeki çocukların büyük kısmının ot ve çekirge yiyerek hayatta kalmaya çalıştığına dair ifadeler de yer alıyor. Toplam 11 milyon çocuk nüfusunun yüzde 95'i 'savaş travması' nedeniyle tedaviye muhtaç. Sokaklarda çok sayıda çocuk dilencilik yapıyor. Ülkede her yıl onlarca çocuk, organ ve uyuşturucu ticaretinde kullanılmak üzere kaçırılıyor.

BM Çocuk Fonu, Dünya Gıda Programı ve Dünya Sağlık Örgütü, açıkladığı raporlara göre de Afrika Boynuzu`nda 3 milyon çocuk ölümle karşı karşıya. Raporlarda, Etiyopya ve Somali`nin, hastalık ve yetersiz beslenme konusunda bölgenin yardıma en çok muhtaç olan ülkeleri olduğu belirtiliyor. Etiyopya`daki kuraklığın, yükselen gıda ve petrol fiyatlarıyla bir araya gelmesi neticesinde 4.6 milyon kişinin karnını doyuramadığı, 75 bin çocuğun ise yetersiz beslenmeden dolayı ciddi rahatsızlıklar içinde olduğu ifade ediliyor. Somali`nin de benzer problemler yaşadığı, bunlara ilaveten ülkede yaşanan iç savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan yaklaşık 1 milyon kişinin de yardıma muhtaç olduğu belirtiliyor. Çocuk ölümlerinin Somali’de her geçen gün artarak sürdüğüne de vurgu yapılıyor.

Filistin İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanan bir başka raporda, terör devleti İsrail'in 27 Aralık 2008 - 18 Ocak 2009 tarihleri arasında Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 960'ı sivil toplam 1434 kişinin öldüğü görülüyor.  Hayatını kaybedenlerin 960’nın sivilden 288'inin çocuk, 121'inin kadın olduğu belirtiliyor. Son dönemlerde İsrail’in yaptığı saldırılar ile bu rakamın 1.500’e yaklaştığı tahmin edilirken, Gazze üzerindeki ambargodan dolayı çocuklar beslenme, sağlık ve eğitim gibi temel haklardan mahrum bırakılıyor. Dünya Çocukları Savunma Hareketi raporuna göre de,  terör devleti İsrail’in 2010 yılında 1000’den fazla Filistinli çocuğu tutukladığı, cezaevlerine konulan çocukların yüzde 90’nına işkence yaptığı belirtiliyor.  Raporda,  işgal devleti zindanlarında 226 çocuk tutuklunun bulunduğunun altı çiziliyor.

Bu çocukların bayramı ülkelerinin ‘özgürleşmesine’, ‘savaşların son bulmasına’, ‘emperyalizmin çökmesine’ ve ‘uyuyan vicdanların uyanmasına’ bağlı…