Av. Mehmet YALÇINKAYA

Av. Mehmet YALÇINKAYA

HÜSEYİN ÇAVUŞ (II)

(geçen haftadan devam)

Gençlik döneminin unutamadığı ve üzerinde çok büyük tesirler bıraktığını söylediği husus, ezanların uzun yıllar Türkçe okunmasıdır.

Çevre köylerde yaşayanların Cuma kılmaya geldiği büyük caminin hocası ağabeyi Molla Şükrü, hiçbir zaman Türkçe ezan okumamıştır. Bütün Türkçe ezanları kardeşi Hüseyin Çavuş’a “fazla sesini yükseltme” diye tembihleyerek okutmuştur.

Türkçe ezan biter bitmez, cami kapısında nöbete başlayan Hüseyin Çavuş, Molla Şükrü’nün caminin içinde ezanı Arapça tekrar okumasını dinler, cemaat ondan sonra namaza kalkardı. Bu uygulama, şikâyet eden çıkmadığı için Türkçe ezan uygulaması bitinceye kadar yıllarca böyle devam etti.

“Kurban olduğum Allah herkesi en çok sevdiği konuda imtihan edermiş” sözünü sık sık söyler, arkasından da eklerdi: “Ağabeyim Molla Şükrü, ezana çok önem verir, bir beldede İslam’ın ilk işareti okunan ezandır derdi. Türkçe ezan okunmasına son verildiği güne kadar, okuduğum Türkçe ezanların hepsinde ağabeyimin ağladığını görüyordum. Dile kolay ezan aşığı adam ezan okuyamıyor. Ben de deyim yerinde ise çocuk için deli oluyordum, ama Allah, bana tam 15 sene evlat vermedi. Çocuk sahibi olacağım diye birlikte yaşamayı kabul etmedikleri için mecburen ilk eşimi boşamak zorunda kaldım. İçimde hâlâ onun sevgisini taşıyorum. Pişman mıyım? Kesinlikle hayır. Allah bana sizler gibi iyi çocuklar ihsan etti. Allah kimseyi, evlat acısı, kötü evlat ve evlatsız olmakla imtihan etmesin” diye sık sık dua ederdi.

Eskiden Anadolu’nun birçok yerinde, doğan ilk erkek çocuğa dedenin, ilk kız çocuğuna da babaannenin ismini koymak geleneği vardı. 1959 yılında ilk çocuğunu kucağına alınca herkes babasının ismini koyacak diye beklerken o, bu benim muradım diyerek Murat ismini verdi. Yirmi ay sonra doğan kızına da bu benim mürüvvetimdir demiş ve annesinin adı yerine Mürvet adını koymuştu. Dede ve babaannenin adını taşımak üçüncü ve dördüncü çocuğa nasip oldu.

Hayatının merkezi namaz demiştim. Namazın dışında en çok önem verdiği konu verdiği sözde durmaktı. Bir insan ona göre ya söz vermeyecek ya da söz verdiyse ölüm dışında (ki, bazen ölümü de kabul etmez, çocuklarına vasiyet etsin derdi) sözünü yerine getirmek zorundaydı.

Sözünde durmak noktasındaki titizliği hakkında dilden dile dolaşan, tanımayanların masal zannettiği bir olayı burada anlatmak isterim. 15 yıl aradan sonra yeniden evlenmesine karar verilince komşu köylerden bir yetime talip olunur. Kızın ağabeyi iyi bir başlık parası karşılığında ikna edilir. Babası, Hüseyin Çavuş’tan habersiz kız tarafına Perşembe günü gelin almasına geliriz diye söz verir. Aynı gün (içler acısı halimize de bir örnek aslında) Kur’an okumayı bilen üç-beş kişiden birisi olan Hüseyin Çavuş, Karacakaya denilen uzak bir köyde Cuma gecesi Yasin okumaya gelirim diye söz verir. Babasına durumu söylese de kabul görmez. Neyse. İkindiden sonra gelin alması yapılır. Bundan sonrasını yeni gelinin ağzından nakledeyim. Çünkü gülerek bu olayı çocuklarına söyle anlatırdı:

O gün gelin alması oldu. Odaya geçtik. Babanız bana dedi ki, sen burada otur, ben biraz geç geleceğim. Fakat dönmek bilmedi. Yatsam yatamam. Dışarı çıksam utanıyorum dışarı çıkamam. Gece yarısını epeyce geçtikten sonra odaya geldi. Daha ben bir şey söylemeden:

“Bak hanım, insan hayatta namusu için yaşar. En büyük namussuzluk verdiği sözde durmamaktır. Kusura kalma, bugünü benim haberim olmadan babam kesmiş. Ben de onun haberi olmadan Karacakaya’da birisine söz verdim gelir Yasin okurum diye. Oradan geliyorum.” dedi. Neredeyse küçük dilimi yutacaktım, çünkü Karacakaya denilen köy, at sırtında en az bir saatlik mesafedeydi. O gece babanızın biraz deli meşrep olduğuna inandım fakat bir hususta “Ben falancaya söz verdim” demişse o konuda ona ısrarcı olmadım. Çünkü iyi biliyorum, dünya birleşse verdiği sözü yerine getirmekten kimse onu alıkoyamaz…

(son bölüm haftaya)

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.