Hüseyin DERVİŞOĞLU
GÖZLERİNDEKİ SIR
Bu hafta (20.11.2015) Gizemli Gerçek adında, 2009 yapımı Arjantin filmi Gözlerindeki Sır’ın yeniden çevrimi olan, Julia Roberts, Nicole Kidman, Chiwetel Ejiofor gibi üst düzey oyuncuların yer aldığı bir Amerikan filmi sinemalarımızda gösterime girdi. Bu hafta Gizemli Gerçek filmini anlatayım diye niyetlenmiştim ama filmde aradığım tadı bulamayınca, okuyucularıma bence müthiş öğeler barındıran ve En İyi Yabancı Film dalında Oscar kazanan orijinal filmi yazmamın daha güzel olacağını düşündüm. Çünkü her yeniden çevrim filmlerinin aslını geçemeyeceği gerçeğine bir kere daha inandım. İstisnaları var mıdır? Şüphesiz. Ama ben bu istisnalara şu ana kadar rastlamadım.
Ülkenin en önemli mahkemelerinden birinde yıllarca sorgu müfettişliği yapan Benjamin Esposito, emekli olarak inzivaya çekilmeye karar vermiştir. Bu süreçte, görev yaptığı süre boyunca kendisini oldukça etkileyen bir vakayı kaleme alıp romana çevirmeyi planlamaktadır. Yaklaşık otuz yıl önce işlenen bu vahşi tecavüz ve cinayet vakasıyla ilgili detayları yeniden hatırlamaya başlayan adam tekrar bu dava üzerinde çalışmaya ve bu üstü kapanmış suçu aydınlatmaya karar verir. Belge ve bulguları yeniden inceleyebilmek için ilk adım eski çalıştığı yere geri dönmektir. Esposito için bu süreç adaletin ve vicdan kavramının acı gerçeklerinin su yüzüne çıktığı bir yolculuğa dönüşür.
Yönetmen filmde, uzun yıllara yayılan bir hikâye anlatıyor bizlere. 1999’da başlayan hikâye, 1974’e ve sonrasına dönerek bir cinayet vakasının ardındaki gizemi aydınlatmaya çalışıyor. O vakitler savcılık için çalışan bir memur olan kahramanımız bu vakayı bir “takıntı” haline getirince, hikâyenin çatallanmasına vesile oluyor. 25 yıllık bir aşkın ipuçlarını da bu görünüm içinde takip etme fırsatı buluyoruz.
Filmde üç sahneyi özellikle ön plana çıkartmak istiyorum.
Birincisi, kahramanlarımız, katilin tutku ile bağlı olduğu futbol takımının maçlarını kaçırmayacağını düşünürler. Bu sebeple üşenmeden her hafta maça gidip, tek tek izleyenleri takip etmeye karar verirler. Dördüncü hafta sonunda aradıkları adamı buldukları anda takım gol atar. Tek plan çekim yapan kamera o gol anındaki coşkuyu öyle bir yansıtır ki, bunu ancak tuttuğu takımın maçına gidip gol sevinci yaşayan bir seyirci anlayabilir. Bir sahne ancak bu kadar gerçekçi çekilebilir. Bu sahneyi filmi durdurup defalarca seyrettiğimi söyleyebilirim.
İkincisi, olmaz böyle dedirtecek cinsten. Kahramanlarımız suçluyu yakalar, üç gün nezarette bekletir. İçlerinde sorumlu konumundaki müdür yardımcısı bayan Soledad Villamil (Irene Menendez Hastings), zanlının suçsuz olabileceği ihtimali üzerinde durmakta ve sorgunun kurallara uygun olmasını istemektedir. Yargıç gelmeden sorgunun yapılmasına karşıdır. Bir sahne önce kazara düğmelerinden birisi kopan Irene, sorgu odasına girip, arkadaşını ikna etmeye çalışırken, zanlının göğüslerine bakışını yakalar. O bakıştaki sırrı, kadınsal içgüdüsü ile çözen Irene, izlediği taktikle, zanlının sinirlerini alt üst edecek davranışlarla adama suçunu itiraf ettirir. Filmi izleme fırsata bulamasanız bile bu sahneyi bulup orijinalini izlemenizi özellikle öneririm. Pişman olmayacağınıza garanti veririm.
Üçüncü husus filmin sonunda gizli. Seyretmek isteyenlerin hevesini kaçırmak istemem. Son sahnelere kadar olmasını beklediğiniz sonun dışında bir son bekliyor izleyenleri. Benim gibi bir müddet sonra filmin sonunu tahmin etseniz bile, filmin sonunda zanlının kahramanımıza söylediği bir yalvarış var ki, küçük dilinizi yutturacak türden.
Filmin sürükleyici karakteri Benjamin’de gözüken heyecan başından sonuna kadar izleyiciyi kavrıyor. Amiri pozisyonundaki Irene’ye duyduğu naif aşkın hayranı oluyorsunuz bir müddet sonra. Karakterler açısından bakıldığında, filmin başrol oyuncuları dışında kalan ikincil rollerin bu kadar güzel işlendiği çok az film vardır. Öldürülen karısına tutku ile bağlı olan koca rolünde Pablo Rago, olayın çözülmesine vesile olan karakterine, olayın üzerinden 25 yıl geçtiği halde öylesine güzel anlamlar yüklemeyi başarıyor ki tebrik etmemek imkânsız.
Siz sevgili okuyucularıma tavsiyem, bu hafta vizyona giren Amerikan filmi ile vakit kaybetmeden, orijinal filmi izlemeniz yönünde olacaktır. Sinema denilen büyülü perdede sıradan ülkelerin sıra dışı filmlerini es geçmemek önemlidir. Gözlerindeki Sır, seyrettiğinizde daha önce niçin seyretmemişim diyeceğiniz bir yapıt.
Künye
Orijinal Adı: El Secreto de Sus Ojos
Senaryo: Eduardo Sacheri, Juan Jose Campanella
Orijinal Fikir: Eduardo Sacheri
Tür: Dram, Gizem, Gerilim
Süre: 129 dak.
Ülke: İspanya, Arjantin
Cast Direktörü: Walter Rippeli
Kurgu: Juan Jose Campanella
Yapım: Canal+Espana, Tornasol Films S.A.
Uluslararası Dağıtım/Satış: Pretty Pictures
Türk Dağıtımcı: Tiglon
Yapımcı: Mariela Besuievsky, Juan Jose Campanella
Yardımcı Yapımcı: Axel Kuschevatzky
Yapım Tasarımcısı: Marcelo Pont Verges
Besteci: Emilio Kauderer
Basın Sorumlusu: Alexandra Faussier, Florence Alexandre
Görüntü Yönetmeni: Felix Monti
Oyuncular: Ricardo Darin (Benjamin Exposito), Soledad Villamil (Irene Menendez Hastings), Pablo Rago (Ricardo Morales), Javier Godino (Isidoro Gomez), Guilermo Francella (Pablo Sandoval), Carla Quevedo (Liliana Coloto)
Yönetmen: Juan Jose Campanella
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.