Meltem KAVAK
Hadi Biraz Övünelim
Daha nasıl övebilirim kendimi diyordu.
Dedesinin hacı olduğunu iki dakika önce söylemişti ama kesmemişti insanları
Bir şey daha patlatmalıydı.
Düşündü, düşündü..
Unutmuştu amcaoğlunun doktor, kardeşinin mühendis olduğunu söylemeye
Onları da söyledi mi her şey tamam olacaktı.
İtibarına itibar katacaktı.
Önce şöyle bir baktı etrafına hangi siyasi kimliğe bürünmeliydi?
Ona göre konuşma için konu seçecekti.
Yukardaki hikâyemiz eşliğinde şekil bulsun bizim sohbetimiz istedim. Size yakından biri gibi mi? Yoksa bu ben olabilirim dediniz mi? Yoksa bizim Ayşe teyze veya Ahmet amca mı dediniz? Tamam, içimizde kalsın kimseye söylemeyin husumet çıkmasın durduk yere kimseyle.
İnsanoğlu işte, deriz her cümle başında İnsanoğlu çiğ süt emmiş deriz, velhasıl biz insanlar insan olduğumuzu unutur verip veriştiririz her fırsatta insanlığımıza. Cümle içinde kendimizi övmeyi ve muhatabımızdan övgü dolu sözler işitmekten mutluluk duyarız. İlerleyen zamanlarda bu iltifatlar bizim kusursuz bir varlık olduğumuzu kendimize inandırır.
Büyük bir yalanın içinde buluruz kendimizi, ne tarafa dönsek bizimle alakası olmayan olaylarla karşılaşırız. İstemsiz şekilde bu oyunu oynarız zaman geçtikçe bu oyunu oynamak için zorlanırız. Karakter o kadar yapışmıştır ki üstümüze üstümüzden çıkartamazsınız. Ta ki karakter sahibi insanlar ile yolunuz çakışana kadar. O zaman her zaman doğrucu olmadığınızı, hataların sahibi siz olduğunu anladığınız zaman sahip olmadığınız hayattan kurtulursunuz.
Öyle insanlar tanıdım ki yakınının vefatı sonrası insanlara yedirdiği ölü helvası ile övünen. “Üzerinde bulunsun, şu kadar çuval un, şu kadar şeker ile helva yaptırdım.”
“Rahmetlinin cenazesine de şu kadar adam geldi defnetmeye.” Acaba gelenler rahmetli ile helalleşmeye mi geldi yoksa haklarına haram etmeye mi geldi kim bilir? Ama bizim insanlar bu konuyla ilgilenmez çünkü övünülecek bir konu yok diğer konuda.
Gelenden çok kaç kişi acaba bizlere helal olsun hakkım diyecek? Kul hakkı yemeden, kalp kırmadan kaçımız ebediyete intikal edeceğiz? Keşke hepimizin tek düşüncesi bunlar olsa…
Şu kadar metre karelik evim olsa, şu marka arabam olsa demek yerine. Dünya hayatımı şu şekilde kapatıp, ahiretime şurada devam edeyim Rabbim diyebilsek.
Erkek evladına sahip olmakla övünen ebeveynler.
Doğduğu şehir veya ülke ile övünenler.
Evlendiği kimsenin ülkesi ile övünenler.
Sahip olduğu gayrimenkulleri ile övünenler.
Çocuklarının eğitim ve kariyer başarısı ile övünenler
Hem kendi hem çocuklarının fiziki güzelliği ile övünenlere cümleten selamlar vesselam.
Atatürk'ün “Türk, Öğün, Çalış, Güven” özdeyişini biz insanlar farklı algılamışız yıllar yılı… Öğün kelimesi bize övünmek kelimesini aklımıza getirmiştir.
Demek ki atamız bize övünün demiştir diye düşünülmüştür. Aslında –öğ: akıl, us anlamına gelmektedir. Bize Mustafa Kemal Atatürk’ün iletmek istediği aklını kullan demek istemiştir.
Peki, siz olsanız neyiniz ile övünürdünüz?
Övünecek yüz koydun sanki dediğinizi duyar gibiyim.
:)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.