Ahmet BULUT
Ülkemizde Kaç Milyon Cariye Var?
Ülkemizde Kaç Milyon Cariye Var?
İmanın kıyafetteki tezahürü tesettürle ortaya çıkar. İman eden bir kadın iman ettiği değerlere göre kıyafetini belirler. İman ettikten sonra nefsi davranamaz. Nefsi davrandığında inancıyla çelişir. Buna da günah denir.
Günah işleyenler işledikleri günahın cezasını ahirette çekeceklerdir.
“Örtünmek, ‘tesettür’ simgedir, İslam’ın alametlerindendir.”
İman eden kadınların nasıl giyineceğini Rabbimiz bildirmiş, Peygamber Efendimiz de en ince ayrıntısına kadar açıklamıştır. Müslüman kadın kıyafetini buna göre belirler. Nefsinin ve çevresinin isteğine göre bu çizginin dışına çıkamaz. Çıkarsa haram işlemiş olur.
“İslam ile ilgili bir emri yaparken veya bir yasağı terk ederken önemli olan Allah’ın rızasını en önde tutmaktır. Her şeyden önce bütün amellerimizde olduğu gibi, bu tesettür konusunda da Allah’ın rızasını ön plana almamız gerekmektedir. Niyetimiz, Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır ve Allah Teala ne buyurdu ise zorlamaya gerek kalmadan, doğrudan doğruya kendi içimizden gelerek, teslim olarak uymak durumundayız. Biz tesettürümüzü/örtünmemizi kadın-erkek olarak yeniden Allah’ın muradı doğrultusunda gözden geçirmek durumundayız.
“Örtünmek, tesettür Kur`an’da yoktur, tesettür konusu ta hicri 2. asırdan bu yana hep problem olagelmiştir.” gibi sözler, Allah’a iftiradır, Peygamberimize iftiradır. Allah’ın ayetlerini az bir bahaya satmaktan başka bir şey değildir.
Kadının yabancı, yani evlenme yasağı bulunmayan erkeklere karşı avret yerleri, yüz ve elleri hariç vücutlarının her tarafıdır. Ayakların avret olması konusunda değişik görüşler olmakla birlikte kadının ayaklarını da avret yerine dahil eden görüşler ağırlıktadır.
Kadının mahrem, yani evlenmesi haram olan erkekler için göğüsten diz kapağına kadarki avret yeri aynı şekilde toplumumuzda hukuken bulunmayan cariyeler için de geçerlidir. Cariyelerin sadece mahremi olan erkeklere karşı değil, bütün erkeklere karşı avret yeri göğüsten diz kapağına kadarki yerleridir. Dolayısıyla cariye, İslam toplumunda baş açık ya da kolları açık veya diz kapağından aşağısı açık gezdiği zaman günah işlemiş olmaz, o şekilde onu gören erkekler de günaha girmiş olmazlar.
İslamî kıyafetin 4 ilkesi/şartı vardır. Bu şartları kendisinde bulunduran herhangi bir kıyafet İslamîdir. 1. Kıyafet avret yerlerini örtecek. 2. Elbise vücut çizgilerini belli edecek derecede dar olmayacak. 3. Kıyafet dışarıdan bakılınca içini gösterecek şekilde şeffaf olmayacak. 4. İslam’dan başka bir dinin simgesi olmayacak. Bu şartları taşımayan elbise veya kıyafet ile farz olan örtünme yapılmış olmaz. Bu şartlar hem erkek hem de kadın kıyafetleri için geçerlidir.
Gerek avret yerlerinin tarifine, gerekse İslamî kıyafetin ilkelerine baktığımız zaman anlıyoruz ki, tesettür sadece başı örtmek değil, aynı zaman da, bütün vücut hatlarını gösteren “giyinik ama çıplak” diye tarif edilen giyinme de farz olan örtünme yerine geçmez.”
Müslüman kadın elleri ve yüzü hariç bütün vücudunu vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde örtmesi farzdır. Genel kural budur. Bu örtünmenin neyle nasıl yapılacağına örfe ve iklime göre kişi kendisi karar verebilir.
Günümüzde Müslümanlardaki yozlaşmanın en önemli göstergelerinden biri de kadınların tesettürüdür. Müslüman kadınlar ve kızlar maalesef tesettür konusunda Allah’ın ve Resulünün sınırlarını çiğnemektedir. Gün geçtikçe bu konudaki savrulma artmaktadır.
Cahiliyye devrinin kadınlarının kıyafeti günümüzde moda olarak Müslümanlara özendiriliyor ve giydiriliyor. İslam’dan sonraki cariye kıyafeti bugün hürlerin tercihi oldu. Sokaktaki kadınların kıyafeti erkekleri tahrik etmekten başka ne işe yarar acaba? Buna tesettür denebilir mi? Allah bundan razı olur mu? Bu kıyafette dolaşan kardeşlerim gerçekten hesap gününe inanıyorlar mı? Bu giyimlerinden dolayı hesaba çekileceklerini biliyorlar mı? Hem kendilerini hem de felakete sürükledikleri erkeklerin günahının bir mislini yüklendiklerinin farkındalar mı?
Bu ölçülere göre kadınlarımız kendilerini gözden geçirmelidir. Kıyafetimiz Müslümanlığımızın bir parçasıdır. Nefse uyarak şeytanı sevindirmeyelim.
Selam ve dua ile…
Kardeşiniz
Ahmet Bulut
NOT: Bu yazımızı Prof.Dr. Orhan Çeker Hocamızın bir konferansından alıntılar yaparak hazırladık. Bu konuda yazmaya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.