Müslümanların ilk kıblesi ve son Peygamberin miraç durağı olan Mescid-i Aksa’yı Siyonistler yıkıp Sinagog yapmak istiyor.

İslam dininde büyük bir öneme sahip olan Mescid-i Aksa’nın İsrail'in kazı çalışmalarıyla her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu da bilmeyenimiz yok.

Kanayan yaramız Mescid-i Aksa’da Siyonistlerin yıllardır yaptığı kazı çalışmalarıyla hem İslam’ın hem de Osmanlı’nın izini yok etiğini de duymadığını iddia eden varsa hiç inanmam!

Yine terör devleti İsrai’in Kudüs’ü adım adım ele geçirmek için her güne yeni bir planla başladığını da en az yüzde 70’miz tahmin edebiliyor. Bölgede yaşayan yoksul insanların yaşamlarını devam ettirebilecekleri kaynakları yok edip, onları açlıkla yola getirme çabaları da artık ayyuka çıktı. Ayrıca açlıkla çırpınan insanları parayla kandırıp bölgeden uzaklaştırma çalışmaları yeni değil, yıllardır devam ediyor. Bilinen en büyük gerçeklerin başında da ‘Yahudilerin Kudüs’ü hayallerindeki kutlu Yahudi kentine dönüştürmek’ amacı geliyor… Belki duymadıysanız bunu da ben hatırlatayım; Bölgede çalışmalarda bulunan İHH ve araştırmalar yapan MAZLUMDER’li yetkilerle görüştüm. Görüşmelerimde her iki sivil toplum temsilcilerimizde işgalcilerin Kudüs mahallelerinde yaşayan pek çok evi tahliye için tebligat göndermeye başladıklarını belirtiler. Bu tebligatlar tamamlandığında da Müslümanlara ait evlerin bir bir yıkılacağını…

Son gelişmeler her ne kadar malum medya tarafından gölgelense de biz üzerimize düşeni yerine getirerek bilgilendirmeye devam edelim.  Siyonistler geçtiğimiz hafta, Mescid-i Aksa’yı işgal etmek için açıkça çağrıda bulundular. Pazar günü Mescid-i Aksaya saldırmayı planlayan Siyonistlere yönelik hiçbir önlem alınmazken baskını engellemek için direnen gençlere zulüm başladı. Siyonistler, BM ve sürekli insan haklarından söz eden dünya haklarının gözünün önünde Mescid-i Aksa’yı korumak için etrafında etten duvar ören Filistinli gençlere saldırdılar. Saldıran Siyonistler gözaltına bile alınmazken Filistinli gençler 2 gün Siyonistlerin kodeslerinde tutuldular. Onlar kodeslere tıkılırken nöbeti ise diğer arkadaşlarına teslim etiler. Nöbeti teslim alan gençler de şuan Siyonistlerin kuşatması altında. Bu gelişmeleri bana doğrulayan isim de sıklıkla bölgedeki insanların yardımına koşan Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü oldu.

Köylü, bu gelişmeleri doğrularken, Müslümanlara sitem etmeyi de unutmadı. Köylü, elbette Siyonistlere tepki gösterdi göstermesine ama “Bütün Müslümanlar için kutsiyet ifade eden Mescid-i Aksa’nın cami ile hiçbir ilişkisi olmayan İsrail tarafından muhasara edilmesi bütün Müslümanların haklarına tecavüzdür. Bu muhasaranın derhal şartsız kaldırılmasını istiyoruz. Müslümanlar bugün Siyonist kuşatma altında canlarını feda etmeyi göze alarak Mescid-i Aksa’yı koruyan Filistinli gençlere sahip çıkmalıdır. Mescid-i Aksa’daki zulme sessiz kalamayız” sözleriyle esas sorumluları göreve çağırmayı unutmadı. Yani Köylü, olması gerekeni yaptı. Kardeşliğimizi paylaşmaya davet eti.

Peki Müslümansız bir Kudüs hayaliyle arsızca her türlü şeytanlığı yapanlara karşı bugün sen ne yaptın? Artık bu soruyu kendimize sormamız lazım. Zaman tükeniyor, Mescid-i Aksa’nın altındaki tünel her geçen gün derinleşiyor. Tüneller ve kazılar Mescid-i Aksa’nın geleceğini tehdit ederken, nasıl olurda Müslümanlar sessiz kalır? Mescid-i Aksa’nın yıkılarak Süleyman mabedinin inşasına göz mü yumacağız? Siyonistlerin Mescid-i Aksa’yı hedef alan saldırılarına boyun mu eğeceğiz? Sessizliğimizden cesaret alanları yüreklendirerek, ellerindeki kazma ve kürekten farkımız olmadığını anlamalıyız artık. Resulullah (a.s.) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmuştur: "Yolculuk ancak şu üç mescidden birine olur: Benim şu mescidime, Mescidi Haram'a ve Mescidi Aksa'ya." Resulullah (s.a.s.)'in isrâ ve mirac mekânı olan Mescid-i Aksa için bir olup sesimizi yükseltmeliyiz. Yarın geç olabilir.

degirmenciaslan@gmail.com