Haşim AKIN
İsyan Ahlakı
Bu satırları okuyan kimi dostlarım bana itiraz edip şöyle diyecekler: “Ahlak, ahlaktır ve bir insanın bütün hayatını kuşatır. Çarşı ahlakı, okul ahlakı, aile ahlakı, İsyan ahlakı diye bölmeye ne gerek var? Zaten bir insanın veya toplumun değeri onun ahlakından belli olur. Her toplum, ahlakı kadar özgül ağırlık taşır...” Onlar haksız değiller ve katılıyorum.
Ancak burada daha farklı bir eksikliğe vurgu yapmak için bu taksimata rıza gösterdim. Size önce buna vesile olan olayı nakledeyim. Burkina Faso da beraber çalıştığımız A. abi Türkiye'ye dönecek. Tüm hazırlıklar tamam. Vedalaştık onu havaalanına bıraktık ve biz geri döndük. İki arkadaş, içerideki işlemlerin bitişine refakat edecek, son noktada onlara el sallayıp gelecekler. Gece geç saat olduğu için ben uyumuşum. Sabah bir baktım ki bir mesaj var; “A. Abi gidemedi ve geri döndüler.” Önce bunu şaka zannettim. Sabah öğrendim ki şaka değilmiş.
Sebebini merak edebilirsiniz. Hem buradan çıkış için, hem de Türkiye’ye giriş için covit-19 testi zorunlu. Onlar da bir gün önce testi verdiler ve sonucunu hava alanında almaları gerekiyor. Orada diğer yolcularla beraber öğreniyorlar ki test sonuçları çıkmamış. Ve bu nedenle uçağa binemeyecekler. Allah'tan ki bir gün sonra tekrar uçak var ve bilet erteleniyor. Olmayabilirdi de...
Biz de merak ediyoruz; test sonuçları niçin zamanında çıkmadı? Gelen cevap, yukarıdaki başlığı hatırlatacak cinsten... Hastanede çalışan görevliler, grev yapıyorlarmış... Grev yaptıkları için laboratuvarda çalışmamışlar ve sonuçlar da çıkmamış. Hastası olanlar, cenazeye yetişecek olanlar, sınavı olanlar, acil işi olanlar... Hiç birisinin kişisel sıkıntılarının bir değeri yok. Sağlıkçılar haklarını(!) arıyor. Yarın çıkma ihtimali mi? Normal şartlarda yarın da çok zor görülüyor. (Zor da olsa ikinci gün sonuçlar alındı da onlar da uçtu memlekete...)
Peki, burada bir ahlakın olması gerekmez mi? Yani insanlar kendilerince haklı bir talepte bulunacağız diye, diğer insanların hakkını yiyebilir ve onların canını veya malını tehlikeye atabilir mi? Atamaz elbette... Sizin talepleriniz önemli de diğer insanların hayatı ve sıkıntıları önemsiz mi? Sağlık ve güvenlik gibi ülke için hayati önemi olan alanlarda da keyfi ve işi aksatacak grevler meşru ve ahlaki midir? Yani yasal olması ile ahlaki olması aynı değil elbette...
İşte hal böyle olunca hemen merhum Nurettin Topçu’nun ilk yazdığı eser aklımıza geliyor. İsyan ahlakı... Avrupa'da bir bireyselleşme ve “kazanma” merkezli başkaldırıların görülmeye başladığı bir dönemde kaleme alınır eser. Üstadın benimsediği “hareket felsefesinde” önce kişisel ve toplumsal ahlak önem arz eder. İnsanın hareketi ve hakkını araması da ahlaki çerçevede olmalı ve toplumdaki diğer insanların hayat hakkına zarar vermemelidir.
Kişi veya toplumlar, hayatın sadece bir yerinde ahlakını kaybetmiyor. Yani çarşı ahlakı çok güzel, aile ahlakı mükemmel, eğitim ahlakı olağanüstü, ama İsyan ahlakı berbat toplum yoktur. Ahlak bir köşeden çürümeye başlayınca tüm alanlara sirayet eder.
Burkina Faso’da bugünlerde bolca öğrenci eylemleri var. Herkesin ayrı bir derdi var. Okul İdaresini beğenmeyenler, geziye gitmesi engellenmiş olanlar, ülkenin eğitim müfredatını çok ağır bulanlar... Geçen hafta ülkenin en büyük ve en eski devlet lisesinin öğrencileri eylem yapmış. Okulun genel müdürünün (buradaki okullarda bir genel müdür, bir de eğitim müdürü olur) odasını talan edip adamın arabasını da perte çıkarmışlar.
Öğrenciler iki hafta önce de şehirlerarası bir yolu kesmişlerdi. Gelen bütün araçları durdurup geçişe izin vermiyorlar. Sebep; “eğitim müfredatı çok ağır”... Yoldan geçen kamyon şoförü, minibüs ve otobüsün yolcuları veya bir özel aracın içinde hastaneye giden hastalar... Onlar ne kadar eğitim müfredatıyla ilgilenirler ve düşürebilirler? Elbette siz hemen “gezi olaylarını” ve onların işin sonunda dile getirdikleri talepleri hatırlayacaksınız...
Evet, siz bu satırları okuyunca içinizden şöyle diyeceksiniz; “Bunların hepsi Burkina Faso’da yaşayan insanların kendi akıllar olamaz... Sanki birileri uzaktan bir çomak sokup halkı galeyana getiriyor ve ülkede bir huzursuzluk çıkaracak...” Yani senaryo size tanıdık geliyor değil mi? Haksız sayılmazsınız elbette...
Sizin bir toplum olarak ahlakınız buna karşı gelebilecek düzeyde değilse o zaman elbette oyuncak olursunuz. “Nasıl olsa onlar bizim mahalleden değil... Bize de dokunmayacak... Boş verin istedikleri gibi protesto yapsınlar... ” diyenler de asıl ahlak sorununun başkahramanı oluyor. Zira kitlelerin aklı olmaz. Kitleyi bir kez ayağa kaldırdınız mı sonra mantık ve akıl kuralları işlemez. Başındaki ne derse ona göre kolayca yönlendirilebilir...
Meraklıları “İSYAN AHLAKI” isimli esere bir daha göz atabilir... Güzel olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.