İyiliğe Balyoz Planı

Ramazan ayı yardımlaşmanın ve dayanışmanın en çok konuşulduğu, iyilik ve güzelliklerinin en çok yapıldığı, çok özel bir merhamet iklimi.

Bu ayda çevremizde bulunan yoksul insanları daha çok fark edeceğiz. Dul, yetim ve öksüzler diğer aylarda olmadığı kadar bu ayda sevinecekler, yüzlerinde çiçekler açacak.

Yardım kuruluşları bu ayda bir taraftan dağıtarak ihtiyaç sahiplerini sevindirirken, bir yandan da bağışlarını artırarak yıl boyunca fakir fukaranın güzünü güldürecek kaynağı oluştururlar.

Bu ayda herkes sevinçten, huzurdan bol bol nasiplenecek.

Bu günkü Vakit Gazetesi’nde “Balyoz Darbe Planı” ile ilgili önemli bir habere yer verildi.

Haber, bu ülkede yaşayan ve iyilik olsun, insanlar sevinsin diye çırpınan çoğu kimseyi ve de epeyce kurumu yakından ilgilendiriyor.

2003’te dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan tarafından hazırlandığı belirtilen ve Fatih Camii ile Beyazıt Camii'nin bombalanmasından, kendi savaş uçağımızın düşürülmesine kadar birçok korkunç eylemin yer aldığı Balyoz Darbe Planı iddianamesinin delil klasörlerinde şok bilgiler yer alıyormuş. 2003'te AK Parti iktidarını devirmek üzere hazırlanan en kanlı darbe girişimi olarak adlandırılan Balyoz Darbe Planında en ince detay bile hesap edilmiş.

Balyoz Darbe Planı sanığı olan Dönemin Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Kıdemli Albay Kubilay Aktaş tarafından hazırlanan belgelerde, İslâmî hassasiyete sahip yayın organlarının İmtiyaz Sahipleri ve Sorumlu Yazı işleri Müdürlerinin fişlendiği, gazete ve televizyonların adreslerinin çıkarıldığı görülüyor. Darbeciler, darbenin ardından el konulacak ve kapatılacak dernekleri tespit etmiş, İstanbul genelinde gözaltına alınacak İslâmî duyarlılığa sahip grupların, liderlerin listesini çıkarmış.

Yayın organları arasında Diyanet Dergisinin de yer aldığını ve bu derginin “Radikal İslâm” kelimeleri ile etiketlendiğini belirtmek söz konusu planın nasıl vahim, komik ve acıklı bir ruh hali ile hazırlandığını göstermesi için yeterlidir sanırım.

Yeni Şafak gazetesi “Milli Görüş” kelimeleri ile Zaman gazetesi ise “Nurculuk” notu ile yaftalanmış.

El konulacak ve kapatılacak çok sayıda sivil toplum kuruluşu içinde Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği “İrtica, Bölücü” kelimeleri ile etiketlenmiş.

 İlim Yayma Cemiyeti - (İrtica, Bölücü), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) - (İrtica, Bölücü), Ensar Vakfı - (İrtica, Bölücü), Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı - (İrtica, Bölücü), İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (Mazlumder)-(Bölücü), İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Demeği (ÖNDER) Derneği için ise “İrtica, Bölücü” nitelemesi layık görülmüş.

Birkaç paragrafından örnekler sunduğum planı hazırlayanların hem kafaları çok karışık, hem de bu ülkenin gerçeklerinden çok uzakta, fildişi kulelerinde ürettikleri korku ve vehimler içinde kıvranıp durdukları anlaşılıyor.

Bu raporu tanzim eden ve üzerinde konuşulmaya değer gören anlayışın, halkımıza yıllardır hizmet etmiş ve milyonların gönlünde taht kurmuş yardım kuruluşlarımızı bir kalemde harcayarak, “irtica-bölücü” sıfatları ile kurban etmiş olmaları çok üzüntü verici bir durum.

Halkın vergileri ile maaşını alan ve ülkenin güvenliğini emanet ettiğimiz bu insanlar başarılı olsalarmış, başta halka hizmet eden kişi ve kurumları, milyonlarca insanımızın sevgi ve takdirini kazanmış kanaat önderlerini ”harcayacaklarmış”. Yani, güvenliğimizi sağlamakla görevli kimi insanların niyet ve planlarından güvende değilmişiz. Allah, yeni planlarından korusun.

Halktan kopuk ve vehimler içinde kıvranan, “iç düşman” tanımlaması ile kendi insanını hedef tahtasına koyan bu anlayışın acilen değişmesi gerekiyor.

12 Eylül 2010 tarihinde oylanacak yeni anayasa paketi konusunu da bu çerçevede değerlendirmekte yarar var. Yeterli olmasa bile, büyük ölçüde değişmiş, yenilenmiş bir anayasayla daha müreffeh, daha özgür ve daha huzurlu bir toplum olma yolunda kayda değer birkaç adım daha atabiliriz. Devamını getirmek de bizim elimizde.

Balyozlar bu ülkenin varlığından, mukaddeslerinden ve güçlenmesinden rahatsızlık duyan “gerçek düşmanların” tepesine inmek üzere hazır tutulmalı. Kendi başımıza indirilmek üzere değil!

İnsanımızın iyi, güzel, doğru, değerli, sevilesi olarak gördüğü bu kadar kişi, kurum ve değeri karşınıza alarak bir yere varabileceğinizi mi sanıyorsunuz ey plancılar!

Kendi insanınızın âhını almaktan korkmuyor musunuz? Planlarınız başınıza geçiverdi mi ne yapacaksınız, sizi kim kurtaracak? Yediğiniz ekmeğin, bu halkın vergileriyle alındığını nasıl unutuyorsunuz.

İnsaf!

gumuslale@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum