xxx11
Anlamamayı anlayamıyoruz ama!
Saadet Partisi'nde yaşanmakta olan sıkıntılarla ilgili bir soru cevaplanırken "Böyle bir tavır içine neden girildiğini biz de anlamadık" deniliyor!
Bu anlamamayı da biz de anlayamıyoruz!
Ama tavır koyan biri olduğumuz için en azından kendi açımızdan ortaya çıkan durumu açıklığa kavuşturma ihtiyacını duymuş bulunuyoruz!
Bizi böyle davranmaya iten sebeplerin başında parti tabanını yok sayan üslup ve politikalar geliyor!
Mesela vesayet ile ilgili açıklamaların bizi ve bizim gibi düşünen tabanı bir hayli üzdüğünü ve düşünmeye sevk ettiğini söylemeliyiz!
Şayet Saadet Partisi tabanı birazcık tanınmış olsaydı böylesine itici ve üzücü açıklamalar yapılmazdı diye düşünüyoruz!
Ya tabanı tanımıyorlar ya da emr-i vakilerle işi götürürüz diye düşünüyor olmalılar!
Olaylı kongreden sonra takınılan ve sanki hiçbir şey olmamış gibi davranılmasını da içimize sindiremediğimizi ifade etmeliyiz!
Pek çok şey olmuşken, hiçbir şey olmamış gibi davranılmasını ve zamanla her şeyin unutulacağını savunulmasını makul ve mantıklı bulamıyoruz!
Karşı tarafı dinlemek ve onların derdine de çözüm aramak yerine "Bir süre sonra bunlar unutulur, herkes yoluna devam eder" edası içinde vurdumduymaz bir tavır sergilenilmesini benimseyemedik!
Genel Başkan'ın yakın mesai arkadaşlarının üslup ve tavırlarından da bir hayli şikayetçiyiz!
Yerli-yersiz yaptıkları konuşmaların ve özellikle de Erbakan hocamızı hedef alan ifadelerinin bizi ve bizim gibi düşünen tabanı bir hayli tedirgin ettiğini belirtmeliyiz!
Erbakan hocamızın akıl sağlığı hakkında uluorta yapılan açıklamaların kabul edilebilir olarak görmüyoruz!
Bugüne kadar hiç duymadığımız tabirleri bu dönemde duymuş olmanın şaşkınlığını yaşıyoruz!
Allahaşkına söyler misiniz biz büyüklerimizden ne zamandır moruk ya da dinazor diye söz ediyoruz?
Genel Başkan bu söylemlerin ne kadarından haberdar bilemiyoruz!
Ama onların kullanmakta olduğu "Bu dava babanızın malı değil" söylemini kendisinin de kullanır olması bizde sanki hepsinden haberdar gibi izlenim oluşturuyor!
Genel Başkan'ın yakın mesai arkadaşları olarak gördüğü iki-üç doktor ile birkaç avukatın bu yükün ağırlığını taşımakta zorlandıklarını üzülerek ifade etmek durumundayız!
Bu arkadaşlar birleştirici olmaktan çok ayrıştırıcı oluyorlar!
Eski bir Tıbbiyeli olarak insanları idare etmenin zor, doktorları idare etmenin daha zor olduğunun bilincindeyiz ve bu açıdan ciddi sıkıntılar yaşadığının farkındayız!
Aslında yazılacak daha çok şey var ama artık sözün bittiği yerde olduğumuzu da görüyoruz. Bu tavrın içine neden girildiği konusunda birazcık yardımcı olabildiysek ne mutlu bize!