xxx98
Bin Ladin'den McCain'e hayat öpücüğü mü?..
Katolik bir bilim kuruluşu olan St. Joseph's Üniversitesi'nde bir öğretim üyesi başkanlık seçimleri üzerine konuştukça konuşuyor. Verdiği bilgiler yararlı ama lafı uzattıkça uzatıyor.
Freni yok!
Gazeteci milletinin baymaya başladığı her hallerinden belli...
Araya girip soruyorum:
"Usame bin Ladin, McCain'e bir son dakika kıyağı çekebilir mi? Yani bir hayat öpücüğü..."
Dikkatler bana dönüyor. Siyaset bilimi profesörü bir an duraksadıktan sonra konuyu toparlıyor:
"Yani bir Ekim sürprizi mi?"
'Ekim sürprizi' deyimi boşuna değil. 2004 yılı Başkanlık seçimlerinde yaşanan bir sürpriz...
Sürprizi yapan da Bin Ladin.
2004'ün 29 Ekim günü, seçimlerden beş gün önce El Cezire televizyonunda Bin Ladin'in dört dakikalık bir kaseti yayımlanıyor. Amerika'yı vurmaya hazırlandığını söyleyen, tehdit dolu bir konuşma...
Kasetin yayınıyla birlikte Başkan Bush, seçim araştırmalarında Demokrat aday John Kerry ile arasındaki farkı bir anda altı puanın üzerine çıkarıyor.
Başkanlık seçimleri literatürüne 'Ekim sürprizi' diye giren bu olay, Bin Ladin'in bir son dakika kıyağı oluyor Başkan Bush'a...
Birkaç yıl önce İspanya'da, Madrid tren istasyonunda yaşanan El Kaide saldırısını anımsatıyorum.
Seçim zamanıydı ve Muhafazakâr lider Aznar için sandık sonuçları çantada keklikti. Ancak, tam seçimlere giderken yaşanan o korkunç terör eylemiyle birlikte Aznar değil, Sosyalist lider Zapatero hiç beklenmedik biçimde kazanmıştı seçimleri...
Siyasal bilimler profesörü, Amerikan siyasetinde 'komplo teorileri'nin çok rağbet gördüğünden söz ederken, "Neden olmasın? Belki de Bin Ladin yakalanmıştır ama gizli tutuluyordur. Bush, şu sıralar açıklayıp McCain'i kurtarabilir" dedi ve şöyle devam etti:
"Bin Ladin, Beyaz Saray'da Başkan Bush gibi birini ya da McCain'i Obama'ya tercih edebilir. Uygarlıklar Çatışması falan..."
'Ekim sürprizi' ya da benim deyişimle 'Bin Ladin kıyağı' -veya Bin Ladin'den McCain'e hayat öpücüğü- benim kafamdan çıkan bir şey değil. Financial Times'ın yorum sayfasında okuduğum bir makaleden esinlendim(*).
McCain'in işi zor!
İki hafta kala seçimi çevirebilmesi, normal koşullarda çok uzak ihtimal. Üniversite kampüsünde yaptığımız sohbetlerde de genel kabul görüyordu Obama'nın ezici üstünlüğü.
Amerikalı bir meslektaşım şöyle dedi:
"Ekonomi böyle tepetaklak giderken McCain'in hiç şansı yok. Daha eylül ayı içinde, 'Ekonominin temelleri sağlam, işler iyi!' diyebilen bir McCain'e bundan böyle inanmak çok güç..."
St. Joseph's Üniversitesi'nin haftalık gazetesini yöneten öğrenci, öğrenci kitlesinde Obama'nın fazlasıyla tutulduğunu söyledi. Neden diye sorunca, ilk tepkisi şöyle oldu:
"Cool da ondan..."
Barack Obama'nın o sakin, huzurlu, telaş yapmayan havası, anlaşılan, üniversite gençliğini de etkiliyor.
Ama yalnız bu değil.
