Murat KARAKOYUNLU
COĞRAFYA KADERDİR
İbn Haldun’un sosyoloji, tarih, felsefe ve antropolojiye ilişkin pek çok konuyu açıklığa kavuşturan meşhur bir tezi vardır. Bu teze göre Haldun “Coğrafya Kaderdir.” der.
Dünyayı yedi iklim bölgesine ayıran ve ekolojik yapının insan üzerindeki etkilerini inceleyen Haldun, Afgan dağlarında yaşayan bir insanın mizacı ile Küba ya da Danimarka’da yaşayan bir insanın mizacının aynı olmayacağına vurgu yapar. Çünkü insan, yaşadığı coğrafyadan etkilenir. Bu etki de onun, yüzyıllar boyu sürecek bedensel ve ruhsal yapısının rotasını belirler. Bu teze göre yaşadığımız coğrafyanın tahliline baktığımızda, ortaya korkunç bir manzara çıkıyor.
Doğunun bu bereketli coğrafyası, son iki yüzyıldır kendine ait olmayan bir kaderle başbaşa. Bu kader kendini, zulüm, kan ve gözyaşı olarak resmediyor. Bir batılı gibi yaşamak ve doğal olmayan bir ölüme, onun şaşırdığı gibi şaşırmak, maalesef son iki yüzyıldır bizim kitabımızda yok. Her gün öldürülen yüzlerce insan, geride kalanların acısı ve vahşet görüntüleri, insan yanımızı etkilemiyor artık. Medeniyetin beşiği olmuş bu coğrafyanın insanı kendine yakışmayan bir hayatı yaşamaya razı ediliyor.
Mezhepsel, kültürel ve ırksal ayrılıkların bizden daha çok tetiklemesi gereken coğrafyalardaki barış ve huzur, bize çok uzak. Daha açık ifade edelim; otuz yıl savaşı ve yüzyıl savaşlarının yarası ile yaşayan, iki büyük dünya savaşının çıkmasını sağlayacak kadar derin ayrılıklara sahip batı bile sulh içindeyken biz, bu ortamdan çok uzağız.
Bizim olmayana razı ediliyor insanlığımız. Bu yüzden sesleniyorum size: İnsanlığınız geri gelinceye kadar izlemeyin ölüm haberlerini. İkinci bir Aylan bebek faciası ilki kadar acıtmıyor içimizi çünkü. Yok saymak değil kastettiğim. Laylaylom bir hayatı önermiyorum size.
Bilakis varlığını özümseyerek yaşayın zulmün.Zulme şahit olduğunun ilk günkü sızı ile inanın bu durumu değiştireceğinize.Bir insanı tetikleyen en önemli şey rahatsızlıklarıdır çünkü. Alışmak ise, boyun eğmektir. Kaynar su ve ılık suda bırakılan kurbağa örneğindeki gibi. Alıştırılmaktan korkmalıyız ilkin.
Masum bir bebeğin parçalanmış cesedine gerçek bir insan, bir Müslüman nasıl tepki verirse, o tepkiyi verecek hale gelinceye kadar süpürmeliyiz vicdanımızın pasını. Şu bir gerçek ki zalimin bize yaptığı en büyük kötülük zulmüne alıştırmaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.