KARİYERİNİZİ NASIL ALIRSINIZ

Böyle bir soruya sanırım pek çok çalışan, orta şekerli diye cevap verebilir. Bazen şekerli, bazen sade olabilir, fakat günümüz ekonomik koşulları altında sanıyorum bunun cevabı yağsız tarafından olmalı.

Kariyerinizi, takla atmadan, orayı burayı yağlamadan, ona buna çelme takmadan planlayacağınızı sanıyorsanız sanıyorum siz başka alemlerdesiniz.

Sanal gerçeklik size ne kadar gerçek geliyorsa, bana da gerçek değerlere, başarıya, eğitime dayalı planlamalar o kadar gerçekçi geliyor.

Toplumda ekonomik problemler devam ediyorsa, rüşvet devletin her kademesinde zuhur ediyorsa, kariyer planlaması adı altında at arabasına koşulup sürekli sol kulvarda koşturuluyor fakat bir adım ilerleyemiyorsanız, hatta her yeni organizasyonda size yeni planlar sunulup bazıları mevki ve makamları paylaşıyorsa boşuna ümitlenmeyin. Siz doğuştan kariyer planınızı sabit mevkilere endekslemişsiniz demektir.

İstiyorsunuz ki kariyeriniz yağsız tarafından olsun.

Nasıl olacak?

Pek çok kurslara gidiyorsunuz. Gecenizi gündüzünüze katıp sertifikalar, diplomalar alıyorsunuz sonunda aferin deniyor, ama terfi edemiyorsunuz.

Çünkü önünüz dolu.

Buna İnsan Kaynakları Yönetiminde Kariyer Platosu denir.

Yani düz bir ovadasınız, gidiyorsunuz gündüz gece. İstirahat, mola yok, hatta yıllık izinlerinizden bile fedakarlık yapıyorsunuz.

Sonuç, başarılı bir yıl geçirdik.  Yeni yatırımlarımız var. Rakiplerimiz sürekli yatırım yapıyor, biz yapmaz isek geri kalırız.

Maaşlara bu sene de istediğiniz gibi zam yapamıyoruz. Organizasyonda bu yıl da değişiklik yapmadık. Başarılar dileriz. Bir bakıyorsunuz alakasız zamanlarda birilerine terfiler veriliyor. Tebrikler yağıyor. Sizde kalabalık arasından yağlı rakiplerinizi sessiz sedasız tebrik ediyorsunuz. Üzülüyorsunuz ama belli etmek istemiyorsunuz, ister istemez gülücük gösteriyorsunuz. Nede olsa geleceğiniz sizden önce terfi ettirilen arkadaşınızın elleri arasına geçiveriyor. El insaf, es-sabır diyorsunuz.

Üzülmeyin geçer…!

Arka planda; üst yönetim giderleri had safhada. En yeni, top model araçlar ya alınır ya da yeni trende uyulup kiralanır. İşiniz gereği bir yere gitmek zorunda kalırsanız atla otobüse git denirse üşenmez, biner gidersiniz. Taksiye binerseniz laf edilir. Ne yapabilirsiniz ki!

Sabır.

Tüm bunlar yanlış anlamayın sizin kariyer planına göre yükselmeniz içindir.

Lakin yükselenler kariyer planlarını yağlı sevenlerdir. Kendi gelecekleri için performans raporlarınız çizik çizik edilir. Daha çok yol almanız istenir. Daha çok performans göstermeniz beklenir. Bu işin sınırı olmaz. Sadece koşarsınız.

Tom Hanks’in “Forrest Gumb” filminde canlandırdığı;  sürekli koşan karaktere döndürülür, ömür boyu koşarsınız. Ancak emekliliğiniz geldiğinde artık durmanız gerektiğini anlarsınız.

Yaşlandınız, ama hala kariyerinizde yapmanız gereken şeyler var diye ümitlenip bir şeyler yapmak istersiniz, fakat bu sefer de fizyolojiniz müsaade etmez.

Hiç olmak yolunda ilerlemeye ve size kaderin tayin ettiği sona doğru ilerlemeye devam edersiniz.

Bu kadar kurumsal şirketin…! olduğu lakin toplumun sosyal değerler adına kurumsallıktan nasibini alamadığı, siyasetin kavga edilerek yapıldığı, kişisel çıkarlar için kan dökmekten bile arlanmayan elitlerden oluşan dengesiz bir toplum yapısı içinde kariyerinizi nasıl almak istersiniz diye sorulduğunda aslında tek bir cevap olmalı.

İnsanca.

Ahmet TÜRKAN – Habername

ahmetturkan@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum