xxx78
Kavanoz dipli dünya
Eğer bu da gerçekse...
Manisa/Salihli’de yaşayan bir gencin polisle başı derde girmiş... Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıca hakaret etmiş aynı genç... Bu suçlardan çarptırıldığı 17 yıllık cezanın beş yılını Manisa Cezaevi’nde doldurduktan sonra Isparta Kapalı Cezaevi’ne nakledilmiş... Üç mahkum genci merdiven boşluğundan aşağıya atmış... İki beyin ameliyatı sonrası felç olmuş genç... Hiçbir tarafı tutmadığından cezaevinde refekatçisiyle kalıyormuş...
Yukarıda anlattığım olaya tek itiraz, felç olmasının sebebiyle ilgili gelebilir; cezaevi yönetimi “İntihar girişiminde bulundu” iddiasında çünkü... Geri kalanın hepsi, cezaevinde refekatçisiyle kaldığına kadar, doğru... Refakatçisi 26 yaşındaki evli ve iki çocuklu ağabeyiymiş zaten...
Her yönüyle bize özgü bir vaka size... Polisle dalaşma ve yargıçla takışmanın bir gence (suçu işlediğinde 19 yaşındaymış) getirdiği 17 yıllık hapis cezasından başlayarak ağabeyini suçsuz olduğu halde cezaevinde yatırmaya kadar... Sizin-bizim başımıza gelmediği sürece gülünecek bir vaka...
Tabii bir de o gencin mensup olduğu aileye ne hissettiklerini sormak lâzım...
Anlattığım olay dünkü gazetelerde yer alıyordu; üzerinde düşünmeye değer bulduğum için sizlerle paylaşıyorum. İki kilo baklava çaldığı, taş fırlattığı, slogan attığı, maskeyle gösteri yaptığı için gençleri gözünü kırpmadan derdest edebiliyoruz. Kimi düzeni bozduğu, kimi de devlete karşı girişim sayıldığı için uzun süreli hapis cezalarına da çarptırabiliyoruz.
“Vay sen polise mukavemet mi ettin? Üstelik bir de yargıca hakaret ha? Yat 17 yıl da aklın başına gelsin” diyebiliyor adalet sistemi...
Aklı başına gelsin diye demir parmaklıklar arkasına kapatılan genç, belli ki, orada da rahat bırakılmamış... İster üç mahkum merdiven boşluğundan attığı, ister intihar girişiminde bulunduğu için olsun, sonuçta yatağa bağımlı hale gelmiş ya...
Oysa cezaevindeki insanları korumak, başlarına bir şey gelmesini önlemek, intihara yatkın ise tedbirini almak... Bunların hepsi devletin görevidir.
Üzerinde düşünmenizi istediğim noktalar şunlar: Cezaevine tıkılan gencin suçunun çeşidi... Verilen cezanın uzunluğu... Cezaevinde korunamayışı ve yatalak hale gelişi...
Bunların hepsi, adalet sisteminde müthiş yanlışlıklar olduğunun göstergeleri... Tıka basa dolu olduğunu bildiğimiz cezaevlerinde kimbilir böyle kaç ‘kader mahkumu’ var...
Yatalak mahkumla cezaevi personelinin ilgilenmeyip ağabeyini sürekli refakatçi olarak hürriyetinden mahrum etmek ise üzerinde ne kadar düşünülürse düşünülsün aklın alabileceği bir durum değil. Büyük bir hukuksuzluk bu yapılan...
Haberlerde konunun bu yönüne hiç değinilmemesini ve sadece bir başka ağabeyin ağzından “Tedavisi tam teşekküllü bir hastanede devam ettirilsin, cezası iyileşinceye kadar ertelensin” temennisinin dillendirilmesini, ancak sahnedeki her şeyin en kaba biçimde abartıldığı tiyatro tarzı olan ‘fars’ sözcüğüyle karşılayabiliriz.
Fransızların yaptığı ‘vodvil’, bu da ‘fars’...
Olacak şey değil...
Rapora bağlı olarak derhal tahliye edilmeli bu genç ve onun yatalaklığından sorumlu devlete yüklüce bir tazminat ödettirilmelidir.
Gencin adı ‘Özgür’ soyadı da ‘Uygun’ imiş, iyi mi?