“Rahatsızım, rahatsız!”

Balyoz Eylem Planı'nın lokomotif paşası Çetin Doğan Selimiye Kışlası'nda harp oyunu kamuflajlı darbe toplantısını hangi tarihte yapmıştı?

5-7 Mart 2003'te…

Yani?

1 Mart Tezkeresi'nin reddedilmesinden sadece birkaç gün sonra!

Tezkerenin reddedilmesi, sadece “Atlantik'in Öte Yanı'ndaki Washington” için değil…

“Ankara'daki Washington”ın da o vakte kadar aldığı “en derin yara” anlamına geliyordu!

*

Selimiye'deki toplantıyı organize eden Çetin Doğan'ın veya onun çizgisindeki komutanların vaktiyle tezkerenin reddedilmesinden dolayı rahatsızlık duymuş olduklarını…

AKP'yi “bu yönde yeterince çaba göstermediği için” suçladıklarını öngörmek hiç de zor değil…

Bakınız, Balyoz Cephesi'ndeki komutanların “Amerikan karşıtı” olduğunu sanıyorsanız “Fena halde yanılıyorsunuz” derim!

Şöyle bir sağlama yapalım:

2003'ün Mart ayında “EMASYA asla sadece EMASYA değildir” kulvarında koşan Çetin Doğan, Ergin Saygun gibi komutanlar kime karşı hareket çekmeye hazırlanmışlardı?

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'e!

Peki, başta Paul Wolfowitz olmak üzere önde gelen ABD sözcüleri…

Tezkerenin reddedilmesinden dolayı…

Diplomatik üslubu falan bir kenara bırakarak kimi öncelikle sorumlu tutan, suçlayan açıklamalar yapmışlardı?

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök'ü!

*

Tezkerenin reddedilmesinden sonraki süreçte “23 Nisan Resepsiyon Krizi” dahil Hilmi Özkök'e karşı bir kampanya başlatıldığını hatırlayalım.

Bir ay kadar sonra da Cumhuriyet “Genç Subaylar Rahatsız” manşetini patlatmıştı, değil mi?

O manşet, TSK'da Özkök'e karşı konuşlanmış ve de darbe planları yapan kimi komutanların…

Hem Genelkurmay Başkanı'ndan, hem de AKP hükümetinden duydukları “rahatsızlığı” dile getiriyordu!

Orgeneral Hilmi Özkök ise düzenlediği basın toplantısında “Sadece genç subaylar değil, hepimiz rahatsızız!” diyordu…

Özkök'ün bu sözlerinin asıl manasını atlarsanız o dönemin perde arkasını çözemezsiniz:

Hilmi Özkök, darbeci generallerden, onların muhtıra hazırlıklarından duyduğu rahatsızlığını dile getiriyordu, aslında!

*

Balyoz'cu Çetin Doğan Paşa “O planlardan Hilmi Özkök de haberdardı” diyor.

Gayet tabii haberdardı, ancak bir farkla!

Çetin Doğan ve cuntacı arkadaşlarının izini sürüyordu, Özkök Paşa…

Cuntacı kadro, o yüzden darbeyi başaramadı; Hilmi Özkök engel oldu.

Sadece Doğan değil akabinde Eruygur da emeline ulaşamadı…

Sarıkız'dan Ayıışığı'na, Eldiven'den Yakamoz'a kadar darbe hazırlıklarının kapı kolları hep ellerinde kaldı.

Peki, Hilmi Özkök, o dönemde cuntacılara karşı görünürde bir hareket çekti mi, herhangi bir işlem yaptı mı?

Hayır, yapmadı. Ama ne yaptı?

Sonuç aldı!

Darbe girişimlerini engelledi.

Ergenekoncu cephenin hazırlıklarını berhava etti.

*

Hilmi Özkök, hâlâ daha 2002-2004 arasındaki darbe girişimcilerinin aleyhlerine konuşmuyor.

Balyoz eylem planını soran bir meslektaşımıza “Bu konuların dışındayım. Torunlarımla oynuyorum” diye cevap veriyor!

Görünürdeki hadiseler, demeçler falan başka seyreder; perde arkası ise bambaşkadır…

“Aslında neler olduğu” anlatılamıyordur!

*

Şimdi de, Özden Örnek Günlükleri'ndeki önemli bir ayrıntıyı hatırlayalım:

Muhtıra yanlısı komutanlar, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı İlker Başbuğ'a “Hilmi Özkök'ün yanında yer aldığı için” kızgınlardı.

Mustafa Balbay Günlükleri'nde ise Şener Eruygur'un aynı yöndeki şikayeti var…

*

Geçen yılın haziran ayında “Islak İmza” olayı patladığında Deniz Baykal'ın arzu ettiği gibi “İlker Başbuğ görevden alınsa veya istifa etseydi” kime KKK yolu açılacaktı?

Newsweek'te oynanan darbe-totodan önce 2006 Kasım'ında Zeyno Baran'la görüşen…

İhbar Mektubu'nda “önde gelen cuntacı general” diye anılan…

2003 Mart'ında da Selimiye'deki EMASYA eksenli darbe toplantısında konuşma yapan günümüzün emekli orgenerali Ergin Saygun'un!

*

Bir an için varsayalım, -hikaye bu ya- Deniz Baykal Başbakan olsaydı…

Dün, Milliyet'e verdiği “Ben olsaydım” demecinden yola çıkarak…

Mesela “Genelkurmay Başkanı'nı görevden alsaydı…”

O vakit, kimin yolu açılırdı?

“İhbar Mektubu”nda “önde gelen iki cuntacı general”den biri olarak anılan günümüzün 1. Ordu Komutanı Org. Hasan Iğsız'ın!

*

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ…

Dün, Balyoz Planı tartışmalarından duyduğu “rahatsızlığı” dile getiriyordu!

Başbuğ'un “rahatsızlığı” kesin de, aslında kimlerden rahatsız, acaba?

Mesela, Kozmik Oda'ya girilmesinden asla rahatsız olmadığına göre…

Tersine “Demokrasi için hemen izin verdik” dediği hatırlanırsa; birilerinden acayip rahatsız olmalı, Genelkurmay Başkanı…

Şöyle de sorabilirim:

-Hilmi Özkök kimlerden rahatsızdı?

“Cami bombalama” gibi dehşetengiz planları yapanlar…

2002'nin sonundan bugüne…

Önceki ve Sonraki Yazılar