xxx135
Tsunami felaket demektir
CHP kurultayı tüm medyada adeta yeniden diriliş; iktidara giden yolda atılmış adım olarak algılandı ve takdim edildi. Dolayısıyle CHP tabanında heyecana vesile oldu.
Her partili partisindeki bir atılımı elbette heyecanla karşılar. Taraftar olmanın yapısında bu vardır. Siyasi ve sosyal gruplar açısından zaman zaman benzer heyecanların yakalanmasına ihtiyaç vardır. Ancak, taraftarların kendileri ile ilgili olayları yorumlaması ve değerlendirmesi ister istemez beraberinde abartıyı da gündeme getirir. Bunun içindir ki bir partinin düzenlediği mitinge katılanların sayısı bakımından çok farklı değerlendirmeler ortaya çıkar. Bir mitinge katılanların sayısı kimine göre yüz bindir, kimine göre 70, kimine göre de 20 bindir. Hatta bu arada aynı topluluğu 5 bin kişi olarak algılayanlar da olabilir. Eğer kesin bir sayım yoksa bu tür nitelendirmeler genellikle değerlendirmeyi yapanların siyasi mensubiyeti ile yakından ilgilidir. Hatta bir mitingi kenardan izleyen bir başka partilinin mitingde konuşan liderin bir sözü üzerine menfi bir tavır sergilemesi bir gazeteci tarafından abartılarak mitingde konuşan liderin yuhalandığı şeklinde gazetesine geçilebilir. Yıllar önce Urfa Viranşehir'de Erbakan Hoca'nın katıldığı bir mitingi yan yana birlikte izlediğimiz bir gazeteci arkadaşla toplantının sonunda haberimizi geçerken yan taraftaki kabinde arkadaşın, "Erbakan Viranşehir'de yuhalandı" sözlerini duyunca İstanbul'da haberi yazdırdığım arkadaştan izin isteyerek yan kabine geçmiş, "Ağabey miting boyunca beraberdik. Böyle bir yuhalanma olmadı. Buna rağmen bunu nasıl yazdırıyorsun" diye sorduğumda, bana "Yuhalanma değil de bir homurdanma olmuştu" karşılığını vermişti. Şahsen böyle bir homurdanmayı da duymamıştım. Demek istediğim o ki sadece taraftar ya da karşı olmak, ister istemez insanları mensubu oldukları parti ile ilgili iyilikleri abartmaya, eksiklikleri ise görmemeye itiyor. Dünkü gazetelerde ve önceki günkü televizyon ana haber bültenlerindeki CHP Kurultayına yönelik değerlendirmeler genellikle böylesine bir abartıyı içinde barındırıyordu. Hatta, Kurultay salonundaki havayı "Türkiye'yi sarsacak tsunami gibi" şeklinde değerlendirenler bile vardı. Tsunami demek felaket demektir. Denizlerin patlaması önüne gelen her şeyi yıkıp sürüklemesi anlamına gelir. Bu bakımdan dileriz Türkiye böylesine bir tsunamiye, hatta Kılıçdaroğlu'nun sebep olacağı bir tsunamiye maruz kalmaz. Görünen o ki, medya mensuplarının bir bölümü taraftarlık da öylesine ileri gittiler ki, yine lideri yüceltmek için ülkenin felaketi anlamına gelebilecek bir değerlendirmeden kaçınmıyorlar. Maksatları elbette bildiğimiz tsunamiden söz etmek değil. CHP'nin gümbür gümbür geldiğini vurgulamak için tsunami" benzetmesini yapıyorlar. Ama dediğimiz gibi taraftarlık insanları ister istemez aşırılığa ve abartıya sürüklüyor. Benzer abartı ve aşırılıklar sadece CHP kurultayına has değil. Ancak, taraftarların aşırı bir beklentiye sürüklenmesinin ileride getireceği hayal kırıklığını da unutmamak gerekiyor. Çünkü CHP kurultayının havasını ifade etmek için her türlü abartıyı göze alan medyada bu abartılarla yan yana, "Büyük birleşe havası dört saatte kayboldu" başlığı yer alıyordu.
Hemen belirteyim ki özgürlükçü, eşitlikten ve sosyal adaletten yana gerçek bir sosyal demokrat partiye ülkemizin ihtiyacı vardır. Özellikle ekonomik alanda vahşi kapitalizmin sakatlıklarını ortaya koyacak ve buna karşılık çözümler üretecek bir sosyal demokrat partinin yararları da olabilir. Ne var ki ülkemizde sosyal demokrasi adına yıllardan beri söyleneler ile ülkemizin gerçekleri ters düşmüş, sosyal demokrat söylemler hayalden öte geçmemiştir. Bu haliyle CHP'nin de sağ partilerden bir farkı olmamış, hatta devleti kutsayan yaklaşımları ile özgürlüklerin rafa kaldırılmasından yana söylemler geliştirmişlerdir. Kılıçdaroğlu'nun da özellikle eşitlik ve özgürlükler hususunda söylediklerinin Baykal'dan farklı olmadığı görüldü. Sorunları sıralamak değil, bu sorunların nasıl giderileceğine dair düşünceler ortaya konulmadan, temel insan ve hak özgürlüklerinin hayata geçirilmesi için mücadele edilmeden ne değişim olur ne de dönüşüm ne de CHP gümbür gümbür iktidara gelir. Gelse bile gidişi de gümbür gümbür olur...