xxx135
Saddam'ı ABD gaza getirmiş !..
Wikileaks belgelerinin son bölümünde Kuveyt'i işgali konusunda Saddam'ı ABD'nin gaza getirdiği hususu yer alıyormuş. Daha doğrusu Kuveyt işgali sırasında ABD'nin Bağdat Büyükelçisi April Glasple, işgalden bir hafta önce Saddam'a, "Biz Araplar arasında işlerde taraf olmayız. Kuveyt'i işgaline de bu bakımdan ses çıkarmayız" demiş.
Aslında bu husus yıllardan beri biliniyor. Yani Saddam'ın Kuveyt'i işgaline ABD'nin destek verdiği medyaya çeşitli kereler yansıdı. Bu konu ile ilgili olarak bu köşede en az iki yazım çıktı. Bu bakımdan Wikileaks'ın yayınladığı belgenin orijinal bir yanı yok. Bilinenin tekrarından ibaret. Bu yönüyle belge olma niteliği bile yok.
Ancak böyle biliniyor olsa da ABD'nin Bağdat Büyükelçisi'nin Amerika'ya gönderdiği yazıda yer alması yani resmi belgeye dayanarak açıklanmış olması üzerinde düşünmek gerekir.
Bir defa Kuveyt'in işgaline destek veren ABD'nin daha sonra Saddam'ı Kuveyt'ten nasıl kovduğuna ve ardından da Suudi Arabistan ile Kuveyt'e büyük bir savaş tazminatı yüklediğini bu vesileyle hatırlamakta yarar var. Hatırlanmalıdır ki bölge ülkelerindeki ABD yandaşı yöneticiler bundan bir ders çıkarsınlar. Bölgemiz söz konusu olduğunda ABD sadece İsrail'den taraftır. Bunun dışında Müslüman ülkelerle ilişkilerini sadece çıkarları belirler. Yani taraf olup olmamasını ABD'nin çıkarları tayin eder.
Yine bu vesileyle bir başka hususu daha hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar var. Eğer olaylar ve gelişmeler kısa zamanda unutulur ve unutulmaya terk edilecek olursa ders alınmamış olacağı için yanlışların tekrarı sürüp gider. Bu vesileyle hatırlanması gereken bir diğer husus ise Saddam'ın sonu ve bu sonu hazırlayanın da Kuveyt'i işgaline ses çıkarmayan Amerika'nın oluşu gerçeğidir.
Kuveyt'i işgal için Saddam'ın sırtını sıvazlayan Amerika işgal ile Kuveyt ve Suudi Arabistan nazarında kurtarıcı konumuna yükselip ve bu kurtarıcılığı karşılığında iki ülkenin petrol gelirlerine uzun yıllar sürecek şekilde el koyduktan sonra aradan çok bir zaman geçmeden Irak'ın işgali için bahaneler aramaya başladı. Dünya kamuoyunu Irak'ın elinde nükleer ve biyolojik silahlar bulunduğu iddiaları ile kandırmış, BM heyetinin araştırmalarının da boş çıkmasına rağmen iddialarını tekrarlamaktan geri kalmamış ve neticede Irak'ı işgal etmiştir. İşgalin ardından dünya kamuoyunda yükselen, "Sözünü ettiğiniz nükleer ve biyolojik silahlar nerede?" sorusu karşısında, "Yanılmışız, daha doğrusu Irak içindeki ajanlarımız bizi yanıltmış" gibi bir açıklama yaparak işin içinden sıyrılıp çıkmışlardır. Irak işgalinin neticesi sadece bir yalanın ortaya çıkması ile de sonuçlanmamış işgalin arkasından oluşturulan mahkeme Saddam'ı ve ailesini idama mahkum etmiştir.
Kısacası eşkiyaya güvenip yola çıkanların sonu çok kötü olmuştur. Bu bakımdan sömürgeci güçlerin desteğine, sırt sıvazlamasına güvenmek yerine bölge ülkeleri kendi ardalarında oluşturacakları ittifaklarla dışarıya karşı bir bütünlük sağlamak durumundadırlar. Bu yapılamadığı sürece tek tek sömürgecilerin eline düşerler. Birde bakarlar ki var olan imkanlarını komşu ülkeleri ile ticaret yoluyla paylaşmak yerine Amerika el koymuş. Hem de öyle bir el koymuş ki kaybettikleri sadece bir takım zenginlikleri değil, canlarını da dost bildikleri zalimler eliyle kaybetmişler.
Bu bakımdan Wikileaks belgelerinde yer alan Amerika'nın Saddam'ın sırtını sıvazlamış olmasını çok yönlü değerlendirmek gerekir.
Özellikle bölge ülkelerinin ABD'ye güvenmesinin yanlışlığını, bölgede ABD için tek önemli hususun bölgenin zenginliği ve bir de İsrail'in varlığının devamı olduğu gerçeğini görmeleridir... Gerisi hikaye...