THY artık kendini aşmış durumda.
Yurt içi ve yurt dışına çok sık uçan birisi olarak, milli havayolu şirketimizin hızlı yükselişi beni çok mutlu ediyor, milletim ve ülkem adına gururlandırıyor.
En başta yazmadan geçemeyeceğim:
Frankfurt İstanbul uçuşunda yediğimiz İslim Kebabı’nın tadına doyum olmadı.
Birkaç ay önce yaptığım Adana İstanbul arası yolculukta da o ânâ kadar yediğim en lezzetli kısır’ı yemek nasip olmuştu.
Dursun Ali Erzincanlı Bey ve İzmir’den Prof. Dr. İrfan Yılmaz Hocamızla aynı uçakta idik. Bizi Almanya Kassel’de ağırlayan ağabeylerimiz, “business class”ta yer ayırdıkları için, ayrıcalıklı bir yolculuk yapmış olduk. Ancak business ya da ekonomi sınıfında uçmanız arasında, aldığınız hizmet kalitesi bakımından büyük bir fark yok.
THY her geçen gün biraz daha büyüyor. Büyüme sürecinde de kalitesini arttırıyor oluşu alkışlanacak bir politika. O yüzden, Avrupa’dan farklı noktalara uçacak veya Türkiye’ye gelecek yabancılar, artık ve daha fazla THY’nı tercih ediyorlar.
Dünyanın farklı coğrafyalarına uçacak yolcular İstanbul’dan aktarma yapmayı ve tercihlerini de THY’dan yana kullanmayı tercih ediyorlar. Bu oran her geçen gün biraz daha artıyor.
Bunda, hiç kuşku yok ki, verilen hizmetin kalitesi kadar, yemeklerin lezzeti, sunumu ve çeşidinin de payı var. Hele Do-Co Yemek Şirketi’nin, Türk mutfağından seçtiği birbirinden leziz yemekler, uçuşa apayrı bir keyif katıyor. Bu yemekleri, Türk misafirperverliği ile sunan kabin görevlilerinin payını da unutmamak lazım.
Bu seviyeye ulaşmada emeği geçen herkese gönül dolusu teşekkürler. Bu alkışlanacak başarı, millet olarak hepimizin göğsünü kabartıyor.
Sevgili THY çalışanları; çalışmalarınıza aynen devam edin. Siz bizim gururumuz oldunuz. Allah daha da büyük başarılar yakalamayı nasip etsin. Siz koşmanıza devam edin. Bu millet Size dua ediyor.
Bu arada küçük bir not; Atatürk Havalimanı’nda meydana gelen can sıkıcı “rötar”lar da kısa zaman içinde ortadan kalkarsa, THY’nın ve Türkiye’nin yükselişi çok daha hızlı olacaktır.