Fatma Ç. KABADAYI
Bir Bestekâr Bir Söyleşi; ÜSTAD VURAL ŞAHİN
Ayrılık derdiyle yürekten yanıp
Boynumu bükersem üzülmez misin?
Kor alev adını günbegün anıp
Gözyaşı dökersem üzülmez misin?
Odamdan güneşler doğsa fark etmez
Denizler bağrımın çölüne yetmez
Hiç bir aşk yerini telafi etmez
Çileni çekersem üzülmez misin?
Dört kitap yazamaz duygu halimi
Sahipsiz dualar yakar elimi
Ardından çaresiz kalan kalbimi
Yerinden sökersem üzülmez misin?
Zalimlik sığar mı senin yapına
Kapıldım bir kere hasret çarkına
Perişan gelip de bir gün kapına
Karşına çıkarsam üzülmez misin?
Tek senin adın var gönül burcumda
Seninle yoğruldum sevda harcında
El pençe durmuşken ayakucunda
Yıkılıp çökersem üzülmez misin?
Yalvardım günlerce bana koş diye
Anlattım sen yoksan hayat boş diye
Mezarım başına mermer taş diye
Resmini dikersem üzülmez misin?
“Müzik ruhun gıdasıdır” sözünü hepimiz biliriz. Peki, bu müziklerin gıdalarını nereden aldıklarını, kamera arkasında neler olup bittiğini ne kadar biliyoruz. Duygusal anlarımızda bizi ağlatan, mutlu anlarımızda neşelendiren şarkıların söz yazarlarını, bestekârlarını ne kadar tanıyoruz?
İşte o anlamlı sözlerini bizlerle buluşturan bestekârlarımızdan Üstat Vural Şahin ile görüştük. Yedi yüz şarkısı bestelenen, yetmişin üzerinde şarkısına klip çekilen, mütevazi kimliği ile gönül fethetmeyi, kalemiyle yürek dağlatmayı alışkanlık edinmiş Sayın Şahin’i tanımak bana onur verdi. Sohbetimizi sizlerle de paylaşmak istedim.
“Üstadım, öncelikle kıymetli vaktinizden bana da ayırdığınız için teşekkür ediyorum.
Duygusal ve üretken kişiliğinizle çevrenizde takdir edilen, sanata koşan gençlere hocalık yapan birisiniz. Hem besteleriniz hem söz yazdığınız şarkılar var. Örneğin Orhan Gencebay’ın Nerden Bileceksin isimli şarkısını herkes bilir ama söz yazarı olarak sizi bilmezler. Arka planda olmanın avantajları ve dezavantajlar nelerdir?”
Ben işin hep mutfak kısmını sevdim. Üretmek ilk işimdi. Ürettiklerimin değer bulması benim mutluluk göstergemdi ve bu yıllarca böyle sürüp gitti. Uykusuz gecelerimin çok olması beni hiç rahatsız etmedi. Aksine kamçıladı… Göz önünde olsaydım belki bu yönümü zirveye taşıma şansım olmayabilirdi bölünme açısından.
“Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Muazzez Ersoy gibi birçok ses sanatçımızın seslendirdiği şarkılar sizin kaleminizden dillenip geldi. Bu eserleri yazarken nasıl bir ruh hali içinde oluyorsunuz?”
Eserlerimi yazarken ilhamın nerden geldiğini bilme şansım hiç olmaz. Bir filmin bir şarkının okuduğum bir kitabın gördüğüm veya yaşadığım bir olayın ruhumun derinliklerindeki uzantıları olabilir.
“Haftalık Magazin Dergisinde 3,5 yıl boyunca sanat sayfası hazırladınız ve hiçbir ücret almadınız. Yine Ayşe Egesoy’un hazırladığı Beş Mevsim Eğlence programının metin yazarlığını yaptınız. Bu kadar faal ve çalışkan bir kimliğiniz var. Sanata olan aşkınızı bu bile kanıtlarken, siz “Allah sanat aşkımı elimden almasın” diyorsunuz. Sanat aşkınızı nasıl tarif edersiniz?”
