Kaos çıkartarak darbe planlayanların hedefleri Ergenekon operasyonu ile deşifre olunca çeteciler çaresiz kaldı. Ancak yardımlarına lobi desteği yetişti! Tutacağını pek sanmasam da bu lobinin gözü şimdilerde ABD ve İsrail’de… CHP lideri hafta başında İsrail medyası aracılığıyla hükümeti Yahudi lobisine şikâyet ederken, Cumhuriyet Gazetesi ise eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu aracılığıyla açıkça hükümeti tehdit etti.

Geçen hafta İsrail'in Kanal 2 televizyonu CHP Genel Merkezinde Kılıçdaroğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Hem de referandum haftasında… Gazze katliamı ve yardım gemilerine yapılan hain saldırı sonrası terör devleti İsrail ile kopma noktasına gelen ilişkiler hakkında Kılıçdaroğlu, ortaya çıkan sorunların onarılmasının mümkün olduğunu öne sürdü.  Krizi Erdoğan’ın iyi bir şekilde yöneteceğine dair ciddi endişelerinin olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Gazze’ye yardım götüren gemiler konusunda da hükümeti suçladı.  Bununla da yetinmeyen Kılıçdaroğlu Türkiye’nin iç konusu olan referandum konusunda Kanal 2 televizyonu aracılığıyla İsrail’e mesajlar yolladı. Hükümetin yargıyı ele geçirmek istediğini öne süren Kılıçdaroğlu, özgürlüklerin de kısıtlandığını iddia etti.

Kılıçdaroğlu’nun, İsrail televizyonuna Başbakan Erdoğan’ı şikâyet etmesi tartışılırken bu kez Cumhuriyet Gazetesi düğmeye bastı. İsrail’in yaptığı katliamdan sonra yaşanan krizle alakalı terör devletini savunan monşerlerin başında gelen ve her fırsatta Türkiye’nin ilkeli duruşunu eleştiren eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Cumhuriyet gazetesi aracılığıyla adeta Yahudi propagandası yaptı.

Cumhuriyet gazetesine konuşan Loğoğlu,  Gazze katliamı ve Gazze’ye insani yardım taşıyan filoya yapılan kalleş saldırı sonrası hükümetin tavrının Yahudi kuruluşlarını derinden etkilediğini, kötü izlenimlerin silinmesi için dış politikanın İsrail ilişkilerine önem verilecek şekilde yeniden dizayn edilmesi gerektiğini iddia etti. Hükümeti ve devletin üst kademelerini de tehdit eden Loğoğlu, önümüzdeki dönemde Türkiye’yi ciddi tehlikelerin beklediğini, ciddi yol kazalarının yaşanmaması için İsrail ve ABD ile bozulan ilişkilerin düzeltilmesi gerektiğini öne sürdü. Türkiye’de yükselen İslami değerlerinde dış politikaya zarar verdiğini iddia eden Loğoğlu, Ortadoğu ülkeleri ile yakınlaşmanın da Batılı müttefiklerden uzaklaşmaya yol açtığını iddia etti.

Aklınıza 28 Şubat süreci geldi değil mi? Postmodern darbe kararlarında Pentagon ve Tel Aviv’in etkisini bilmeyen yok! Süreç başlamadan önce iç ve dış basın da yer alan kışkırtıcı haberleri de biliyoruz. Masa başı sipariş haberlerin ısıtılıp ısıtılıp millete nasıl sunulduğu da hafızalarımızda. Ülkede rant ekonomisinden reel ekonomiye geçiş için mücadele başladığında rant sahipleri bağırıyor, İslam ülkeleri arasında işbirliği sağlamak için yapılan D–8 projesinin hayata geçirilmesiyle de saldırganlaşıyorlardı. Projenin hayata geçirilmesi ile ABD ve İsrail'in çıkarlarının zedelenmeye başlaması sonucunda da düğmeye basılıyordu. Bugün ise Türkiye komşuları ile sorunlarını çözüyor, korku imparatorluğunu yıkıyor, statüko karşısında mücadele veriyor ve siyonizme kafa tutuyor. Tüm bunları yaparken Ortadoğu’da var olan sorunlara sırtını dönmek yerine taşın altına elini koyuyor ve İslam ülkelerine adeta ağabeylik yapıyor. İçerde demokratikleşmeye ağırlık verirken, dış politika da ise sınırları aşıyor.  Yani Türkiye içeride jakobenleri dışarıda ise Yahudi lobilerini fazlasıyla rahatsız edecek işler yapıyor. Yapılan işler bizlere yetersiz gelse de halkın özgürleşmesi için atılan her adım derin lobileri kaygılandırıyor. Özgürleşen bir toplumun kafesten çıkacağını ve kendi iradesine sahip çıkacağı iyi bilenler, reform sürecini aksatmak için işbirliğine başlıyor. Dün 28 Şubat’ta olduğu gibi bugün 2010 Eylül’ünde de birlikte hareket etme arayışı içine giriyorlar. Ama millet bu oyunları artık görüyor.