Nigar ALMANGIZI
Osmanlı'yı yıkan politika
Türkler 117 devlet, 32 beylik, 17 hanlık, 16 imparatorluk, 10 cumhuriyet, 4 atabəylik kurdu.
Yalnızca Osmanlı İmparatorluğu 624 yıl hüküm sürdü, 322 sene dünyanın lider devleti olarak kaldı.
III Murat devrinde, yani 16’ıncı yüzyılda arazisi bugünkü Türkiye'den 25 kat daha büyüktü. (23 milyon 337 bin 600 km2).
Bütün bu tarihi olgulara rağmen i dünyanın en büyük üç İmparatorluğu'ndan biri olan Osmanlı'nın neden yıkıldığını düşünmeden edemiyorum. Zaman zaman bunun cevabını az da olsa bulduğuma inanıyorum.
Bugünlerde Turhan Tan'ın''Hürrem''romanını okudum. Roma'nı okuduktan sonra, Osmanlı’nın yıkılmasında tahminlerimin pek de yanlış olmadığını gördüm.
Hürrem Sultan’ı Türkiye’de bir televizyon kanalında yayınlanan , "Muhteşem Yüzyıl" dizisinden sonra bilmeyen yoktur sanırım…
Sultan Süleyman'dan çok , aşkı uğruna her şeyi yapmaya hazır olan bir padişahı ve bir bu rus kızının entrikalarını anlatan bu diziyi seve seve izleyen seyircilerden değilim.
Birkaç bölümden sonra da izlemeyi tamamen bıraktım. Zira reyting uğruna şanlı tarihten çok aşk ve entrikaların ön plana çıkarıldığı bir kurmaca olarak algıladım.
Geçelim temel amaca.
Kitabı okudum. Kitap hakkında öyle geniş bilgi verme niyetim yok.
Kitapta önemli ve tarihi bilgiler vardı. Bu yazımda kitapta dikkatimi çeken ve Osmanlı İmparatorluğu neden yok oldu sorusunun cevabını kısmen de olsa bana veren bölüme değineceğim
Sultan Süleyman'ın hareminde 32 kadın var ki, (bu 32 kadın bizim bugüne kadar sözünü ettiğimiz zat değildir. Sultan Süleyman'ın eşleri-NB) hepsi Avrupa'dan ve Rusya'dan ona hediye olarak gönderilmiş güzellerdi. Hiçbirinin de, soyu-sopu belli değildi. Sadece Hıristiyan oldukları ve saraya geldikten sonra padişahın isteği üzerine İslam’ı kabul ettikleri bilinmektedir.
Hürrəm dışında… Çünkü kitapta babasının papaz olduğu yazılı. Dizde herkesin Türk kadını olarak tanıdığı Mahidevran Sultan da Kafkasya Rus’u.. Hürrəm!dən 10 yıl önce Süleyman'a hediye olarak gönderilmiş..
Neyse yukarıda da dediğim gibi konudan uzaklaşmadan gelelim amaca. Ve sorumun çok basit olan cevabına.
Bugüne kadar okuduklarım ve araştırmlarıma dayanarak yazabilirim ki, hiçbir gücün, ordunun, silahın yıkamadığı Osmanlı'yı, Avrupa'nın ve Rusya'nın izlediği kadın politikası yok etti. II. Pyotr da Rus kızların Müslüman erkekleriyle, özellikle Türk erkeğiyle evlenmesini açık şekilde vasiyet ediyordu. O bununla hem nesillerinin tükenmeyceğini, hem de Türkdən doğan çocuğun Rus gibi büyüyerek dedelerinin elinde kalan toprakları geri alacağını düşünüyordu.
Çünkü Türk’ü sadece Türk'ün yok edebileceğini anlıyordu.
Koca dünyaya hükmedebilecek Osmanlı'yı kadına olan nefsi yıktı. Bunu çok iyi bilen Osmanlı düşmanları da yürütdükləri kadın politikası sonucunda isteklerine nail oldular. Onlar bununla yetinmeyip, bu siyaseti bugün de devam ettirmektir.
Türk erkeğinininin kadına olan nefsi bugün de Avrupa, Amerika, Rusya’nın nüfus artışında büyük rol oynuyor.
Nüfusu azaldığından tehlike çanı çalani çalan ülkelerin zaman zaman Türklere sınırlarını açması, onları isle temin etmesi bunun bir örneğidir. Birileri düşünebilir ki, bunun neyi kötü? Türk'ün sayısı artıyor ya diye. Ama madolyonun öteki yüzü böyle değil.
Nitekim, bizim Azerbaycan Türkleri Rusya halkının sayısını artırdı. Bizimkilerden doğan bebekler rus kimliğiylə büyütüldü. 366. alayın içinde Hocalı'ya getirildi, Yüzyılın en son katliamlarından biri yaptırıldı. Yani Türkü Türke kırdırdı. Eminim, bir gün başka kimlikler altında doğup-büyüyen Türk cocukları da Türkiyə üzerine yürütüləcək.
Not: Sadece Rusya'dan gelip Türkiye'de iş yapan veya alışveriş yapan kadınların Rusya'ya döndükten sonra dünyaya getirdikleri çocukların soyunu bir araştıralım. Küçük İvan’ların, Pyotr’ların hemen hepsi Türk "yavruları" dır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.