Normalleşme alametleri

Neydi o günler... Mübarek Ramazan ayı geldi mi televizyonlarda acayip acayip tartışmalar başlardı.

Tartışma ne kelime?

Türkçe ibadet veya bilmem hangi mevzu etrafında korkunç bir kavga gürültü kopardı.

Kopmaz, koparılırdı.

Birileri, Müslümanlar Ramazan-ı Şerif'te huzur ve huşu namına bir şey hissetmesinler diye bilhassa gayret sarf eder, Ramazan'ı zehir edecek kampanyalar başlatırdı.

Şöyle ağız tadıyla bir dini sohbet bulunmaz Hint kumaşı gibiydi.

Bu Ramazan televizyonlarda öyle bir kampanya yok, elhamdülillah.

Galiba geçen sene de yoktu.

Sular duruluyor.

 

* * *

Kuvvet komutanlarının devir teslim törenlerinde de sular nisbeten duruydu.

Genelkurmay Başkanı'nın devir teslim töreninde bile...

Geçen senelerde devir-teslim konuşmalarının can damarını daima "laik düzeni koruma azmi" ve "irtica ile mücadeledeki kararlılık" teşkil eder, "dinci" olduğuna hükmedilen siyasi partilere veya hükümetlere bu konuşmalarda aba altından -bazen de aba üstünden- sopa gösterilirdi.

Bu sene ise tören konuşmaları askeriye ile ilgili mevzular (askerlik süresinin herkes için eşit hale getirilmesine ilişkin mülahazalar, ordunun PKK karşısında zafiyete düştüğü yönündeki iddialara cevaplar vs, vs, vs) etrafında şekillendi.

Kendi işine konsantre olmaya başlayan bir askeriye...

Ne kadar güzel.

 

* * *

"İrtica"ya ve bilhassa "kamusal alanda türban"a karşı mücadelenin odağı olmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi de artık "Laiklik elden gidiyor" eksenli bir siyaset yapmıyor.

Üstelik CHP'nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu başörtüsü yasağını kaldıracaklarını söylüyor.

Bu da çok güzel.

Kızanlar, hatta ihanet-i vataniye suçlamasında bulunanlar var; ama CHP'nin Kürt meselesinde 'Dersim 1937' noktasından "İcabında genel af" noktasına gelmesi de çok güzel.

 

* * *

Bunlar normalleşme alametleri.

Devamı gelir inşaallah.

 

DERSİM / TUNCELİ

Geçenlerde bu köşede Dersim'in adının 1937-38'deki katliamdan sonra değiştirildiğini yazmıştım.

Yanlış yazmışım.

Dersim'e Tunceli adı, Dersim üzerindeki baskıların yoğunlaşmaya başladığı 1935'de verilmiş.

 

Tunceli adının "Devletin Tunç Eli"ne bir atıf olduğu söylenir ve ben o yazımda bu söylentiye itibar ettim, ama konuyla ilgili 'resmi' literatürde "Tunceli, tunç yürekli insanların beldesi anlamına geliyor" denildiğini de belirtmeliyim.

Her neyse...

Öyle veya böyle; Dersim yine Dersim olmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.