Ömer YAZICI
Kalite
Kalite göreceli bir kavramdır. Daha önce hiç görmediğiniz bir ürün yada hizmet için kalite kavrayışımız sınırlıdır. Mesela hep mahallenizdeki bir diş hekimine gittiğinizde sizin için kaliteli diş hizmeti o güne kadarki gördüğünüz hizmetle sınırlıdır. Bundan dolayı o dişçiye gitmeye devam ettiğinizde bir (Kalite) sorunu yaşamazsınız. Fakat birgün tam kapasite bir diş hastahanesine gittiğinizde ve oradaki aletleri ve hizmeti gördüğünüzde kalite anlayışınız bir seviye yükselir ve artık mahallenizdeki diş hekimi sizin gözünüzde bir seviye alta düşer.
İşte bunun gibi kalite anlayışı işletme hayatında ve şahıs hayatında göreceli olarak şekillenir. Bunun çözümü kabuğunu kırıp dışarı çıkmak ve yeni şahıslar ve yerler keşfetmekten geçer. Mesela yurt dışına çıkanlara bakın, hep Avrupada şöyle, Amerikada böyle vs yorumlar yapmaya başlarlar. Diğer taraftan köyünden yada mahallesinden hiç çıkmamış kişiler, bulundukları yere yapılan en ufak bir iyileştirme onlar için kalitenin zirvesi olabilir, ve o bundan memnundur. Bu iki kişi arasındaki kalite anlayışı farkı, hayatlarında yaptıkları keşiflerin farkı kadardır.
Bir iş adamı ürettiği ürünü üretim safhalarını iyileştirerek ürünün kalitesini bir nebze arttırabilir fakat günümüzde ürünlerin aynı kalıpta kalma süreleri raf ömürleri kadar neredeyse. Binlerce lira verdiğimiz telefonları bile 1-2 senede bir değiştirmek isteme karakteri kullanmakta olduğumuz hemen hemen tüm ürünlerede yansımaktadır. Mesela çöp poşeti gibi hergün kullanılan bir ürün, ve çok sık maliyetleri olan bu ürün her seferinde değiştirilmeli geliştirilmeli. Firmalar paketlemeyi değiştirerek, yada çöp poşeti durumunda içine esans ekleyerek kaliteyi arttırmış olmazlar. Sağlamlık, dayanıklılık ve farklılık kalite anlayışında önemli etkendir.
Tüm araba firmalarının gayretine saygı duyduğumuzu ifade ederek şunu söylemek isterim: ülkemizde Dacia Volkswagen’den farklıdır. Farklılık sebebi birinin diğerinden hızlı gitmesi yada çok veya az yakması (aslında temel amaçlar) değildir. İki arabada temel amaçları karşılar fakat sağlamlık, kumaş kalitesi, içeri alınan ses, gibi özellikler kalite farkını ortaya koyar.
Birey olarak herşeye bunun en kalitelisi bu mu? Daha ne kadar kaliteli olabilir? Gibi sorularla kritik analitik yapmalıyız. Bununla beraber kendi işimize de kalite anlayışını yerleştirmeliyiz. Elimizden kalitesiz iş çıkmamalı. Mesela bir taksi sürücüsüysek, müşterimizi en güzel bir şekilde karşılama, aldığımız yerden varış yerine gidene kadar en huzurlu şekilde ulaştırma gayretinde olmalıyız. Verdiğimiz hizmetten veya ürünümüzden biz en üst düzeyde memnun olmalıyız ki diğer insanlarda ondan memnun olsun.
Kısaca, hayatımıza kaliteyi bir rehber edinmeliyiz. Dini yaşamdan iş hayatına kalite bir ihtiyaçtır ve bu anlayış görecelidir. Dolayısıyla işimizi elimizden gelen en kaliteli şekilde yapmak, hayatımızı ve diğerlerinin hayatını bir sonraki seviyeye taşıyacaktır.
Dr. Ömer Yazıcı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.