xxx11
Benim ne yapmam lazım!
Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ'un son konuşması üzerindeki tartışmalar artarak devam ediyor! Kimileri Org. Başbuğ'un çok sert çıktığını savunarak önündeki kürsüyü nasıl yumrukladığını ballandıra ballandıra anlatıyor!
Kimileri de Org. Başbuğ'a "Bu nasıl konuşma, sabrın taşsa ne olacak?" diyerek kafa tutmayı sürdürüyor!
Biz ise Org. Başbuğ'un konuşması içinde yer alan bir cümleye takılıp kalmış durumdayız! Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ içinde yaşadığımız son gelişmelerin değerlendirmesini yaparken, başında bulunduğu kurumun ciddi bir kurum olduğunu hatırlatıp "Benim ne yapmam lazım?" diye soruyor!
Evet, biz bu cümleye yani "Benim ne yapmam lazım?" cümlesine takıldık kaldık! Biran için kendimizi Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ'un yerine koyduk ve karşımıza çıkan bunca sorun karşısında "Benim ne yapmam lazım?" diye kendi kendimize sorduk!
Ve bir durum değerlendirmesi yapmaya çalıştık! Öncelikle bu soruyu bir çaresizlik içinde sormadığımızın farkındaydık! Kuşkusuz ortada pek çok sorun vardı ve hepsi de çözüm bekliyordu!
Peki, işe nereden başlamalıydık? Önceliği hangisine vermeliydik?
Ne darbe sorunu, ne ordunun demokrasiye bağlı olup olmadığı sorunu, ne kimi komutanların kendi kafalarına göre konuşmaları sorunu fazla ilgimizi çekmedi! Biz sürekli olarak "Sır tutamayan bir askeri yapı olur mu?" diye kendi kendimize sorduk durduk! Bugün askeriyede ne olsa, ne konuşulsa, ne yazılsa çizilse yarın herkesin haberinin olmasını bir türlü kabullenemedik!
"Bu nasıl askeriye?" diye sormaktan kendimizi alamadık! Gerçi Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ bu bilgi sızmasını bilgi çağına bağlıyor ama biz yine de askeriyenin sır tutabilme niteliğine sahip olması gerektiğine inanıyoruz! Bilgi sızması denilen şey bir-iki çift laf sınırını aşmamalı diye düşünüyoruz! Böyle binlerce sayfalık belgelerin, yüzlerce CD'nin dışarı sızmasını anlayabilmiş değiliz!
Ha sızan bilgilerden dolayı rahatsız mısınız derseniz asla böyle bir rahatsızlığımız söz konusu değil! Hatta memnun bile oluyoruz! Ama askeriyenin böylesine sır tutamaz hale gelmesini önemli bir zaaf olarak görüyor ve diyoruz ki: "Benim ne yapmam lazım?" diye sorma noktasına gelenler işe buradan başlayabilirler! Yani önce ciddi bir nefs muhasebesi yapabilirler ve askeriyeye ciddi bir çeki düzen verebilirler! Bugün üzerinde tartıştığımız konular ülkemizin iç sorunları ile ilgili çalışmalar!
Ülkemizin iç sorunları ile ilgili sorunlar böylesine iğneden ipliğe tartışılır hale gelmişse dış sorunlarla ilgili sırlarımızın akıbeti hakkında endişeye düşmemek mümkün mü? Bize göre Org. Başbuğ'un işe bu noktadan başlaması ve askeriyenin bu sır saklayamama zaafını halletmeye çalışması yapılabileceği en makul ve mantıklı çalışma olacaktır!