İKİLEM

Önümüzde çok ciddi gelişmeler var. İster paradoks deyin, ister ikilem deyin neticede problemlerin çözümünde izlenecek metotların karmaşıklığı ortada.

Suriye için ABD, BM ve Avrupa neden önce seyrettiler şimdi saldırı ya da bize anlattıkları ismiyle müdahale planlıyorlar. Aslında ikilem içindeler. Belki vaz geçecekler ve ya süreci sürüncemeye bırakacaklar. Suriye’nin iyice yıpranmasını bekleyeceklerdir.

Türkiye’yi bu durumda çok ciddi sıkıntılar bekliyor. Buradaki ikilem aslında direk Türkiye’yi ilgilendiriyor.

Ateşin ortasında yalnız kalmak tehlikesi var.

Rusya bunca savunma gösterisinden sonra neden bir anda fikir değiştirip istemese de Suriye’ye müdahaleye ses çıkartmıyor ya da çıkartamıyor.

Ne değişti?

Hiç bir şey. Sadece kan aktı. Mevcut rejimi destekleyenler de gitsin diyenler de hesap peşindeler. Yani kendi hesaplarının peşindeler. Burada en yakın komşu olarak sıkıntısı bizi vurmaktadır. Hem komşu hem din kardeşi olmak bu üzüntümüzü katlamaktadır. 600 yıl aynı çatı altında huzurla yaşadıktan sonra içine düşürüldüğümüz durum şu an yaşadıklarımızda çok farklı değildi.

Her şeyden ötesi masum insanların kanı akmaktadır.

İslam dini ise mazluma yapılan zulmü asla onaylamaz. İşte asıl ikilem burada. Nasıl oluyor da kendi kendimizin kanını akıtıyoruz.

Kuzey Suriye bölgesinde PYD yani Suriye Kürt yapılanması ön planda. Çözüm sürecini henüz tamamlamamışken, çözüm sürecinde istikrar sağlayamamışken, ikinci bir ateşin içine destursuz atlamak gibi bir oluşumun içine çekiliyoruz.

Kuzey Irak’ta da benzer sorun zaten devam ediyor ve PKK’nın asıl yapılanması bu iki bölgede eskiden beri gidip geliyor.

Türkiye’nin yapacağı karadan bir müdahale sınır güvenliğini daha sorunlu hale getirecek ve koridor istemediğimiz şekilde genişleyebilecektir.

PKK’nın son hamlelerine sessiz kalınmamalı. Bu hükümetin ciddi bir ikilemidir. Kaçakçılık olayları PKK eylemleridir. Bunu anlamamak için siyaseti unutmuş olmak lazımdır. Sadece kaçakçılık olayları olarak algılamak ve kaçakçılar püskürtüldü gibi açıklamalarla yetinmek son derece tehlikelidir. Terör unsurlarına nasıl müdahale edilmesi gerekiyorsa kaçakçı görüntülü teröristlere de aynı şekilde müdahale edilmeli ve asla taviz verilmemelidir.

Suriye’ye Türkiye tarafından yapılacak müdahale sonrası kimin ne tarafta kalması gerektiğine nasıl karar vereceksiniz?

Bu ciddi bir ikilem olacak. PKK’yı sınır dışına çıkartalım derken topyekün içeri almak tehlikesi yok mu?

Bu ikilem ne ABD’nin ne diğer batılı güçlerin ilgisin çekmez.

İsrail’in geleceği için hırpalanmış, çok kan kaybetmiş bir Suriye hesapları yapılmaktadır. Müdahalede aceleci davranılmamasının arkasında yatan gerçek budur.

Aynı tehlike Mısır için de geçerlidir.

Yıpranmış, yorgun, kan kaybetmiş Ortadoğu sadece İsrail’in işine gelecektir.

İsrail vaat edilmiş topraklara uzanmak için leş yiyiciler gibi beklemektedir. Ütopya gibi algılanabilir belki, ama gelişmeler ütopyanın gerçeğe dönüşmek üzere olduğunu gösteriyor.

Biz geç kalmayalım.

Bu amacına da baş destekçisi ABD sayesinde ulaşmayı hedeflemektedir.

Kürt siyasiler maalesef bu gerçeği anlamamakta ısrar ediyorlar. BDP-PKK ittifakı farkında olmadan İsrail’in havuzuna su taşıyor. Kuzey Irak halen İsrail’in etki alanındadır.  Çünkü Mesut Barzani Musevi Kürt’tür. Yahudi yapılanmasını kendi menfaatleri için uygun görmektedir. Kuzey Suriye'de Kuzey Irak’taki dıştan görünen Kürt yapılanmasına özenerek bağımsızlık ya da özerklik hayalleri kurmaktadır. Sonuç İsrail için bir fırsat olarak görülmekte ve desteklenmektedir. Eset yönetimi bana yaramayan kimseye yaramasın siyaseti güderek kendi ipini çekmektedir.

Bu heyecanlar yem olmaya doğru hızlı bir akıştan başka bir şey değildir. Suriye’de bölünme için zemin hazırdır. Müdahale bölünmeyi hızlandıracak, İslam Birliği hayallerini kökünden koparıp atacaktır. Lübnan benzeri küçük devletçikler ise ABD desteği ile her istediğini yapan şımarık İsrail’i Orta Doğu’da tek güç haline getirecek ve gelecekte Türkiye ve İran için aynı tehlikeleri üretebilecektir. Çünkü Suriye ve Irak’ta yaşanan sürecin altında bölünmüş, zayıf ekonomilere sahip sömürülmeye hazır devletler oluşturma gayretleri vardır. 30 küsur yıldır içimizi kanatan PKK terörü bu çalışmaların ayrı bir koludur.

Türkiye’nin kaldığı ikilemlerden doğru sonuçlarla çıkması için hesaplarını doğru yapması gerekmektedir. Lozan’da oynanan Musul- Kerkük oyunu göz ardı edilmemelidir. Türkiye, ABD tarafında olmakla İslam birliğine nasıl zarar vereceğini iyi hesap etmeli ve buradaki amacını doğru açıklamalıdır. Gelecekte tamiri mümkün olmayan yaralar açılmamalıdır.

 

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum