xxx09
Hastasıyım böyle travmanın
HADİ diyelim ki...
Mir Dengir Bey sonuna kadar haklıdır...
"Atatürk Devrimleri" toplumda bir travma yaratmıştır.
Hadi bir an olsun bunu doğru kabul edelim...
* * *
Peki söyler misiniz?
Toplumun "en travma geçirmiş kesimi" kabul edilen muhafazakárlarda, bugün "travma geçirmiş bir hal" var mı Allah aşkına?
Kadınlarında ya da erkeklerinde herhangi bir travmanın izine rastlıyor muyuz?
Kadınlarına bakıyoruz, ne görüyoruz?
Türbanla modayı gayet güzel mezcetmişler... Takıp takıştırıyorlar... Cipten inmiyorlar... Modaya nasıl uyacaklarını şaşırmış durumdalar... Pembeden eflatuna koşup duruyorlar... Defilelerde hava bin beş yüz... "Beş yıldız"ın önüne koymuşlar "İslami" kelimesini, gönüllerince tatil yapıyorlar... "Modern hayat / Oh ne rahat" repliğini lisan-ı hal ile tekrarlayarak modern hayata uyumun destanını yazıyorlar...
Erkeklerine baktığımızda da gördüğümüz farklı değil:
Cumhuriyet kadrolarının en tepesindeler... Liyakatten ziyade kafa denkliğinin esas alındığı atama stratejilerinin nimetini yemekteler bir güzel... "Serbest meslek" alanında faaliyet gösteren muhafazakar beylerimiz ise gelirlerine gelir katmaktalar... Bunu kanıtlamak için, "Son altı yıl içinde apartman dairesinden villaya terfi eden muhafazakarlar" listesi yapmak yetip artar bile... Ya da "6 yıl önce aç gezen kaç muhafazakar, 6 yılın sonunda Türkiye"nin sayılı zenginleri arasına girmiştir?" sualine yanıt vermek de mümkündür...
Yani...
Bir yadırgama durumu, bir uzak durmaya çalışma gayreti, bir yabancılaşma ağrısı ya da bir rahatsızlık duyma belirtisi yok...
Tam tersi...
Nimetlerden sonuna kadar yararlanma azmi var...
* * *
Kısacası...
Ne güzel bir travmadır bu yahu?
Hoca Nasrettin"in dediği gibi...
"Şu kepçeyi verin de, biraz da biz travma geçirelim..."
Beş maddede Gülen"e beraat
BİR: Bu karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya"nın ilk çuvallamasıdır... Beraat kararına ve bu beraat kararının üst mahkemeler tarafından onanmasına karşın... Gülen"in "terör örgütü lideri" olduğu yönündeki iddiasını sürdüren Başsavcı Yalçınkaya, açıkça mağlup olmuştur.
İKİ: Başsavcı Yalçınkaya"nın Gülen"e beraat kararının ardından, AKP İddianamesi"nde yer verdiği "...Terör örgütü lideri olmak suçundan yargılanan Fethullah Gülen..." cümlesini de revize etmesi gerekmektedir.
ÜÇ: Gülen için yapılan "Dönecek mi? / Dönmeyecek mi?" tartışmalarının bir anlamı yoktur... Gülen, ortam biraz müsait bir hal aldığında sessiz sedasız dönmeyi tercih edecektir...
DÖRT: Gülen ile Humeyni arasındaki benzerlik, Ahmedinejat ile Bush arasındaki benzerlik kadardır... Dolayısıyla kulağa ne kadar enteresan gelirse gelsin, Gülen"den bir Humeyni çıkarma gayreti, nafile gayrettir...
BEŞ: Beraat kararı, Gülen"in terör örgütü lideri olmadığını tescillemiştir... Yani Türk yargısı, Gülen"in "sistem açısından pek makbul bir zat" olduğunun kararını vermemiştir... Dolayısıyla Fethullah Gülen tartışmaları bitmeyecektir.
Mir Dengir Bey sonuna kadar haklıdır...
"Atatürk Devrimleri" toplumda bir travma yaratmıştır.
Hadi bir an olsun bunu doğru kabul edelim...
* * *
Peki söyler misiniz?
Toplumun "en travma geçirmiş kesimi" kabul edilen muhafazakárlarda, bugün "travma geçirmiş bir hal" var mı Allah aşkına?
Kadınlarında ya da erkeklerinde herhangi bir travmanın izine rastlıyor muyuz?
Kadınlarına bakıyoruz, ne görüyoruz?
Türbanla modayı gayet güzel mezcetmişler... Takıp takıştırıyorlar... Cipten inmiyorlar... Modaya nasıl uyacaklarını şaşırmış durumdalar... Pembeden eflatuna koşup duruyorlar... Defilelerde hava bin beş yüz... "Beş yıldız"ın önüne koymuşlar "İslami" kelimesini, gönüllerince tatil yapıyorlar... "Modern hayat / Oh ne rahat" repliğini lisan-ı hal ile tekrarlayarak modern hayata uyumun destanını yazıyorlar...
Erkeklerine baktığımızda da gördüğümüz farklı değil:
Cumhuriyet kadrolarının en tepesindeler... Liyakatten ziyade kafa denkliğinin esas alındığı atama stratejilerinin nimetini yemekteler bir güzel... "Serbest meslek" alanında faaliyet gösteren muhafazakar beylerimiz ise gelirlerine gelir katmaktalar... Bunu kanıtlamak için, "Son altı yıl içinde apartman dairesinden villaya terfi eden muhafazakarlar" listesi yapmak yetip artar bile... Ya da "6 yıl önce aç gezen kaç muhafazakar, 6 yılın sonunda Türkiye"nin sayılı zenginleri arasına girmiştir?" sualine yanıt vermek de mümkündür...
Yani...
Bir yadırgama durumu, bir uzak durmaya çalışma gayreti, bir yabancılaşma ağrısı ya da bir rahatsızlık duyma belirtisi yok...
Tam tersi...
Nimetlerden sonuna kadar yararlanma azmi var...
* * *
Kısacası...
Ne güzel bir travmadır bu yahu?
Hoca Nasrettin"in dediği gibi...
"Şu kepçeyi verin de, biraz da biz travma geçirelim..."
Beş maddede Gülen"e beraat
BİR: Bu karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya"nın ilk çuvallamasıdır... Beraat kararına ve bu beraat kararının üst mahkemeler tarafından onanmasına karşın... Gülen"in "terör örgütü lideri" olduğu yönündeki iddiasını sürdüren Başsavcı Yalçınkaya, açıkça mağlup olmuştur.
İKİ: Başsavcı Yalçınkaya"nın Gülen"e beraat kararının ardından, AKP İddianamesi"nde yer verdiği "...Terör örgütü lideri olmak suçundan yargılanan Fethullah Gülen..." cümlesini de revize etmesi gerekmektedir.
ÜÇ: Gülen için yapılan "Dönecek mi? / Dönmeyecek mi?" tartışmalarının bir anlamı yoktur... Gülen, ortam biraz müsait bir hal aldığında sessiz sedasız dönmeyi tercih edecektir...
DÖRT: Gülen ile Humeyni arasındaki benzerlik, Ahmedinejat ile Bush arasındaki benzerlik kadardır... Dolayısıyla kulağa ne kadar enteresan gelirse gelsin, Gülen"den bir Humeyni çıkarma gayreti, nafile gayrettir...
BEŞ: Beraat kararı, Gülen"in terör örgütü lideri olmadığını tescillemiştir... Yani Türk yargısı, Gülen"in "sistem açısından pek makbul bir zat" olduğunun kararını vermemiştir... Dolayısıyla Fethullah Gülen tartışmaları bitmeyecektir.