Bir grup ülkücü ile pazar kahvaltısı

“2023 Lider Ülke Türkiye Platformu” adı altında örgütlenmişler.

Hepsi 30’larında... Hepsi iyi eğitim almış... Hepsi MHP’li... Hepsi “ocak terbiyesi”nden geçmiş... Hepsi milliyetçi...
İşte böyle bir grupla Üsküdar’da padişah resimleriyle süslenmiş bir otel salonunda bir araya geldik.
Memleket meselelerini konuşmak için...
Onlar sordular, ben cevapladım.
Bazen de onlar yorum yaptı, ben dinledim.
* * *
“Hepimiz Ermeni’yiz” konusunu tartıştık uzun uzun...
İslamcıları konuştuk.
MHP’yi değerlendirdik. Medyayı analiz ettik. Ergenekon bahsini açtık.
“Türkiye nereye gidiyor?” meselesine girdik.
Sonuçta:
Bazı konularda aramızda derin fikir ayrılıkları olduğunu gördük. Bazı konularda anlaşabildiğimizi fark ettik.
Ama birbirimizi dinledik. Hatta şairin “olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması” dizesine inat birbirimizi anladık.
* * *
Gruptan biri bana dedi ki:
“Siz her kesime çok anlayışlı, çok hakkaniyetli yaklaşıyorsunuz. Ama sıra MHP’ye gelince aynı tutumu görmüyoruz.”
Gülümsedim.
Ona “Akıncılık” günlerimizde MHP’lilerle yaptığımız kıyasıya mücadeleden söz ettim ve “Belki de o mücadeleden kalma bir önyargıdır benimki” diye espri yaptım.
* * *
Kimi avukat, kimi doktor, kimi eğitimci, kimi iş adamı...
Aralarında rahmetli Mehmet Gül’ün oğlu Şeref Gül var, yine eski parlamenterlerden Ahmet Çakar’ın oğlu var.
Son günlerde ekranlarda göz dolduran Fenerbahçe’nin avukatlarından Emin Özkurt da grupta yer alıyor.
MHP yönetimiyle araları gayet iyi...
Bir isyan hareketi falan başlatmış değiller yani... İki amaçları var:
BİR: Entelektüel açıdan kendilerini geliştirmek...
İKİ: MHP’ye karşı önyargıları kırmak...
Sordukları sorulardan, soruş tarzlarından, olaylara yaklaşım biçimlerinden yola çıkarak şu saptamayı yaptım onlar için:
“MHP’nin yakın geleceğine damga vuracak yetişmiş insan kaynağı.”

Neden mi bir türlü mutlu olamıyorlar

30 yıldır beklenen bir düş gerçekleşiyor:
Kenan Evren yargılanıyor!
Ve 30 yılı aşkın süredir bu hesabın görülmesi için çırpınanlar, bu çok önemli gelişme karşısında bir türlü mutlu olmuyorlar.
Neden?
Kenan Evren’le hesaplaşma şerefinin kendilerine değil de AK Parti iktidarına nasip olmasından mı?
Bu mudur yani?
Bütün mesele basit bir kıskançlık mıdır?
Cevap veriyorum:
Hayır!
* * *
“Kenan Evren’i yargılıyoruz, adamlar yine de mutlu olmuyor. Hasta mıdır nedir bunlar?” diyenlere sesleniyorum:
Hasta falan değiller.
Sadece sizin görmediklerinizi görüyorlar:
- Mesela bakıyorlar: 12 Eylül’ün tüm kurumları yerli yerinde...
- Mesela bakıyorlar: DGM’ler gitmiş, yerine özel yetkili mahkemeler gelmiş.
- Mesela bakıyorlar: 12 Eylül günlerindeki tutuklama furyasının bir benzeri memlekete egemen olmuş.
- Mesela bakıyorlar: 12 Eylül’deki kadar olmasa da “söz söyleme riski” diye bir şey peyda olmuş.
- Mesela bakıyorlar: Kral gibi parti genel başkanları yerli yerinde duruyor.
- Mesela bakıyorlar: Memlekette özgürlük rüzgârı esmiyor.
- Mesela bakıyorlar: AİHM’de ceza rekoru Türkiye’de...
- Mesela bakıyorlar: Basın özgürlüğünde Uganda’nın bile gerisine düşülmüş.
- Mesela bakıyorlar: Tahammülsüzlük alıp başını gitmiş.
Böyle bir ortamda...
Kenan Evren’in yargılanmasından bir ferahlama değil, bir güç gösterisi çıkıyor.
“Biz icabında Kenan Evren’i bile yargılarız, ayağınızı denk alın” tarzı bir gösteri...
Tıpkı...
“Genelkurmay başkanlarının bile yargılandığı ülke” cümlesinden çıkan güç gösterisi gibi...
* * *
Eğer bir memlekette...
Büyük özgürlük rüzgârları estirmek yerine darbe günlerini çağrıştıran uygulamalara imza atılırsa...
O memlekette emekli darbecilerin yargılanmasından mutluluk duygusu çıkmaz.
Tam tersine inceden endişe çıkar...

Bravo Murathan Mungan

BDP’nin parti okulunda ders vermenin bile “tutuklama gerekçesi” haline geldiği bir ortamda...
BDP’nin parti okulunda ders veren...

Önceki ve Sonraki Yazılar