Ünal SADE
Çetin Altan insaf insaf…
Çetin Altan insaf insaf…
Tarihçi dostum
Gerçekten hiç ibret alınmadığı için aynı hataları yaşamaya devam ediyoruz.
Habername için yazdığım “Darbecileri Yargılamak, Alkışlayanları Ayıplamak…” başlıklı yazımda Çetin Altan’ın bilinen ya da tahmin edilenin aksine “Darbe Yanlısı” bir kalem olduğunu örnekleriyle anlatmaya çalışmıştım.
Özetle Hatırlayalım:
27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi Destekçisi Çetin Altan:
Çetin Altan sudan sebeplerle Başbakan ve iki bakan asan 27 Mayıs 1960 Darbesi için darbenin ikinci günü Milliyet Gazetesinde o günlerde “TAŞ” isimli köşesinde “Bugün Canım Yazı Yazmak İstiyor” başlıklı bir yazı kaleme almış ve:
“Silahlı Kuvvetlerimizin Büyük Ata’nın yıllar arkasından akseden manevi direktifi ile yaptığı bu hareket, demokrasimizin en sağlam teminatı olarak tarihimize geçecek ve hürriyetlerden kendi sefil benlikleri için faydalanmak isteyen gafillere her zaman için unutulmaz bir ders olacaktır.”
“Bu hareketin meşruluğu ve büyüklüğü, yıkılanların gayrimeşruluğu ve küçüklüğüyle makûsen mütenasip olarak bir abide gibi ortaya çıkmaktadır”
“Bize bu günleri taddıran ve bir milletin haysiyetine konmıya çalışan tozları bir üfleyişle temizleyiveren Türk Silahlı Kuvvetleri sağolsunlar.”
Cümleleriyle darbe destekçisi bir profil olarak karşımıza çıkmıştır.
12 Mart 1971 Askeri Muhtırası Destekçisi Çetin Altan:
Zaman içerisinde pişman olmak bir yana bu defa da 12 Mart 1971 muhtırası sonrası o günlerde köşe yazarlığı yaptığı Akşam gazetesinde:
“Gayet açık söylüyoruz, biz bizim inandığımız programın daha ilk harfini görünce delilik krizleri geçiren feodal gölgeli parlamentoyu değil, Orgeneral Batur’un imzasını taşıyan muhtırayı ve onu destekleyip benimseyen güçleri tutuyoruz.”
Sözleriyle darbe destekçisi tavrının devam ettiğini sizlerle paylaşmıştım.
Aradan 29 yıl geçmiş…
Çetin Altan sizce değişmiş ve doğru yolu bulmuşmudur?
Ne gezer?
Çetin Altan “Balyoz Darbe Planı” Destekçisi:
Oğulları Mehmet ve Ahmet Altan kardeşler yaşadığımız kritik süreçte var güçleriyle darbe girişimlerini teşhir kavgasını verirken Çetin Altan ne mi yapıyor?
Sanki bu ülkede 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 27 Nisan, Sarıkız, Ayışığı, içerden destekli “Ergenekon” hiç yokmuş gibi “Balyoz Darbe Planı” nın tartışıldığı şu günlerde Milliyet Gazetesinde “Şeytanın Gör Dediği” ni görmeye devam ettiği köşesinde “Hamsiyi koydum ta ta vaya, fırladı gitti ha ha havaya…” başlıklı bir yazı yazıyor….
Bakın neler söylüyor:
“Çok eski kutsal bir inanca göre Havva anamız, Adem babamızın göğüs kemiğinden yaratılmıştır.
* * *
Dünyada Adem babamızla, Havva anamızdan başka kimsenin bulunmadığı tarihlerde bir akşam, Havva anamız gergin bir şekilde söylenmeye başlamış Adem babamıza:
-Bu akşam çok geç geldin, söyle bakalım kiminle beraberdin?
* * *
Adem babamız da:
-Deli misin sen be kadın, diyormuş; kiminle beraber olabilirim ki, senle benden başka kimse yok ki dünyada.
* * *
Havva anamızı bir türlü rahatlatmamış bu sözler, bir türlü kurtulamamış içindeki kuşkudan. Gece olunca da, Adem babamızın uyumasını beklemiş ve ayaklarının ucuna basa basa yanına gidip, parmağıyla birkaç kez gögüs kemiklerini saymış.
* * *
“Resmi” yani uydurma tarihlerin “vatanseverlik girişimleri” olarak gösterdiği, ittihatçı komutanların yüz yıl önceki askeri darbeleri de; en sonunda “çağdaş uygarlık düzeyine varmayı hedefleyen” Devlet’imizin doğmasına neden oldu.
* * *
Ankara’daki sivil siyasetçilerin; Havva anamızın kuşkusuna benzer bir kuşkuyla, ikide bir darbeci askeri cuntaları saymaya kalkma merakı da, bundan ileri geliyor olmalı”
Son paragraftaki bu cümleden sonra yazacak bir şey bulamıyorum.
Çetin Altan’ı tarih affetmeyecek…
İnsaf insaf…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.