Tahirhan GÜL
CUMHURBAŞKANIMIZIN TARAFINDAYIM
Dostlar son dönemde muhafazakâr kesimde moda oldu cumhurbaşkanını eleştirmek. İnsanlar doğal olarak herkesi eleştirebilirler ama Türkiye’nin en sıkıntılı şu döneminde bütün yerli yersiz yabancı tüm düşmanlar birleşip tek cephe halinde saldırırken kendi mevziimizdeki kişilerin bir anda eleştirmeye başlaması çok ilginç. Peki, kimdir bu cumhurbaşkanı ve neler yaptı 13 yıllık ülke siyaset tarihinde. Hatırlarsak 28 Şubat zulmünün olduğu dönemi bitirmişti başa gelmesi. 28 Şubat döneminde neler olmuştu. Mesela okula alınmayan kız çoklukları saçlarından sürüklenerek caddelerde dayak yemişti. Kimisinin bu durumdan dolayı akıl sağlı bile bozulmuştu. İmam hatipleri ortadan kaldırmak için orta kısmı kapatılmış öğrencileri üniversitelere, polis kolejlerine ve askeri okullara alınmamaya başlamıştı. Kuran kurslarına kısıtlama gelmiş birçoğu kapatılmış ve çocuklar alınmamaya başlamıştı. Birçok İslami cemaat holding ve kuruluş haksız yere soruşturma geçirip kapanmıştır. Muhafazakâr bazı gazete patronları tutuklanmış hatta rivayete göre bazılarına elektrikle işkence yapılmıştır. Yazmak konuşmak ve toplanmak neredeyse yasak hale gelmiştir. Onlarca banka yağmalanmış Türkiye’nin yaklaşık 200 milyar doları yerli ve yabancı hırsızlara hortumlatılmıştı. Türkiye bir milyar dolara muhtaç hale gelmiş. Memur maaşları ödenmez bir haldeydi o dönemde. Bırakın tankı helikopteri uçağı kendi piyade tüfeğini bile üretemeyen bir ülke durumundaydı Türkiye. Uluslararası arenada sözü dinlenen değil söz dinleyen reçete uygulayan bir ülke konumdaydı. İstanbul da binlerce atölye kapanmış birçoğu yıllardır çalışan işçilerine aylıksız izin vermişti. Hiçbir büyük yatırım yoktu.
Peki sonrasından şimdiye kadar olan süre yani Erdoğanlı yıllarda neler oldu. Artık bırakın üniversiteyi kamusal alanın her yerinde insanlar başörtüsüyle okuyup çalışabiliyorlar. İmam hatiplerin hem ortaokulları açılmış hem de yeni imam hatipler her yere açılarak öğrencileri istedikleri yeri kazanabilecek okuyabilecek imkânlara kavuşmuştur. İslami cemaat holding ve kuruluşlar istedikleri gibi faaliyet yapabiliyorlar. Kuran kursları hafızlık merkezleri yaygınlaşmış ve her yaştan öğrenciye acık hale getirilmiştir. Muhafazakâr gazete ve yayınlar en özgür olduğu dönemi yaşıyor. Ekonomi devir atlamış. Sürekli büyümüştür. Bir milyar dolara muhtaçken ülke şuan yaklaşık 20 milyar dolarlık IMF borcu ödemiş hazinesinde yaklaşık 140 milyar dolar parası olan bir ülke konumuna gelmiştir. Yine piyade tüfeği bile üretemeyen ülkeden kendi helikopterini, tankını, uçağını, akıllı bombasını, füzesini üreten ülke durumundadır. Şuan sadece İstanbul’da yapılan ve yapılmakta olan tüp geçitler hava alanı ve diğer büyük projeler 40 milyar dolar civarındadır. Ülke çapında bir milyar dolara muhtaç ülkeden sadece İstanbul’da 40 milyar dolar civarında yatırım yapan ülkeye sıçramıştır. Uluslararası arenada şuan sözü dinlenen ve dünyanın her yerine yardım götüren büyük bir ülke olduk.
Şu günlerde birileri birleşip cumhurbaşkanımıza bu büyük gelişimin ve dönüşümün mimarına savaş açtılar. Hadi onları anladık da kendi cenahımızdan kişilerin bu hassas dönemdeki eleştirilerine ne demeli. Efendim neymiş partiye müdahale ediyormuş. Adam partiyi kendisi kurdu. Kendi partisine ülkenin bekası için tavsiyelerde bulunmasından daha doğal ne olabilir ki. Beyler bu parti meselesi felan değil bu ülkenin bekası meselesidir. Bu Rahmetli Abdülhamit Han’dan başlayan Menderes ve Özal ile devam eden ve Erdoğan’la devam etmekte olan ülkenin bekası meselesidir. Tarafınızı ona göre seçin.
Hikayename
Bugünkü hikâye bizim kozmandede hacımızdan. Ahmet abimiz temiz kendi halinde bir Müslüman. Tebliği çok severmiş eskiden gördüğü her kişiyi durdurup başlarmış din anlatmaya. Tabi 28 Şubat dönemi baskıların en fazla olduğu, herkesin irticacı avına çıktığı dönem sokakta birini yakalamış tam din anlatırken onu takip ettiğini düşündüğü biri yanına yaklaşmış bizimki sarıklı cübbeliymiş. Adam başlamış sorgulamaya. Sen irticacı mısın ne bu sakal sarık bizim gariban bir şey diyememiş. Adam sen şimdi Atatürk’ü de sevmezsin demi demiş. Hacı o an vermiş cevabı efendim ne alaka demiş tam göğüs bölgesinde cebi varmış oradan parayı çıkarıp para üstündeki Atatürk resmini göstererek sevmesek resmin göğsümüzde taşırmıyız demiş bu hazır cevap üstüne adam bizim hacıyı rahat bırakıp hemen oradan uzaklaşmış
Selam ve duayla
tahirhangul@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.