Kenan ÖZMEN
Milliyetçiliğin Türkiye Versiyonunun Anatomisi
Temelleri; “Beni ateşten, onu ise topraktan yarattın. Öyleyse ben ondan üstünüm.” diyen İblis’ e kadar uzanan milliyetçilik, belki de tarihin gördüğü en tutarsız ve içi boş ideoloji olmuştur.
İblis kaynaklı bu ideolojinin amentusu ise; Benim milletim yeryüzünün en üstün milletidir (ırkıdır, kavmidir); diğer milletler bana hizmet için vardır ve düşmanlarımdır” olmuştur.
Bu kısa girizgâhtan sonra, milliyetçiliğin ne kadar tutarsız ve içi boş olduğunu şu örnekle açıklamaya çalışalım:
Elimizde Sırp milliyetçiliğinin amentusunun (esaslarının) yer aldığı bir metin olduğunu düşünelim.
Şimdi siz bu metnin içerisindeki Sırp ibaresinin olduğu yerleri silip, yerlerine Türk ibaresini koyduğunuzda, Türk Milliyetçiliğinin amentusunun (esaslarının) yer aldığı bir metin elde etmiş olursunuz.
Hiçbir hokus pokus yapmadan sadece metindeki milliyet adları değiştirilerek, farklı milliyetçiliklere ait metinler elde edebilirsiniz.
Fakat, amentu metinlerindeki bu kadar örtüşmeye ve benzerliğe rağmen, iki farklı milliyetçilik mensubunu bir araya getirmeye çalıştığımızda, aynı evde yaşamaya davet ettiğimizde bu çabanın ne kadar boş olduğunu göreceksiniz.
Bir Sırp milliyetçisiyle bir Türk milliyetçisi; bir Rus milliyetçisiyle bir Amerikan milliyetçisi aynı evde ne kadar süreyle yaşayabilir ya da yaşayabilir mi, takdirini siz değerli okurlarımıza bırakıyorum.
Ancak bu durum, diğer ideolojiler için geçerli değildir.
Örneğin Sırp ve Türk koministlerden, kapitalistlerden, liberallerden vs. oluşan bir grup bir arada pekala yaşayabilir.
Amerikalı bir kapitalistle, Rus bir kapitalist Kremlin Sarayı’ nın arka bahçesinde kol kola dolaşabilir.
***
Şimdi de milliyetçiliğin Türkiye versiyonu hakkında birkaç temel taşı konu üzerinde duralım.
Malûmunuz, Türk milliyetçiliği dendiğinde akla ilk gelen isimler; Nihâl Atsız ve Ziya Gökalp’ tir.
Bakın Nihal Atsız, oğlu Yağmur’ a yaptığı vasiyetinde Türk milliyetçiliğinin amentusu kâbilinde neler söylüyor:
Oğlum!
Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigâr olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol.
Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.
Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarın ki düşmanlarımızdır.
Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içer(de)ki düşmanlarımızdır.
Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı.
Tanrı yardımcın olsun!
Dehşetli bir kafatasçı olan, tanısın tanımasın herkesin kafatasını kendi icadı olan kafatası ölçerle ölçerek ne kadar Türk olduğunu (!) saptayan, Resmî ideolojinin gözde Şamanlarından Nihal Atsız’ ın, İslâm ve Hz Peygamber hakkındaki, Ötüken Dergisinin 1970 yılı Kasım sayısında söylediği sözler aslında her şeyi özetliyor:
“Kur’ an Muhammed’ in uydurmasıdır. İçerisinde yer alan kıssalar da mitolojik hikayelerdir.” (haşa!!!)
Bu cümlelerle ilgili yorumu da siz değerli okurlarıma bırakıp Ziya Gökalp’ e geçiyorum.
Türk Milliyetçiliğinin el kitabı hüviyetindeki Türkçülüğün Esasları’ nı (Amentusunu) yazan ve Türk Milliyetçiliğinin babası sayılan Ziya Gökalp aslen Zaza Kürdüdür.
İşin daha enteresan tarafları da var. Kısaca bahsedelim:
Ziya Gökalp gençlik yıllarında tanıştığı Abdullah Cevdet sayesinde milliyetçi bir düşünceye sahip olur. Ve yıllarını vererek ilk kitabını kaleme alır.
Bu kitabın ismini hemen söyleyelim: “Kürtçülüğün Esasları ve Kürt Lügâti”
Kendi el yazısıyla kaleme aldığı Kürtçülüğün Esasları ve Kürt Lügâti’ nin aslı, 12 Eylül 1980 tarihine kadar Sinop Dr. Rıza Nur Kütüphanesinde yer almaktaydı.
Kütüphane kayıtlarına göre 12 Eylül 1980 günü (tarihe dikkat) Ankara’ ya götürülen kitabın neden ve niçin götürüldüğü ve tanklarla tüfeklerle millete deli gömleği giydirenlerin bir kitaptan neden bu kadar rahatsızlık duydukları konusuna girmeyerek yorumu yine siz değerli okurlarımıza bırakıyorum.
***
“Kürtçülüğün Esaları ve Kürt Lügâti” ni yazacak kadar Kürt milliyetçisi olan Gökalp nasıl bir evrim geçirmiştir ki, daha sonra “Türkçülüğün Esasları” nı yazarak Türkçülüğün Babası olmuştur.
Kısaca ondan da bahsedelim.
Abdullah Cevdet’ in tavsiyesiyle 1908 yılında Selânik’ te Rizarto Mason Locası’ nda toplanan İttihat ve Terakki (İT) yönetimi, Gökalp’ i hem masonluğa hem de İttihat ve Terakki (İT) Merkez Yönetim Kurulu üyeliğine kabul eder.
Gökalp; burada sonradan Tekinalp soyadını alacak olan ve atadan beri hahamlık yapan bir aileye mensup Selânik Yahudisi Moiz Cohen’ le tanışır.
Moiz Cohen ve Gökalp sıkı bir hoca talebe ilişkisine girer ve burada Türkçülüğün Esasları eserini kaleme alması kendisine dikte ettirilir. Türkçülüğün Esasları kitabı hakkındaki tüm ana fikirler Haham torunu Yahudi hocaya aittir.
***
Aslında bu konu hakkında yazmak isteyip de yazamadığımız çok daha enteresan ve vahim gerçekler var. Ancak mevcut konjonktürün bünyesi bu kadar enteresan gerçeği kaldırmaz.
Özetle;
Nihal Atsız’ ın kafatası ölçme makinesi ve oğluna yazdığı vasiyeti,
Nihal Atsız’ ın İslam ve Hz Peygamber hakkındaki düşünceleri,
Zaza Kürdü Gökalp’ in önce Kürtçülüğün Esasları ve Kürt Lügâtini yazması ve daha sonra da Yahudi hocası tarafından kendisine Türkçüğün Esasları’ nın yazdırılması,
Anadan Türk olan Abdullah Öcalan’ ın, Kürt milliyetçiliğinin önderliğine soyunması,
Devlet Bahçeli’ nin 3 Mayıs Milliyetçiler günü münasebetiyle Nihal Atsız’ ı da anması,
Aslında çok şey anlatmaktadır.
Sözümüzü, Hayatın kullanma kılavuzu Kur’ an-ı Kerim' den kapı gibi bir fermanla noktalayalım:
“Ey insanlar! Bakın, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O'na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.” (Hucurât, 13)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.