Üretken bir babanın iki evladından biri olarak sanatsız bir ortamın beni çöle düşen damlaya çevireceğine inanıyorum. Yıllarım böyle geçti. Sanırım gelecek yıllarda öncekilerin yolundan. Ben gidecek bu halimi seviyorum.
“Bestekârların çok para kazandıkları, refah içinde hayat sürdükleri doğru mu?”
Üretken insanların çok kazandığına inanmıyorum; en azından şimdilik… Belki bizden sonraki jenerasyon bize göre daha doyurucu maddiyata kavuşacak. İmkânları daha da büyük bir alana yayılacak tabi ki...
“Müzik aletlerini çalmadaki becerinizle de gönüllerde taht kuruyorsunuz. Bağlama, tambur, ud, org hepsi parmaklarınızla ses getiriyor. Müziğe olan ilginiz hangi yaşlarda başladı?”
Gözümü açtığımdan beri sanatla ikiz kardeş gibiyim. Ayrı yaşayamadığım bir nefes sanki… Ayrılırsam yaşamanın büyük bir anlamı kalmaz sanıyorum benim için. Yani öyle hissediyorum.
“Trabzon doğumlu olduğunuzu ve İstanbul’da ikamet ettiğinizi biliyoruz. İstanbul’un büyüsü eserlerinize yansıyor mu? Gezmeyi, görmeyi sever misiniz?”
Belgesel niteliği taşıyan gezmelerim benim açımdan daha çok mana ifade eder. Yeri gelir İstanbul gözümde köye döner. Bazen bir köyün kokusunu 10 İstanbul’a değişmem...
“Şu sıralar söz yazarı yarışmasında jüri üyesi olarak görev aldığınızı biliyoruz. Eserleri neye göre değerlendireceksiniz? Katılmak isteyen şairlerimize neler önerirsiniz?”
O projeyi ben ürettim hem organize yaptım hem de o seçkin jüriyi hatırladım. Sağ olsunlar beni kırmadılar. Sanat aşkımı, çalışmalarımı, mazimde bıraktığım ve ayrıca devam eden başarılarımı bildikleri için tabi. Jürimiz -hepsi tek başına bir devdir- onlarla gurur duyuyorum. Öyle bir jüriyi bir araya getirmek maziye diktiğiniz sanat ağacının yeşermesiyle olur… Projeye herkes katılabilir. Amacım yeni şarkı sözü yazarları bulup gün ışığına çıkarmak... ve tabi ki onların da çok ihtiyacı var moral açısından. Benim yaptığım onlara eşi bulunmayacak bir hizmettir. Ayrıca bana yardımcı olan ve işin diğer boyutunu üstlenen ekip arkadaşlarımda var tabi.
“Üzülmez misin isimli eseriniz yine Orhan Gencebay tarafından bestelendi, bu güzel sözleri Orhan ağabeyimizin sesinden ne zaman dinleyebileceğiz? İpucu alabilir miyiz?”
Bana ilk şiirimi besteleyen ve o günden bugüne birçok eserde bir araya geldiğimiz Orhan Gencebay üstadım karar verecek. Bu çıkaracağı albümde olabilir belki. Yüzdesi bir hayli fazla...
“Ailenizle, iki evladınızla, torunlarınızla birlikte neler yapmak sizi mutlu eder? Dünyaya bir daha gelsem dediğinizde neyi yapmak ve yapmamak isterdiniz? İyi ki de yapmışım ya da keşke dediğiniz bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?”
Ailem, üç çocuğum, torunum, kardeşlerim benim dünya fotoğrafımın vazgeçilmezleri… Bende çok emekleri var. ki hepsi benim çalışmalarımda destek olmuştur sağ olsunlar... Sanırım yeni veya tekrar bir hayatım olsaydı bu işin merkezinde yaşamayı seçerdim yine...
“Çok teşekkür ediyor, başarılarınız daim olsun diyerek sonsuz saygılarımı sunuyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.