Sebahattin BİLGİÇ

Sebahattin BİLGİÇ

ŞİMDİ KUR'AN ZAMANI !

Uzun yıllardan sonra ilk defa bu eğitim öğretim döneminde bir lisede derse girdim. Yazılı zamanı geldiğinde müfredatta olmamasına rağmen üst sınıflara kelime-i şahadeti ve gusül abdestini soracağımı söyledim. Yazılı kağıtlarını okuduğumda gördüm ki; on yedi, on sekiz yaşındaki sınıfın yarısı kelime-i şahadeti ve gusül abdestinin alınışını yazamamış.

Geçen günlerde Rahmetli Ali Ulvi Kurucu’nun hatıralarını okurken kendisiyle ilgili şöyle bir hatıradan bahsediyor. Konya’da ilk okula giderken dedesi Veyis Efendi okulunun önünden geçmiş de çocukların okul bahçesinde kızlı erkekli oynaştıklarını görmüş. Eve gelince torununu çağırmış ve okuldan, okuldaki eğitimden falan sorular sormuş. Neticede bir köyde imamlık yapan oğlu İbrahim Efendi’ye” kuran’sız eğitim olur mu” mahiyetinde mektup yazmış.Neticesinde Küçük Ali babasının nezaretinde gizlice hafız olmuş .

Evet bu Kuranla yoğrulmuş topraklarda, sünnetle süslenmiş sinelerde uzun yıllar kurandan, imandan, ahlaktan uzak bir dönem geçti. Hatıratta Ali Ulvi Kurucu Kur’an aşkıyla yanan baba,dede ve amcasının; gaflet kaplamış olan kur’an düşmanları o saatte uyurlar diye sabah namazından önce kur'an eğitimi verdiklerini söylüyor. Memleketin her yerinde hiç şüphesiz bu konuyla ilgili acı hatıralar mevcuttur.

Bu memleket toprakları bir çok kereler sıkıntılar yaşadı. Manevi iklimine çok tahribatlar da yapıldı. Ama sanırım insanımızın genleriyle hiç bu kadar oynanmamıştı. Savaşların, depremlerin enkazını kaldırmak mümkündür. İflas eden ekonomiler de bertaraf edilebilir. Ama gönül ikliminde, toplumun kişiliğinde, ailenin kutsallığında tahribat yapılmışsa, o toplumun sağduyu melekesi kaybolur… Bu günkü acı tablolar ortaya çıkar.

Efendimiz “içinde kurandan bir şey bulunmayan kimse harap olmuş bir ev gibidir” buyuruyor.Harabelerin misafirleri haşarat olsa gerektir.
Şemseddin Sivasi Hazretleri de ne güzel ifade etmiş:
"Sür çıkar ağyarı dilden, tâ tecelli ede hak
Padişah konmaz saraya, hâne mamur olmadan"

Elhamdülillah viran haneleri şenlendiren,ölü toprağı yeşerten, kur'an hizmetçileri "Ruhum bedenimde oldukça kur'an'ın kölesiyim" diyen Mevlana'nın yolunda bugün de davam ediyorlar. Ve yine kur'an okuttuğundan dolayı tutuklanıp korakolda ifadesinin alınmasını beklerken komsere "oğlum sen kur'an okumasını biliyormusun deyip bilmediğini öğrenince de ohalde gel fırsatı değerlendirelim sana fatihayı öğreteyim de benden yadigar kalsın" diyen Veyis Zade Mustafa Efendi'nin yolunu takip eden kuran sevdalıları var.

Camilerde ve yaz okullarında yeni nesiller kuransız, şahadetsiz,abdestsiz kalmasınlar diye yaz sıcaklarına rağmen tatillerini bu kutlu hizmete vakfetmiş nice Hak aşıkları, açmamış gonca gülleri bekliyorlar.Nurlu kuranlar temiz ağızlardan semaya yükselirken, minik yüzler secde iziyle parlayacak.Gönüllere kuran sevdası düşecek,diller duaları tekrar edecek.
Çocuklarının dünyalarını kurtarmaları için dersanelere ve hatta özel okullara binlerce lira harcayan velilere şimdi büyük görev düşüyor. Şimdi Kuran zamanı.Şimdi ahlak zamanı. Şimdi veli çocuk el ele haydi kurana, haydi geleceğe... Vel akıbetü lil muttakiyn.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum