İnsanı atlayan, öteleyen, dışlayan ve harcayan hiçbir ideoloji ahlaki değildir. “Her şey vatan içindir” diyerek insan öldürmek meşru görülemez. Vatan; üzerinde yaşayan herkesimi mutlu, huzurlu, adil, eşit ve zengin kılmakla vatan halini alır. Vatan için suikastlar yapmak, darbe süreçlerinde bankaları hortumlamak, halkı yok saymak, meclisin iradesini hiçe saymak, çete oluşturmak gibi her türlü olumsuzluk” her şey vatan içindir” denilerek normalleştiremez.  

Bu ülkede insanı  yücelten onun değerini kıymetini açık eden söz, fikir ve projelere ihtiyaç vardır. Her şey insan için ele alınmalı ve her şey insan için, onun geleceği, huzuru ve mutluluğu için inşa edilmelidir. Biz bu ülkenin gerek siyasetçilerinden gerekse güvenliğinden sorumlu paşalarından bunu istiyoruz. İçinde insan olan bir şey istiyoruz. Kimse bizi kendi projeleri doğrultusunda bir yaşam biçmemeli gelecek adına… Adına ülke dediğiniz ve halk dediğiniz şey bu değilse nedir?  
 
Ama hala “darbe”nin tasfiye edilemediği bir ülkede yaşamaktayız. Sürekli bir darbe sürecinin içerisindeyiz. İnsanlık, özgürlük ve ahlak adına verilen mücadele aslında budur. Darbe sürecinden kurtulmaya dönük bir mücadeledir bu… Ama karşı taraf bizlerin sürekli darbe sürecinde kalmamızı istiyor. O yüzden “Ama sözle etkili olma aşaması geride kaldı'” diyebilen siyasetçilerimiz var… Yanı başımızdaki farklılıklardan ürken, korkan hatta onlardan nefret eden bazı kesimler var. Bu ülkeyi sanki içinde halk denilen bir kitle yaşamıyormuş gibi davranarak kendi kafalarına göre yönetmek isteyen birileri var. Ne oluyorsa bizim dışımızda oluyor. Zoraki ve dayatmayla oluyor… Bizim insanlığımız, düşüncemiz, inancımız, ırkımız, rengimiz, dilimiz ve mezhebimiz kimseyi ilgilendirmiyor. Konuşmak istesek susturuluyoruz. Hak talep etsek hain oluyoruz. Düşünsek içeri atılıyoruz. İnancımızı yaşamak istesek dışlanıyoruz.  
 
Artık bizler hukukun üstün olduğu, insan kabul edildiğimiz, halk olarak varlığımızın, irademizin saygı gördüğü adil bir ülkede kendi inancımızı, düşüncemizi ve insanlığımızı yaşamak istiyoruz. “Vatan sevgisi” adı altında cinayetlerin işlenmediği, çetelerden arınmış, paşaların sadece güvenliğimizi sağladığı özgür bir ülkede ömrümüzün geri kalanını huzur içinde geçirmek istiyoruz.  
 
Bu noktada sivil anayasayı eleştirenler, kabul etmeyenler, sahiplenmeyenler, halkın iradesini boş ve mantıksız bulanlar karşısında halk olarak kararlığımız devam etmelidir. Sivil ve özgürlükçü bir anayasamızın olması noktasında herkesimden insanın katkısı olmalıdır.”Herkes için adalet, herkes için özgürlük” düsturu özellikle anayasamızın ruhunu oluşturmalıdır. 
 
Artık ideolojik çatışmaların ortasında yersiz korkularla bir ömür geçirmek istemiyoruz. Bu topraklarda hukukun üstünlüğünün geçerli olmasını, okullarından kaliteli bireylerin yetişmesini, düşünce ve inanç özgürlüğünün olmasını adaletin ve özgürlüğün herkes için tesis edilmesini istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz Allah aşkına!