Nigar ALMANGIZI
Toto Ktunyo
Daha 1980'li yıllarda İtalyanın sosyal hayatında meydana gelen bunalımlar halkın tamamını ilgilendiren bir konu değildi.Ülkeyi etkisi altına alan Amerikan filmleri, eğlenceleri, edebiyatları ve hatta sigaraları bile doğrudan İtalyanın milli duygularını gayet ciddi tehdit ve tehlike altına almıştı.O zamanda İtalyanın ictimai ve milli yaşayışlarında meydana gelen hiçte hoşlanmadıkları durumları görüyor olsalar da yine de bu konu hakkında konuşmak dahi istemiyorlardı .
Muhakkak ki, o yıllarda Toto Ktunyo bir bestekar gibi İtalyalı şarkısını yazarak onu ifa etmek için şarkıcı Adriano Çelentona'ya verdi. Çelentona her nedense bu şarkıyı okumaktan çekindi. Şarkıcının bu şarkıyı okumamasının nedeni şarkının sözlerinde saklı idi. Çünkü şarkı sözleri İtalya devletinin gücü, onun medeniyeti, hiçte Amerikalılardan geri olmadığını anlatan sözlerden oluşmaktaydı.Gerçekten de o yıllarda böyle bir şarkıyı seslendirmek her sanatçı için kolay değildi. Çelentona kariyeri namına bu şarkıyı okumaktan çekindi ve okumadı. Bütün İtalyayı sarsacak İtalyalı şarkısının kaderi böylece tehlikeye giriyorken; Bestekar Ktunyo son anda bir şarkıcı gibi sahneye çıktı aslında çıkmak zorunda kaldı. Bestekarı sahnede şarkıcı gibi gören İtalya halkı olayı çok tuhaf karşıladı. Ktunyo İtalyalı şarkısını orkestra olmadan tek başına okuduktan sonra bütün İtalya şok içindeydi. Bestekar şarkıyı öyle samimi öyle milli duygularla okumuştu ki sadece İtalya değil tüm Dünya bu şarkıdan etkilendi. Bestekar halka gereken mesajı vermişti. Bu şarkıda İtalya halkı ülkelerinin geleceğini ve mutluluklarını gördüler. Ve bu şarkı İtalya medeni hayatları tehlikeye düşeceği bir hale dönüşmeden benliklerine dönmesine vesile oldu. Ben bu sözleri asla ve asla İtalyan bestekarın reklamını ve İtalya devletinin propagandasını yapmak için söylemiyorum. Maksadım tamamen başkadır. Şöyleki;
Bugün öyle geliyor ki, bizimde medeniyetimiz, dilimiz, dinimiz, ahlakımız, tehlike altındadır. Maalesef görüyoruz ki şuurumuzda yer eden şuursuzluk bizi nereye götürecek ? Nedense bu durum bizi hiç rahatsız etmiyor. Ülkemiz kapılarını açtığından bu yana yarımız Doğuya yarımız Batıya yöneldik. Peki bizim soy kökümüze ne oldu ?
Şah İsmail Hatai döneminde topraklarımız ikimilyonsekizyüzbin km2 iken şimdi bu topraklarımız nerde? Bizim Nizami gibi şairimiz, Fuzuli gibi beşeri sarsan klasiklerimiz olmuştur. Peki nerde bugünün Nizamileri, Fuzulileri .
Niçin bugün toprağımızı, tarihimizi, ahlakımızı koruyamıyoruz. Bu durumda ben Ktunyo gibi çocukları olan bir millete nasıl gıpta ile bakmayayım.
Peki nerde bizim sanat, medeniyet, siyaset bilimcilerimiz? Nerede onların yetiştirdikleri? Ama onlar şimdi en iyi durumda olduklarından sesleri çıkmamakta. Birde milletvekilliği aldıktan sonra kendi öz işlerine devam etmekteler. Biz bugün kendi kendimizin tarihine kara lekeler bırakıyoruz. Kendi kendimizi çok medeni şekilde sömürgeye çevirdik. Bugün bu konu ülkemizin kanayan yarasıdır. Bu konu mutlaka en kısa zamanda masaya yatırılmalı ve tedbirleri alınmalıdır. Yoksa yarın çok geç kalmış olacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.