Üniversite gazetesinin yöneticisi, Obama'nın öğrenciler arasında tutulmasının nedenlerini belirtirken Irak savaşı karşıtlığını, McCain'in kendisine yardımcı seçtiği Palin faktörünü, insan hakları konusunu ve McCain'e kıyasla gençliğini de (72'ye 47) saydı.
Obama kampanyasının yakaladığı büyük başarıda aslan payının sahibi olarak 18-30 yaş arasındaki gençler gösteriliyor. İyi eğitim görmüş, varlıklı ve Irak Savaşı'na karşı olan bu genç kitle, Obama kampanyasının Amerika çapında örgütlenmesiyle finansmanında çok önemli roller üstlendi.
Amerikalı öğretim üyesi bu konunun önemine dikkati çekerken şöyle dedi:
"Organizasyon organizasyon organizasyon... Para para para... İşte Obama kampanyasının başarısı..."
Bu arada ilk kez oy kullanacak olan Amerikalı gençlerin ağırlıklı tercihinin de Obama olduğunu bir kenara not etmekte yarar var.
Bir başka deyişle:
Gençlik kitlesinin dinamizminden kaynaklanan desteğin de itişiyle Obama'nın tarihi Beyaz Saray yürüyüşü devam ediyor.
Obama kurmaylarını rahatsız eden bir konu var. Bu da seçimin çantada keklik görülmesi. Bu havanın 4 Kasım'da seçimlere katılımı olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.
Özellikle Obama'ya meyleden 'bağımsız' seçmenlerin, "Nasıl olsa seçimi alacak!" diyerek sandık başı yapmaktan kaçınmaları ihtimali üzerine duruluyor.
Bu öylesine bir hava ki, ellerinden gelse Obama'nın sürekli olarak arayı açtığını gösteren seçim araştırmalarının yayımını engelleyecekler.
Bu güne kadar Virginia, Missouri gibi Cumhuriyetçilerin kalesi olarak görülen eyaletler bile Demokratlara kaymaya başlamış durumda. Amerikalı bir meslektaşım yorumunu geçen gün şöyle bağlamıştı:
Freni yok!
Gazeteci milletinin baymaya başladığı her hallerinden belli...
Araya girip soruyorum:
"Usame bin Ladin, McCain'e bir son dakika kıyağı çekebilir mi? Yani bir hayat öpücüğü..."
Dikkatler bana dönüyor. Siyaset bilimi profesörü bir an duraksadıktan sonra konuyu toparlıyor:
"Yani bir Ekim sürprizi mi?"
'Ekim sürprizi' deyimi boşuna değil. 2004 yılı Başkanlık seçimlerinde yaşanan bir sürpriz...
Sürprizi yapan da Bin Ladin.
2004'ün 29 Ekim günü, seçimlerden beş gün önce El Cezire televizyonunda Bin Ladin'in dört dakikalık bir kaseti yayımlanıyor. Amerika'yı vurmaya hazırlandığını söyleyen, tehdit dolu bir konuşma...
Kasetin yayınıyla birlikte Başkan Bush, seçim araştırmalarında Demokrat aday John Kerry ile arasındaki farkı bir anda altı puanın üzerine çıkarıyor.
Başkanlık seçimleri literatürüne 'Ekim sürprizi' diye giren bu olay, Bin Ladin'in bir son dakika kıyağı oluyor Başkan Bush'a...
Birkaç yıl önce İspanya'da, Madrid tren istasyonunda yaşanan El Kaide saldırısını anımsatıyorum.
Seçim zamanıydı ve Muhafazakâr lider Aznar için sandık sonuçları çantada keklikti. Ancak, tam seçimlere giderken yaşanan o korkunç terör eylemiyle birlikte Aznar değil, Sosyalist lider Zapatero hiç beklenmedik biçimde kazanmıştı seçimleri...
