Atila ALTUNTAŞ
Önyargı Felaketinden Kurtulan Yeni Türkiye
Olayları aklıselim değerlendirmek, insanlara ve kurumlara yaklaşmak en sağlam ve en verimli yoldur. İlerlemenin toplumsal barış ve güvenliğin temel şartı sağduyu sahibi olmaktır. Önyargılar, sevgiler, nefretler, çıkar hesapları doğru karar vermeyi, doğru hareket etmeyi önler.
İmam Gazali Önyargıyı en fazla tetikleyen hasleti şöyle tasvir ediyor, ‘’İnsanoğlu’nun iki aşırılığı vardır. Sevdiği kimsede hiç kusur, sevmediğinde de hiç meziyet görmez. Sevgili Peygamberimiz (sas)’de bu gerçeği şu şekil ifade etmiştir. ‘’Bir şeyi aşırı sevmen seni kör ve sağır yapar.’’ Nefret de öyledir. Yine Peygamberimiz(sas) ‘’Kim birini seviyorsa ölçülü sevsin, Kimde birinden nefret ediyorsa ölçülü nefret etsin. Çünkü bir gün gelir nefret ettiğiniz kişiyi sever, çok sevdiğiniz kişiden de nefret edebilirsiniz’’ diye bize ulvi bir yol gösteriyor.
Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın kendisine arkadaş olması açısından dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar. Gelincik kadının yanından
bir an bile ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşır. Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğar. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır.
Günler geçer ve kadın bir gün bir kaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır... Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır. Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir. Gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne odaya yönelir... Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılanı görür.
Einstein'in söyledigi rivayet edilen bir söz var: "insanlardaki önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zor" der.
İşte yukarda anlattığım ön yargıları gelişmiş hiçbir batı ülkesinde göremezsiniz. Başta Petrol zengini Orta doğu Ülkeleri olmak üzere terör, açlık, sefalet, birbirini boğazlamak gibi fitne- fesadı tetikleyen en baştaki sebep Önyargıdır.
Ülkemizde de yıllarca; ‘’Kürtler şöyle, Türkler böyle. İrtica Hortladı, Kemalistler Darbeci, Laiklik elden gidiyor. Cumhuriyetin kaleleri tehlikede, Bunlar din düşmanı’’gibi tahriklere gelerek normal düşünme, objektiflik ve soğukkanlılığın yerini önyargılara bağlı korku ve vesveseler almaktaydı. Herkes birbirini potansiyel düşmen görmekteydi.
Son yıllarda Türkiye normalleşirken, insanımızda, ÖFKENİN VE AŞIRI SEVGİNİN MANTIĞI OLMAZ’’ İlkesi ile hareket ederek, ideolojik saplantılarını bir kenara itmesi Türkiye’nin önünü açmıştır.
Artık Türkiye rol biçilen değil, rol biçen, rol çalan değil, rolü çalınan bir ülke olmuştur. Yeni büyük ve güçlü Türkiye’nin doğumu sancıları tüm milletimize hayırlı olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.