xxx52
Ramazan huzuru
Siyaset, iktidar, kamu otoritesinin temsiline dayalı tasarruflar... bütün bunlar ne için, kim için vardır, var olmalıdır?
Şüphesiz insan için, halk için, millet için; insanlar şu kısa dünya hayatını daha az dert, daha çok huzur ve hürriyet içinde yaşasınlar, var oluş amaçlarını serbest iradeleriyle gerçekleştirme imkanı bulsunlar diye olmalıdır.
Dünyaya bakıyoruz gerginlik, savaş, işgal, adaletsizlik, gücün zalim egemenliği, huzursuzluk ve devamlı savaş tehlikesi.
Ülkemize bakıyoruz üç kuruşluk menfaat, üç günlük saltanat veya haince emellerin gerçekleşmesine imkan ve zemin hazırlamak için devamlı gerginlik, dalevera, yalan, iftira, komplo, ayak kaydırma, imkanı kötüye kullanma...
Oyuncular alabildiğine koşarken, tozu dumana katarken acı çekenlerin, aç ve açıkların hem vücutları görünmez, hem de sesleri duyulmaz oluyor.
Bu işin sonu ne olacak?
Hiçbir şey olmadan böyle devam etmesi bile bir âfettir.
Ülke veya dünya çapında bir çatışmaya müncer olması ise bir kıyamettir.
Kanaat önderleri olsun, insanları yönetmeye talip olanlar olsun tamamı okumuş yazmış, ortalama insanımızın üstünde tahsil ve "terbiye" görmüş kimseler (veya böyle olmaları gerekiyor). Buna rağmen ülkede ve dünyada egemen olan bu kötü gidişe son veremiyorlarsa "akılları, tahsilleri, metodları ve felsefeleri (dünya görüşleri)" işe taramıyor, hatta zararlı oluyor demektir; bu ise "bir aydın, bir düzen iflası"dır.
İnsanları kendilerine döndürmek, iç muhasebesine sevketmek, nerede yanlış yaptıklarını sorgulatmak için güçlü nefeslere ve olaylara ihtiyaç vardır.
Mübarek Ramazan Müslümanlar için böyle bir zaman ve böyle bir olaydır. Yeme, içme, yatma, eğlenme yerine ibadet, tefekkür, bilinci madde ötesine yönlendirme, varoluş ve var eden üzerinde düşünme, amaçları ve öncelikleri bir daha gözden geçirme... fırsatı bakımından bu ay eşsiz gibidir.