Siyasal bilimler profesörü, Amerikan siyasetinde 'komplo teorileri'nin çok rağbet gördüğünden söz ederken, "Neden olmasın? Belki de Bin Ladin yakalanmıştır ama gizli tutuluyordur. Bush, şu sıralar açıklayıp McCain'i kurtarabilir" dedi ve şöyle devam etti:
"Bin Ladin, Beyaz Saray'da Başkan Bush gibi birini ya da McCain'i Obama'ya tercih edebilir. Uygarlıklar Çatışması falan..."
'Ekim sürprizi' ya da benim deyişimle 'Bin Ladin kıyağı' -veya Bin Ladin'den McCain'e hayat öpücüğü- benim kafamdan çıkan bir şey değil. Financial Times'ın yorum sayfasında okuduğum bir makaleden esinlendim(*).
McCain'in işi zor!
İki hafta kala seçimi çevirebilmesi, normal koşullarda çok uzak ihtimal. Üniversite kampüsünde yaptığımız sohbetlerde de genel kabul görüyordu Obama'nın ezici üstünlüğü.
Amerikalı bir meslektaşım şöyle dedi:
"Ekonomi böyle tepetaklak giderken McCain'in hiç şansı yok. Daha eylül ayı içinde, 'Ekonominin temelleri sağlam, işler iyi!' diyebilen bir McCain'e bundan böyle inanmak çok güç..."
St. Joseph's Üniversitesi'nin haftalık gazetesini yöneten öğrenci, öğrenci kitlesinde Obama'nın fazlasıyla tutulduğunu söyledi. Neden diye sorunca, ilk tepkisi şöyle oldu:
"Cool da ondan..."
Barack Obama'nın o sakin, huzurlu, telaş yapmayan havası, anlaşılan, üniversite gençliğini de etkiliyor.
Ama yalnız bu değil.
Üniversite gazetesinin yöneticisi, Obama'nın öğrenciler arasında tutulmasının nedenlerini belirtirken Irak savaşı karşıtlığını, McCain'in kendisine yardımcı seçtiği Palin faktörünü, insan hakları konusunu ve McCain'e kıyasla gençliğini de (72'ye 47) saydı.
Obama kampanyasının yakaladığı büyük başarıda aslan payının sahibi olarak 18-30 yaş arasındaki gençler gösteriliyor. İyi eğitim görmüş, varlıklı ve Irak Savaşı'na karşı olan bu genç kitle, Obama kampanyasının Amerika çapında örgütlenmesiyle finansmanında çok önemli roller üstlendi.
Amerikalı öğretim üyesi bu konunun önemine dikkati çekerken şöyle dedi:
"Organizasyon organizasyon organizasyon... Para para para... İşte Obama kampanyasının başarısı..."
Bu arada ilk kez oy kullanacak olan Amerikalı gençlerin ağırlıklı tercihinin de Obama olduğunu bir kenara not etmekte yarar var.
Bir başka deyişle:
Gençlik kitlesinin dinamizminden kaynaklanan desteğin de itişiyle Obama'nın tarihi Beyaz Saray yürüyüşü devam ediyor.
Obama kurmaylarını rahatsız eden bir konu var. Bu da seçimin çantada keklik görülmesi. Bu havanın 4 Kasım'da seçimlere katılımı olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.
Özellikle Obama'ya meyleden 'bağımsız' seçmenlerin, "Nasıl olsa seçimi alacak!" diyerek sandık başı yapmaktan kaçınmaları ihtimali üzerine duruluyor.
Bu öylesine bir hava ki, ellerinden gelse Obama'nın sürekli olarak arayı açtığını gösteren seçim araştırmalarının yayımını engelleyecekler.
Bu güne kadar Virginia, Missouri gibi Cumhuriyetçilerin kalesi olarak görülen eyaletler bile Demokratlara kaymaya başlamış durumda. Amerikalı bir meslektaşım yorumunu geçen gün şöyle bağlamıştı: