Dört yıl önce, bugünlerde...

Hrant Dink Suikastı'nın üzerinden dört yıl geçti. Bu satırların yazarı, 19 Ocak 2007'deki suikasttan sadece birkaç gün sonra "Dink ve Danıştay suikastlarının yakın akraba olduğunu" söylemişti...

Dört yıllık süreçte işbu hakikati teyit eden gelişmeler birbiri ardına ortaya çıktı.

***

Dink Suikastı'ndaki derin arka planı gizleyebilmek için çok ciddi bir çaba sarf edilmiş olduğu, bugün artık gayet iyi biliniyor.

"Önceden istihbarat alınmış olmasına karşın Jandarma ve Emniyet'in ağır ihmalleri sonucu cinayetin işlendiği" hususu, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da saptanmıştı.

En başta, "Trabzon Emniyeti'nin ve Jandarması'nın vahim ihmalleri" vardı.

***

Ogün Samast'ın tetikçisi olduğu Hrant Dink cinayetini azmettirmekten yargılanan, suikastın kilit ismi "polis elemanı" Erhan Tuncel'in cezaevinden Nedim Şener'e yazdığı mektuplar, birkaç gündür Milliyet gazetesinde yayınlanıyor.

"Polis bana yakılmayacağım sözünü vermişti" diyor, Erhan Tuncel...

***

Mapus mektuplarıyla kimi itiraflarda bulunurken, kendi pozisyonu bağlamında gözbağcılık yaparak "üste çıkmaya" çabalıyor, E.Tuncel...

Bakınız, Erhan Tuncel'in suikast sürecinde "hangi pozisyonda oynatılmış olduğu" hususu çok önemli...

Tuncel, "sadece muhbir" değildi!

Cinayeti organize eden kadro ile birlikte çalışmıştı. İstihbarat vermiş olması, onun suikasttaki kilit rolünü ortadan kaldırmıyor.

Başlangıçtan itibaren muhbirliğinin öne çıkarılması, Erhan Tuncel'in suikasttaki rolünün üzerini örtebilmek içindi.

Yasin Hayal'in 2004'te gerçekleştirdiği Mc Donald's bombalamasını, Trabzon polisinin ve savcılığın terör suçu kapsamında görmeyişi Dink Suikastı'na giden süreçte ilk ciddi ihmali oluşturmuştu. Yasin Hayal'in bağlantıları gerektiği gibi araştırılmadı...

Yasin Hayal, Trabzon'daki bombalama olayını Erhan Tuncel'le birlikte gerçekleştirmişti.

O dönemde Tuncel'in üzerine gidilmedi.

Gidilmek şöyle dursun...

Erhan Tuncel hadiseden üç hafta sonra Trabzon Emniyeti tarafından yardımcı istihbarat elemanı yapılmıştı!

Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda, "E.Tuncel'in Mc Donald's olayındaki işlevi çözülseydi, Dink Suikastı önlenebilirdi" deniliyor.

***

Suikastın asker ayağında ise dönemin Trabzon Jandarma İl Alay Komutanı Ali Öz vardı.

Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci'nin cinayetten tam altı ay önce yaptığı ihbarları hasıraltı eden Albay Ali Öz'dü!

Başta Ali Öz'ün yardımcısı yarbay dahil emrindeki askerler mahkemede Albay'ı suçladılar.

"Delilleri karartan adam"dı, Albay...

Buna mukabil, Ali Öz mütemadiyen "Hiçbir şey hatırlamıyorum" diye konuştu!

Bir başka deyişle, Ali Öz, ABD eski Başkanı Ronald Reagan'ı oynadı.

Bu alanda dünya rekoru, vaktiyle İrangate Skandalı soruşturulurken verdiği ifadeler esnasında yüz otuz kez "Hatırlamıyorum" diyerek siyasi masal tarihine geçmiş olan Reagan'a aittir.

***

Ergenekon patentli Hrant Dink cinayetindeki derin kazıyı isabetli yapabilmek için, suikastın hemen öncesinde neler yaşandığına odaklanmalıyız.

Suikast, "EMASYA Tatbikatı kapsamında Çağlayan Meydanı'ndan tankların geçirilmek istendiği günlerde" işlenmişti.

Hrant Dink Suikastı'nın "büyük resim"deki yerini işaretleyebilmek için bu yoldan gitmek gerekiyor!

***

"Medyanın Amiral Gemisi" suikasttan sadece iki gün önce yani 17 Ocak'taki (2007) taşra baskısında "Aman Sincan Sanmayın" manşetini atmıştı.

Ellerini fazla açık ettiklerini düşünmüş olmalılar ki, şehir baskılarında "Askerin Hassasiyeti" diyerek taşradaki manşetlerine "estetik operasyon" yapmışlardı.

Gazete, "Aman Sincan Sanmayın" derken, incecikten bir "algı" yağdırıyor; okuyucularına ve kamuoyuna (mahsus ters bir ifade ile) Sincan'dan geçen tankları hatırlatıyordu.

"Yürümesi muhtemel" tankları, önceden sempatik göstermeye çalışan Hürriyet, Çağlayan Meydanı'ndan tankların geçmesi ihtimalini bile çok seviyordu.

Önceki ve Sonraki Yazılar