Mehmet Y. ULUTAŞ

Mehmet Y. ULUTAŞ

İkinci El Araba Piyasası Sıkıntıda

ABD İkinci El Araç piyasasında neler olduğunu anlatacağım sizlere. “İyi de Amerika’dan bize ne” diyorsanız yanılıyorsunuz çünkü tecrübelerimle sabit ki ABD ekonomisinde ne oluyorsa bizde de benzeri mutlaka oluyor. Vereceğim örneklerle durumun ciddiyetini ve Türkiye’de yaşananlarla ne kadar çok benzerlikler gösterdiğini göreceksiniz.

Pandeminin başladığı zamanlara gidelim. Çip yokluğu, tedarik zincirindeki kırılma ve karantinanın sebep olduğu üretim daralması neticesinde piyasada sıfır araba bulmak oldukça zorlaştı. İşte bu şartların neticesinde ABD’de daha önce benzeri hiç görülmemiş şeyler oldu.

Bu acayip gelişmeler şunlardı:

  1. İkinci El Araç fiyatları uçtu. Öyle ki ikinci el araçlar 2020, 2021 ve 2022 yıllarında Amerikan Borsa Endeksinden daha çok kazandırdılar. Daha önce galeriden çıktığı anda 5.000 Dolar ve ilk 3 sene sonunda ortalama %40 ile %50 arasında değer kaybeden ikinci el araçların fiyatları artmaya başladı. Örneğin ben 2019 yılında 6.200 Dolara satın aldığım klasik bir üstü açık otomobili 2022 yılında 7.000 Dolara sattım. Normal şartlarda 2-3 bin dolara ancak satabilirdim.
  2. Otomobil üreticileri çip tedarik edemeyince araç üretim sayılarını düşürmek zorunda kaldılar. Çip çok önemli çünkü günümüzde üretilen her araçta birkaç bin tane çip var.
  3. Otomobil üreticileri ilk başta bocalasa da kısa süre sonra parça kıtlığını fırsata çevirmeyi bildiler. “Madem az üretebiliyoruz, en donanımlısını üretelim ki kar oranımız en yüksek olsun” dediler. Baz fiyatı 40.000 Dolar olan bir aracın sadece en üst donanımlı olan 70.000 Dolarlık versiyonunu ürettiler. Bu şekilde onlara maliyeti birkaç yüz Dolar olan navigasyon opsiyonunu 4.000 Dolara satmış oldular. İster al ister alma!
  4. Araç üreticileri, mesela Mercedes ve BMW, “az üretim, bol donanım ve yüksek fiyat” politikasını bugün bile uygulamaya devam ediyorlar. Ford bunu bir adım öteye götürerek “kişiye özel donanımlı” araç üretim modeline geçmeyi planlıyor.
  5. Araç kredisi faiz oranları o kadar düşük ve araç fiyatları o kadar hızlı artıyordu ki bankalar eksper bile yapmadan araç satın almak isteyen hemen herkese kredi verdiler. Normalde 4 seneyi geçmeyen kredi geri ödeme süreleri 12 seneye kadar çıktı. Düşük faizli ve uzun zamana yayılmış krediler sayesinde aylık ödeme rakamları o kadar küçüldü ki önüne gelen araç aldı. Hatta ikincisini aldı. Tabii ki talep artınca fiyatlar da arttı. ABD’deki genel geçer düstur olan 20/4/10 (%20 Peşin / 4 Yıl Geri Ödeme / Yıllık Gelirin %10’unu Aşmayan Toplam Ulaşım Masrafları) kuralına kimse uymadı. Yine bilmeyenler için söyleyeyim ki Amerikan hane halkının %92’sinin en az bir aracı var.

Gelelim bugüne…

  1. Artık tedarik zinciri eskisi kadar kötü değil. Üretim sıkıntıları asgariye indi.
  2. Vatandaş ikinci el araca doydu. Eskisi kadar talep yok. Zaten araba tamirinin uçuk kaçık fiyatlara mal olduğu ABD’de ikinci el araç almak riskli.
  3. Araç kredisi faiz oranları yıllık %10’ları geçti. O da sadece kredisi çok iyi olanlara. Kredisi kötü olanlar için araç kredisi faiz oranları %20’yi geçti.

Gelelim başlıktaki sorunun cevabına…

  1. İkinci el araç fiyatları nasıl hızlı yükseldiyse aynı hızla düşüyor. Nitekim küçük araba fiyatları bir hafta içerisinde %2 ile %3 arasında düştü. 2023 yılında ikinci el araç fiyatlarının %20 ila %30 arasında düşmesi bekleniyor.
  2. Bir sene önce 70 bin Dolara en donanımlı arabayı satın alan adamın arabasının değeri 40 bin Dolara düştü. Ama borcu hala 60 bin Dolar. Yani bugün satmak istese 20 bin Dolar içeride. Gereksiz yere 20 bin Doların faizini ödemek istemiyor. Hele bir de kapının önünde duran ve çok az kullanılan bir araç ise hiç ödemek istemiyor. O yüzden anahtarı götürüp bankaya teslim ediyor ve “bu artık senin problemin” diyor. Nitekim 2021 ve 2022 yılında araç kredisi çekenlerin araçlarını bankaya geri verme sayıları önceki yıllara göre oldukça fazla.
  3. Bankalar araç kredisi verirken çok daha fazla dikkatli artık. İşbu yüzden araç kredisi verilen kişi sayısı %40 azaldı.
  4. İkinci El Araç alan-satan zincir firmalarının elinde çok fazla envanter var. Ellerinde kalan araçların fiyatlarının düşmesi ile birlikte bu firmaların hisse senedi fiyatları da düşüyor.

Yukarıda bahsettiğim gibi Amerikalılar çözümü otomobillerini bankaya geri vermekte buldular. Peki biz Türkler neler yapabiliriz?

  1. Eğer kullandığınız aracı mevcut enflasyon oranı olan %80’lerin altında bir faiz oranıyla kredi alarak satın aldıysanız ödemelerinizi aksatmadan devam edin. Çünkü yüksek enflasyon sabit ödemelerinizi önümüzdeki yıllarda kuşa çevirecek.
  2. Eğer mevcut enflasyon oranının üzerinde bir faiz oranıyla kredi aldıysanız, ya aracı satmayı deneyin ya da bankayla daha düşük ve daha uzun süreli bir ödeme planı için anlaşma yoluna gidin.
  3. Her halükarda ihtiyacınızdan fazla ve lüks kategorideki araçlardan uzak durun. Eğer beklendiği gibi resesyon gelir, işler durağanlaşır ve Allah göstermesin işinizden olursanız en son görmek isteyeceğiniz şey kapının önünde yatan ve hala ödemesini yapmak zorunda olduğunuz aracınız olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum